Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/489
KARAR NO : 2023/1773
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.12.2020
NUMARASI : 2019/767 E. 2020/642 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BİRLEŞEN İZMİR 3.ATM’NİN 2019/125 E. 2019/510 K. SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03.05.2019
KARAR TARİHİ : 04.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 04.12.2023
İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.12.2020 tarih 2019/767 E. 2020/642 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen dosyanın davacısı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL VE BİRLŞEN DAVA : Davacı vekili, davacı banka ile davalılar borçlu şirket arasında genel kredi sözleşmesi ve … Card üyelik sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların söz konsu sözleşmelere müteselsil kefil sıfatı ile kefil olduğunu, sözleşme kapsamında davalıya KMH kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzere ihtarname gönderilerek sözleşmenin kat edildiğini, muaccel hale gelen borcu ödemeyen borçlu ve müteselsil kefiller hakkında takip başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini, belirterek; itirazının iptaline ve takibin devamına, % 20 icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davacı vekili, eksik harç bulunduğunu, davalı …’ün sorumluluğunun 210,00-TL ile sınırlı olduğunu, eş rızasının geçerli olmadığını, kefillere başvurulması için borcunun ifade gecikmesi ve yapılan ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerektiğini, ihtarın davalı borçlu şirkete tebliğ edilmediğini, faize faiz yürütülemeyeceğini, belirterek; davanın reddi ile % 20 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ve davalı …. Şti’ arasında 31.05.2018 tarihli 210.000,00-TL limitli genel nakdi ve gayri nakdi kredi ve 110.000-TL limitli … card üyelik sözleşmesi imzalandığı, diğer davalı … ve birleşen dava davalısı …’ün de sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, asıl borçlu şirketin genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi uyarınca davacı bankadan kullanmış olduğu ticari kredili mevduat hesabından kaynaklanan borçlarını zamanında ödememesi üzerine davacı banka tarafından borç kat edilerek davalılara hesap kat ihtarnamesi keşide edildilerek davalılara tebliğ edilmesine rağmen davalıların alacağı ödemeyerek temerrüde düştükleri, davacı bankanın talebi üzerine davalılar hakkında hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibine başlanıldığı, davalıların süresi içerisinde borca itirazları üzerine takibin durduğu anlaşılmış; genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin 13.1 maddesinde bu sözleşmenin eki olarak düzenlendiği belirtilen … card üyelik sözleşmesini diğer davalılar … ve …’ün müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, ancak genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin …’ün 210.000,00-TL kefaletine ilişkin eş muvafakati bölümünde diğer müteselsil kefil eşi …’ün kefalete muvafakat edilen tutarı rakam ile 210.000-TL yazmasına karşın yazı ile “iki yüz on TL” olarak yazdılğı, davacı tarafın banka kredi sözleşmeleri konusunda uzman olması gereken ve basiretli tacir gibi hareket etmesi beklenen bankanın sözleşmenin imzalandığı sırada gerekli dikkat ve özeni göstermediği bu suretle kendi hatasına dayalı fazlaya ilişkin hak talep edemeyeceği, imza ile rakam arasında çelişki meydana gelmesi halinde rakama itibar edilir genel kuralı gereğince de müteselsil kefil … yönünden sorumluluğun 210,00-TL ( ikiyüzon Türk Lirası) olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının asıl ve birleşen dosya yönünden davalılar … Şirketi ile …’den toplam 28.415,42 TL, davalı …’den toplam 943,01-TL alacaklı olduğu, belirtilerek; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı asıl ve birleşen davada davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Asıl ve birleşen davada davacı vekili, borçlu …, eşinin yetkilisi olduğu …Şti.’nin davalı Banka’dan kullanacağı krediye kefil olduğunu, borçlu şirketin kullanacağı ticari krediye teminat teşkil etmek amacıyla kurulan kefalet sözleşmesinde, kefil …’ün nitelikli el yazılı şekilde usule ve yasaya uygun olarak genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere 210.000,00-TL’lik kefalet beyanı alındığını, ancak kefilin eşi / diğer borçlu … tarafından verilen muvafakat de ilgili tutar rakam ile 210.000,00-TL olarak yazılmasına rağmen yazı ile sehven 210,00-TL olarak yazıldığını, bu durumda bankanın kullandırmış olduğu 210.000,00-TL tutarındaki ticari kredinin 210,00-TL’lik kısmına kefilliğin kabul edilmesinin ticari hayatın olağan akışına taban tabana aykırı olduğunu, kefalet sözleşmesinin aksine; eş rızasının adi yazılı şekilde olması yeterli olup, eşin kefil olma yönündeki iradesine muvafakat içeren beyanı ve hatta bir imzasının bile yeterli olacağını, davalı kefinde asıl borçlu ve diğer kefil gibi sorumlu tutulması gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalılar vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddi talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, ticari kredi sözleşmesi kapsamında alacağın tahsili istemi ile yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Toplanan tüm deliller ile hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, borçlu davalılar ile alacaklı davacı banka arasındaki temel ilişkinin varlığının ispatlanmasına, davacı bankanın ticari kredi hesabı sözleşmesine dayalı takibe konu alacağının sözleşme ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tespit edilmesine, tespit edilen borcunun ödendiğini gösteren her hangi bir delil sunulmamasına, tespit edilen alacağın takip talebi sınırlı olarak hüküm altına alınmasına, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıda belirtilen hususlar dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3. Kefalet sözleşmesiyle kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi durumda, söz konusu borçtan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir. 6098 sayılı Kanun’un 583 üncü maddesinde, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu 584. maddesinde eşlerin diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceği ve bu rızanın da sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması gerektiği düzenlenmiştir.
