Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/506 E. 2021/709 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/506
KARAR NO : 2021/709

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.01.2021
NUMARASI : 2021/4 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 15.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.06.2021
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin 14.01.2021 tarih 2021/4 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davacı şirketin Tayvan menşeili bir firma olup, onlarca yıldır dünyanın önde gelen güvenilir siyanoakrilat yapıştırıcı (japon yapıştırıcısı) üreticilerinden biri olduğunu, müvekkili şirketin “…..” ve “….. …..” ibareli markaları ile aynı ibareli üretilen yapıştırıcı ürünü yaklaşık 100 ülkede tescil ettirdiğini, ….. markası ile bu markaya uygulanan tasarımların müvekkili şirketin dünya çapında yüksek itibarı ve tanınırlığı olan yapıştırıcı ürünleri ile özdeşleştiğini,”….. …..” ibareli şişe ve kapak tasarımının 19.04.2013 tarihi itibariyle 2013/03225 tescil numarasıyla Locarno sınıfı 09-01 sınıfında TPE nezdinde tescil ettirdiğini, bu şişe ve kapak tasarımının SMK kapsamında koruma altında olduğunu, davalı şirket tarafından kullanılan ve piyasaya sunularak reklam ve satışı yapılan tescilsiz “….. ….. …..” ibareli ürüne uygulanan tescilsiz tüp ve kapak tasarımının müvekkili şirketin yukarıda belirtilen 2013/03225 tescil numaralı tescil ve koruma kapsamındaki tüp ve kapak tasarımının aynısı olup, davalı tarafça SMK’nın 81.maddesi uyarınca müvekkili şirketin tasarım hakkına tecavüz edildiğini, davaya konu tüp tasarımının, Türk patent nezdinde 2004/30072 tescil numaralı 09.12.2005 tescil tarihli “…..”, 25.09.2009 tescil tarihli “…..”, 14.07.2014 tescil tarihli “….. …..” ibareli markalara ait yapıştırıcı için kullanıldığını, davalı tarafça müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz edilerek bilgilenmiş kullanıcı nezdinde iltibas yarattığını, müvekkilinin kazanç ve itibar kaybı yaşamasına neden olduğunu, bu konuda davalı tarafa tecavüze son vermesi için gönderilen ihtarnameye cevap verilmediği gibi hukuka aykırı eylemlerine devam ettiğini, davalının müvekkilinin markasından, tasarımından, itibarından ve tanınmışlığından haksız yarar elde etmeye devam ederek müvekkili şirketin tescilli haklarına tecavüz ederek telafisi mümkün olmayan zararlarına sebebiyet vermeye devam edeceğini, davalının kendi internet sitesinde de söz konusu tecavüzlü ürünün tanıtım ve reklamını yaptığını, hepsiburada.com, trendyol.com, gittigidiyor.com gibi internet adreslerinde de tecavüzlü tasarımın uygulandığı ürünün tanıtım ve satışının gerçekleştiğini, tarafların faaliyet alanlarının aynı olup, her ikisinin de yapıştırıcı ürün satıcısı olduğunu, müvekkilinin tescilli tüp ve kapak tasarımının aynısını davalının uygulayarak haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek müvekkilinin tasarım hakkına tecavüzün tespitine, tecavüzün durdurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL yoksun kılınan kazanç, 1.000,00 TL itibar tazminatı ile 10.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiziyle davalıdan tahsiline, ihtarname giderinin davalıdan tahsiline, haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine, haksız rekabet oluşturulan fiiller nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi 10.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalının tasarım hakkına tecavüzü nedeniyle telafisi imkansız zararlara uğramaya devam edecek olması nedeniyle “….. ….. …..” ibareli ürünün satışlarının önlenmesi ve durdurulması, piyasaya sunulmasının engellenmesi, ürünlerin toplatılması ve belirtilen internet adreslerine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin 1991 yılında kurulduğunu, bir çok ülkede TPE nezdinde 60 markası ile çeşitli tasarımları bulunduğunu, davacı tarafından sunulan kutu görseli üzerindeki ibareler ve kutunun tamamen jenerik halde olup, kutu üzerindeki ifadelerin yazılması gerekli ürünü tanımlayan davacı tarafından bulunmamış ürün özelliklerini içerdiklerini, dava dilekçesinde belirtilen tasarımın hükümsüzlüğü talebi ile açılmış davanın devam ettiğini, bu nedenle bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin ürünleri dava dışı İngiltere menşeili bir