Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/486 E. 2023/1716 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/486
KARAR NO : 2023/1716

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2019/47 Esas 2021/12 Karar
DAVANIN KONUSU :Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ : 29.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.11.2023

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 20.01.2021 tarih 2019/47 Esas 2021/12 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davacının … unvanıyla 2012 yılından beri faaliyette olduğunu, davalı tarafın davacının annesinin çocukluk arkadaşının kızı olduğunu, defalarca davacının evine geldiklerini, sattıkları temizlik malzemelerini davacının işyerinde satılmasını istediğini, bilinçli samimiyet kurup işin inceliklerini öğrendiğini, daha sonra kötü niyetle davacının işyerine 300 metre uzaklıkta aynı sektörde işyeri açtığını, daha önce sektörle ilgisinin olmamasına rağmen bilgi birikiminden faydalandığını, davalının davacıya … hesabından hakaret ettiğini, şartları taşımadığı halde tasarımlar tescillediğini, davalıya ait 2017/05067 sayılı, “yelek” başlıklı 1 ve 2 nolu ve 2017/05073 sayılı “şalvar” başlıklı 1,2,3,4 nolu tasarımların yenilik içermediğini ileri sürerek 2017/05073 sayılı 3 ve 4 nolu, 2017/05067 sayılı 1 ve 2 nolu tasarımların hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalı ve annesinin uzun yıllardır tekstil işiyle uğraştığını, davalının bilgi ve birikimi ile davacının 2009 yılında sektöre giriş yaptığını, davalı ve annesinin sahip oldukları bilgi ve tecrübeleriyle yapmış olduğu tasarımları hayata geçirmek için “…” adlı moda evini açtıklarını, tasarımlarının yeni ve ayırt edicilik şartlarını taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının 2017/05073 -3 ve 4 nolu tasarımlarının … sosyal medya hesaplarında 12/03/2016 ve 10/09/2014 tarihinde yayınlanan şalvar görseller karşısında yeni olmadığı, yine davalının 2017/05067-1 nolu tasarımının 30/07/2017 tarihli görselde yer alan yelek tasarımı karşısında aynı görünüm özelliğine sahip olduğu, yeni olmadığı, davalının 2017/05067-2 nolu tasarımının … sosyal medya hesabından 24/05/2016 tarihinde paylaşılan yelek karşısınında yeleğin formunun, kesim özellikleri ve süslemede kullanılan malzeme açısından ortak özelliğinin olduğunu, bilgilenmiş kullanıcı gözüyle tasarımların aynı olduğunun anlaşıldığı, davalının 2017/05073-3 ve 4 nolu tasarım ile 2017/05067-1 ve 2 nolu tasarımlarının yeni ve ayırt edici özellikleri olmadığından tasarımların hükümsüzlük şartları gerçekleştiği, her ne kadar davalı vekili bilirkişi raporunun 11. sayfasında yer alan ” 2017/05067-2 nolu yelek tasarımı ile “…” etiketi ile satılmakta olan Balkan Yeleğinin süsleme unsurlarının ve malzemesinin aynı olduğunu, omuz apoletleri ve kapama malzemesinin farklı olması ve tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında tasarımda ortaya çıkan farklılıklar ile ayırt edici olduğunu” ifadeden dolayı çelişki olduğunu belirtmiş ise de, bilirkişinin dosyaya sunulan deliller kapsamında karşılaştırma yaparak ve davalının 2017/05067-2 nolu tasarımının …” etiketi ile satılmakta olan Balkan Yeleği karşısında yeni ayırt edici olmakla birlikte … sosyal medya hesabından 24/05/2016 tarihinde paylaşılan yelek karşısınında yeni ve ayırt edici olmadığı beyan edilmiş, raporda çelişki olmadığı anlaşılmış olduğundan davacının davasının kabulüyle, dava konusu 2017/05073-3 ve 4 nolu tasarım ile 2017/05067-1 ve 2 nolu tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davalı ve annesi …’ın aldıkları eğitim ile uzun yıllardır tekstil sektöründe tasarımcı olarak çalıştıklarını, davacı yanın iddialarının aksine uzun yıllardır tekstil sektöründe yer aldıklarını, bu bilgi ve tecrübelerini de yarattıkları marka ile ortaya koymayı amaçladıklarını, davacı …’in 2009 yılında davalının bilgi ve birikimi ile bu sektöre giriş yaptığını, davacı yanın dava süresince ısrarla davalı ve annesinin tekstil sektöründeki başarılarını kendilerine addetmeye çalıştığını, mahkemeyi bu yönde yanıltmayı amaçladıklarını, davalı ve annesinin sahibi oldukları bilgi ve tecrübeleriyle yapmış olduğu tasarımları hayatı geçirmek için “…” adlı bir moda evi açtıklarını, bu tarih sonrasında başarılı tasarımları ile oldukça tanınır bir hale geldiklerini, defalarca yerel ve ulusal basında yer almış birçok kanalda programa davet edilerek tasarımlarını sergileme fırsatı bulduklarını, bilindiği üzere tasarım tescilinde aranan iki koşulun mevcut olduğunu, bunların yeni ve ayırt edici olması gerektiğini, dava konusu yelek ve şalvar tasarımlarının bu özelliklere haiz olduğunu, karşı tarafın sunmuş olduğu delillerin kafa karışıklığı yaratmak amacıyla sunulduğunu, TPE nezdinde davacının dava konusu ürünler hakkında yaptığı itirazın reddedildiğini, kendileri tarafından ihtarname gönderilerek suç duyurusunda bulunulduğunu, yöresel ürünler olması dolayısıyla ilk bakışta ürünlerin farklılığının ortaya konulamadığını, oldukta büyük pazar payı olan bu sektörde müvekkillerin tasarım tescili ürünlerinin taklit edilmesi ile itibar ve kazanç kaybettiklerini, davalının tasarım tescilli ürünleriyle benzerlik göstermeyen fotoğraflarla yanıltıcı olmayı amaçladığını istinaf nedenleri olarak ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile, dava konusu 2017/05073-3 ve 4 nolu tasarım ile 2017/05067-1 ve 2 nolu tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Gerek mülga 554 sayılı KHK, gerekse 10.01.2017 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda, bir tasarım başvurusunun tescil edilebilmesi için; tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik ihtiva etmesi ve ayrıca önceki tasarım görsellerine göre ayrt edicilik özelliğinin bulunması koşulu getirilmiştir. Küçük ayrıntılar yenilik incelemesinde dikkate alınmaz.