4. Davacı banka ile davalı borçlu şirket arasında düzenlenen 31.05.2018 tarihli 210.000,00-TL limitli genel nakdi ve gayri nakdi kredi ve 110.000,00-TL limitli business card üyelik sözleşmelerin aynı zamanda karı koca olan diğer davalı borçlular … ve … tarafından el yazısı ile kefil sıfatıyla sorumlu oldukları azamî miktar ile kefalet tarihi ve müteselsil kefil oldukları belirtilmek suretiyle imzalandığı, davalı borçluların kefalete ilişkin her hangi bir imza ve yazı inkarında da bulunmadığı dikkate alındığında; davalı müteselsil borçluların her ikisinin de asıl borçlunun davacı banka nezdinde düzenlenen sözleşmelerden kaynaklı borcuna müteselsil kefil sıfatı ile kefalet vermek suretiyle sorumluluk altına girmiş olmaları karşısında, artık ayrıca birbirlerinin kefaletlerine rızalarının aranmasına gerek bulunmamaktadır. Zira, aynı borca ilişkin her iki eşinde birlikte müteselsil kefil olduğu durumlarda diğer eşin borçtan haberdar olmadığı ileri sürülemesi hakkın kötüye kullanılması nitelğinde olup hukuk düzeni tarafından korunamaz.
5. O halde, asıl davanın davalısı müteselsil kefil davalı … yönünden her hangi bir ayrıma gidilmeksizin, kredili mevduat hesabından kaynaklı borcunun ödenmemiş olması nedeni ile asıl borçlu şirket ile müteselsil kefil davalıların itirazının kısmen iptali ile ( tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere ) takip tarihi itibariyle 27.217,25-TL asıl alacak, 444.54-TL işlemiz faiz, 22,23-TL faizin % 5 BSMV’si, 606,00-TL ihtiyati haciz vekaet ücreti ve 125.40-TL masraf olmak üzere toplam 28.415,42-TL ile takibin devamı cihetine gidilmesi gerekirken aksi şekilde verilen kararda isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, belirtilen hususlar yönünden istinaf başvurusu yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca açıklanan nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, yerinde olmayan sair istinaf itirazlarının ise reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.12.2020 tarih 2019/767 E. 2020/642 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile;
2-ASIL DAVA YÖNÜNDEN
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile İzmir 20. İcra Dairesi’nin 2019/1654 Esas sayılı takip dosyasında davalılar … Şirketi ile … tarafından takibe yapılan itirazın kısmen iptali ile 27.217,25-TL asıl alacak, 444,54-TL işlenmiş akti temerrüt faizi, 22,23-TL faizlerin % 5 gider vergisi, 606.00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 125,40-TL masraf olmak üzere toplam 28.415,42-TL üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl dava davalıları yönünden asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 33 oranında temerrüt faizi ve bunun % 5’i oranında BSMV’sinin tahakkuku ile takibin devamına,
Davalının kötü niyet tazminatı talep etme şartları oluşmadığından talebinin reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.941,06-TL harçtan peşin alınan 330,14-TL peşin harç ve 54,40-TL tamamlama harcı toplamı 384,54-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.556,52-TL’nin davalılar ….Şti. ve davalı …’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 330,14-TL peşin harç ve 54,40-TL tamamlama harcı toplamı 435,34-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Kabul edilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 17,900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
Reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.110,53-TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalılara verilmesine
HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 170,00-TL tebligat masrafı, 38,00-TL e-tebligat masrafı, 10,00-TL posta masrafı, 400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 618,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 607,53-TL’nin asıl ve birleşen davanın davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının yatırdığı gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile İzmir 20. İcra Dairesi’nin 2019/1654 Esas sayılı takip dosyasında davalı … tarafından takibe yapılan itirazın kısmen iptali ile 27.217,25 TL asıl alacak, 444,54-TL işlenmiş akti temerrüt faizi, 22,23-TL faizlerin % 5 gider vergisi, 606.00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 125,40-TL masraf olmak üzere toplam 28.415,42-TL üzerinden, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Birleşen dava yönünden asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 33,00 oranında temerrüt faizi ve bunun % 5’i oranında BSMV’sinin tahakkuku ile takibin devamına,
Davalının kötü niyet tazminatı talep etme şartları oluşmadığından talebinin reddine,
Alınması gereken 1.941,06-TL harçtan peşin alınan 330,14-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.610,92-TL’nin davalı taraftan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40-TL başvuru harcı ve 330,14-TL peşin harç toplamı 374,54-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Kabul edilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.262,31-TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 489,64-TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalıya verilmesine ,
HUAK 18/A-mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Alacak likit kabul edildiğinden ve itiraz haksız bulunduğundan davalılar … Şirketi, …. ile … yönünden hükmolunan 28.415,42-TL alacak üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının yerinde görülmeyen sair istinaf itirazlarının reddine,
4-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 162,10-TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 22,00-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 184,10-TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.