Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/496 E. 2023/1806 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/496
KARAR NO : 2023/1806

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2018/539 Esas 2020/521 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 06.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.12.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.10.2020 gün ve 2018/539 Esas 2020/521 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 26.08.2015 tarihinde, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan, davalı …’e ait ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarptığını, kaza nedeniyle müvekkilinin iki el bileğinin kırıldığını, sol bileğine platin, sağ bileğine de tel takıldığını, ellerini tam anlamıyla kullanamaması nedeniyle çalışamadığını ve işyerinden çıkarıldığını, İzmir 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/691 E. sayılı dosyasında sürücü …’ın asli kusurlu bulunarak cezalandırılmasına karar verildiğini, davalı sigorta şirketi ve diğer davalılar tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminat bedelinin yasal faizi ile davalardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, dava tarihi itibariyle dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin asli kusurlu bulunmuş ise de, davacının asli kusurlu olduğunu, davacının maruz kaldığı hastalığın tedavi edilebilir düzeyde olduğunu, dava dilekçesinde sadece maddi tazminat isteminde bulunulduğunu, taleplerin nelerden ibaret olduğunun açıklanmadığını, kaza sonucu talep edilen maddi tazminattan sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, her ne kadar ceza dosyasında davalı sürücünün asli kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, kazanın meydana gelmesinde davacının asli kusurlu olduğunu, poliçe limiti dahilinde kaza sonucu talep edilen maddi tazminattan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davacının başvuru şartını yerine getirmediğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının alacak kalemlerini açıklaması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, davacının kaza sırasında kask ve koruyucu kayefet giyip giymediğinin araştırılması gerektiğini, manevi tazminat isteminin teminat dışı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 30.07.2019 tarihli raporda davacının olay tarihindeki yaşına göre %28,2 ve bugünkü yaşına göre %30 oranında maluliyetinin meydana geldiği, iyileşme süresinin 4 ay olduğu, davacının motosikletli kurye olarak çalıştığının tespit edildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 14.11.2019 tarihli raporda davalı sürücü …’ın karşıdan gelen motosikletin varlığına rağmen dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde sola dönüşe geçtiği, bu esnada karşısından gelerek yoluna düz devam eden ve bu nedenle geçiş hakkına sahip olan motosikletin seyir yönünü kapatarak gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu olduğu, davacının ise araç trafiğine dikkat ve özeni göstermesi, minibüsün kendi seyir yönüne dönüşe geçtiğini gördüğünde varlığını belirtecek tarzda korna çalıp selektör yapması ve etkin fren tedbiri ile kazayı önlemesi gerekirken bu hususa riayet etmediği, bu nedenle %25 oranında tali kusurlu olduğu, yapılan hesaplama sonucunda 175.452,83 sürekli iş göremezlik tazminatı ile SGK tarafından karşılanmadığı anlaşılan 1.895,17 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 177.348,00 TL maddi tazminat hesaplandığı sonucuna varılarak, maddi tazminat davasının kabulüne, 175.452,83 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.895,17 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 177.348,00 TL tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminattan gerekçesi belirtilmeksizin davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmadığını, davalı sigorta şirketinin de meydana gelen kazada manevi tazminattan diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, 50.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve .. vekili, yargılama esnasında maluliyet oranına yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini, ATK’dan yeni bir rapor alınması gerekirken bu hususun gözardı edilerek hatalı maluliyet oranı üzerinden hesaplama yapıldığını ve hüküm kurulduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davalı sigorta şirketi tarafından alınan ve dosyaya sunulan 02.10.2019 tarihli raporda davacının maluliyet oranının daha düşük belirlendiğini, davaya konu kazanın oluşuna ilişkin kusura yönelik itirazlarının karşılanmadığını, yeniden rapor alınması taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin Gaziemir pazar yerine aracını park etmek için girdiğini, aracın burnunu park yerine sokup neredeyse parkı tamamlayacağı sırada davacının hızlı ve tedbirsiz oluşu sebebi ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki parkı tamamlamakta olan araca çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin davacıya çarpmadığını, davacının motosikleti ile müvekkilinin aracına hızla çarptığını, her ne kadar İzmir 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/691 E. sayılı dosyasında ve ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda müvekkili asli kusurlu bulunmuş ise de davacının asli kusurlu olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, mahkemece davacı tarafın manevi tazminat talebine ilişkin mahkemece talebiyle bağlı kalınmadığını, manevi tazminatın davalı şahıslardan tahsiline karar verildiğini, manevi tazminat istemlerinden sigorta şirketinin de sorumlu olduğunu, müvekkilinin kazadaki olası kusurunun genişletilmiş mavi ticari kasko poliçesi tarafından teminat altına alındığını, davacının kaza sonucu talep edilen ZMMS poliçesini aşan maddi tazminat talepleri ile manevi tazminat talepleri bakımından davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davacının gerekli belgelerin tamamını ibraz etmek suretiyle başvuru şartını yerine getirmemesi nedeniyle dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, mahkemece maluliyet oranındaki çelişkinin giderilmesi için ATK’dan yeni bir rapor alınması gerekirken hatalı maluliyet raporu üzerinden hüküm kurulduğunu, müvekkili şirket tarafından alınan medikal firma raporunda davacının maluliyet oranının, kişinin motorlu araç kullanıcısı olduğunu belgelendirememesi halinde %10,20, belgelendirmesi halinde %12,10 olduğunun tespit edildiğini, mahkemece alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi raporunda belirlenen maluliyet oranının yüksek olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının 6111 sayılı kanun gereğince poliçe kapsamında olmadığını, SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davacının motosiklet kullanırken hiçbir koruyucu önlem almaması nedeniyle mahkemece müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, mahkemece davacının ıslahtan önceki tazminat talepleri için dava tarihinden itibaren, ıslahtan sonraki tazminat talepleri için ise ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın işleteni, sürücüsü ile zorunlu mali sorumluluk ve kasko sigortacısından geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Davacının maluliyet oranının tespiti için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden alınan 30.07.2019 tarihli sağlık kurulu raporunda ise kaza tarihinde yürürlükte olmayan 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının iş göremezlik oranı %30 olarak tespit edilmiştir. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporuna göre hesap raporu alınması doğru olmamıştır. Davalı sigorta vekili ile davalılar … ve … vekilinin maluliyet oranına yönelik istinaf sebepleri yerindedir.
Davalı …’e ait … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 29.11.2014-29.11.2015 tarihleri arasında KTK Karayolları Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalandığı, ayrıca yine davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 25.11.2014 -25.11.2015 tarihleri arası “… sigorta poliçesi” düzenlendiği, poliçede bedeni ve maddi zararlar bakımından 100.000,00 TL teminat limiti bulunduğu, poliçenin manevi teminat limiti klozu bölümünde manevi tazminat taleplerinin bedeni zararlar limitleri ile teminat kapsamına dahil edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesinde manevi tazminatın tüm davalılardan tahsilini talep ettiği ve davasını münhasıran ZMMS poliçesine hasretmemiş olduğu da gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminattan davalı şirketin de kasko-ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğunun gözetilmemesi doğru olmamıştır. Davacı vekili ile davalı sürücü ve işleten vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerindedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.10.2020 tarih 2018/539 Esas 2020/521 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
5-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06.12.2023