Ayırt edicilik unsurunun tespitinde ise, koruma talep edilen tasarımın bütününün önceki tasarımlara nazaran genel izlenim itibariyle farklı olduğu hissini uyandırması gerekir.
Birden fazla tasarımın farklı unsurlarının birleştirilmesiyle elde edilen tasarımların ayırt edici olduğu söylenemez. Koruma telep edilen tasarım ürünün bütününe yönelik olabileceği gibi bir kısmına ilişkin de olabilir. Ürünün tamamı yönünden koruma talep edilmiş ise tasarımın tamamının tüm unsurları yönünden bilinen önceki tasarımlara nazaran ayırt edici nitelikte olması gerekir.
Ayırt edicilik değerlendirmesinde markalardaki hedef tüketici kitlesinden farklı olarak “bilgilenmiş kullanıcı” kitlesinin görüşleri dikkate alınır. Bilgilenmiş kullanıcı o ürün grubunda uzman olan kişiler değil, ancak tasarıma konu ürünün kullanıcıları arasında bulunan ve genel kitleye nazaran ürünlerin dış görünüşüne değer veren yeteri kadar bilgi sahibi, titiz ve dikkatli kişilerdir. (Yargıtay 11. H.D’nin 08.03.2022 tarih 2020/7358 E, 2022/1612K sayılı kararı).
Somut olayda talimat mahkemesi kanalıyla Mahkemece hükme esas alınan , üniversite öğretim görevlisi moda tasarımı bilirkişisi ile tasarım uzmanı marka bilirkişisi tarafından tanzim edilen bilirkişi heyet raporunda taraflarca sunulan delillerden ve tasarım örneklerinin incelenmesiyle 2017/05073 nolu şalvar tasarımlarından bilgilenmiş kullanıcı gözüyle 3 ve 4 nolu tasarımların yeni olmadığı, 2017/05067-1 nolu yelek tasarımlarının kırmızı tüy kullanılmış balkan yeleği görselinin yenilik ve ayırt edicilik açısından incelendiğinde yeleğin formu, kesim özellikleri aynı olması sadece kullanılan malzemenin farklı olduğu, görselin kaynağının görseldeki yeleğin tasarımcısı ve hangi tarihe ait olduğunun tespit edilemediği, kırmızı tüylü yeleğin hükümsüzlük incelemesinde geçerli döküman olarak kabul görmediği, 2017/05067-1 nolu yelek tasarımına ilişkin karşılaştırmaya esas alınan yeşil tüy kullanılmış olan balkan yeleğinin üçüncü kişilerce paylaşım tarihi 30 Temmuz 2017 tarihi olduğu, yer alan ürünün 1 nolu yelek ile form olarak aynı görünüm özelliklerine sahip olduğundan yenilik özelliğine sahip olmadığı, 2017/05067-2 nolu yelek tasarımı ile “…” sosyal medya hesabından 24 Mayıs 2016 tarihinde paylaşılan görseldeki Balkan yeleği tasarımının yeleğin formunun, kesim özellikleri ve süslemede kullanılan malzeme açısından ortak özelliğinin olduğu, bilgilenmiş kullanıcı gözüyle tasarımların aynı olduğu, 2017/05067-2 nolu yelek tasarımı ile “…” etiketi ile satılmakta olan Balkan Yeleğinin süsleme unsurlarının ve malzemesinin aynı olduğu, omuz apoletleri ve kapama malzemesinin farklı olması ve tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında tasarımda ortaya çıkan farklılıklar ile ayırt edici olduğu, ancak bu fotoğrafın çekim ve yayım tarihi tespit edilemediğinden anılan belgenin hükümsüzlük incelemesinde kabul görmediği rapor edilmiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olmasına, davaya konu 2017/05073/3,4 numaralı şalvar tasarımları ile 2017/05067/1 ve 2 nolu yelek tasarımlarının yeni ve ayırt edici niteliği kriteri sağlamadığının belirlenmesine, dava konusu ürünlerin ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin tasarım ve tescili için başvuru tarihinden önce kamuya sunulmuş olduğunun tespit edilmesine, bu hali ile yenilik ve ayırt edicilik niteliğine haiz olmamasına, hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun anlaşılmasına ve hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55‬ TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29.11.2023