firmadan tamamen iyi niyetli satın aldığını, bu ürünlerin dizayn edilmesi ve tasarım oluşturulması konusunda sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, dava konusu uyuşmazlığın teknik inceleme gerektirdiği, tasarım korumasının başvuru üzerine esas incelemesi yapılmadan verildiği, tasarımların bilgilenmiş kullanıcı gözüyle teknik bir uzman tarafından değerlendirileceğinden bu aşamada ihtiyati tedbir yoluyla nihai sonucun elde edilmesinin uygun olmayacağı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalının üretim, satış, dağıtım, reklam ve pazarlamasını gerçekleştirdiği “….. ….. …..” ibareli ürüne uyguladığı tüp ve kapat tasarımı ile müvekkilinin TPMK nezdinde tescilini ve korunan şişe ve kapak tasarımına ilişkin tasarım hakkına tecavüz edildiğini, müvekkilinin şişe ve kapak tasarımının aynısının kullanıldığını, mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu, SMK’nın 159/1.maddesi uyarınca ihtiyati tedbirin sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahiplerine SMK tarafından verilen bir hak olduğunu, bu nedenle mahkemenin nihai sonucun ihtiyati tedbir yoluyla elde edilmesinin uygun olmayacağına dair gerekçesinin SMK’nın 159.maddesinin lafzına ve amacına aykırı olduğunu, davacının sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde tescilli tüp ve kapak tasarımının aynısının davalı tarafça tecavüz teşkil edecek şekilde piyasaya sunduğu, ürettiği, pazarladığı, sattığı, reklam ve pazarlamasını yaptığı birçok internet sitesi görselinin dilekçe ekinde sunulanarak tecavüzün gerçekleşmesi için etkin çalışmalar yapıldığının ispat edildiğini, ihtiyati tedbir talebinin niteliğinin SMK’nın 159/2.maddesi kapsamında somut olarak belirlenmiş talepler olduğunu, ihtiyati tedbirin davada verilecek hükmün etkinliğini sağlayacak nitelikte olmasının yasa gereği olduğunu, mahkemece gerekçede belirtilen teknik incelemenin yaptırılarak talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken mahkemece giderilebilecek bir eksiklik olan teknik incelemenin eksik bir gerekçe gösterilerek ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin 1997 yılından beri tanındığı, Türkiye’de piyasaya sunduğu tanınmış ve itibarlı “….. …..” ibareli yapıştırıcı ürüne uyguladığı tasarımın davalı tarafça taklit edilmesi nedeniyle kazanç kaybına uğradığını, tedbir kararı verilmediği sürece kazanç kaybına uğramaya devam edeceğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle ihtiyati tedbir talebinin kabulünü istemiştir.
GEREKÇE :Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesinde öngörülen ispat şartı tam bir ispat değildir. Delillerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak ön ispat tedbir kararı verilmesi için yeterlidir. Mahkeme tarafından ön ispatın tespiti, yargılama aşamasında Kanun gereği yapılması gereken bir tespit olup, ihsası rey olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Yine, ileride verilecek olan hükmün etkinliğini temin etmek üzere verilen ihtiyati tedbir kararının dava konusu ile aynı sonucu doğuracak bir ihtiyati tedbir kararı olduğunu iddia etmek de mümkün değildir.
Somut uyuşmazlığa gelince, davacı vekili, davalı şirket tarafından kullanılan ve piyasaya sunularak reklam ve satışı yapılan tescilsiz “….. ….. …..” ibareli ürüne uygulanan tescilsiz tüp ve kapak tasarımının, müvekkili adına tescilli “….. …..” ibareli şişe ve kapak tasarımının aynısı olduğunu, davalı tarafça SMK’nın 81.maddesi uyarınca müvekkili şirketin tasarım hakkına tecavüz edildiğini ileri sürerek tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, tecavüzün durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açtığı davada, “….. ….. …..” ibareli ürünün satışlarının önlenmesi ve durdurulması, piyasaya sunulmasının engellenmesi, ürünlerin toplatılması ve belirtilen internet adreslerine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İhtiyati tedbir talebinin dosyaya sunulan dellillere göre değerlendirilmesi gerekmekte olup, mahkemece tedbir talebinin değerlendirilmesi için teknik inceleme yapılması gerekmemektedir. İhtiyati tedbir isteyenin sunduğu delillere ve dosya kapsamına göre; SMK’nın 159. maddesinde aranan ispat koşulunun yerine getirilmemiş olması karşısında mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15.06.2021