Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/479
KARAR NO : 2023/1807
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.01.2021
NUMARASI : 2020/141 E. 2021/32 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 06.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.12.2023
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.01.2021 tarih 2020/141 E. 2021/32 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin 11.04.2017 tarihinde davalı bankanın Karşıyaka Şubesi ile düzenlenen genel kredi sözleşmesi ile 3.500.000,00 TL tutarında kredi kullandığını, davalının imzalanan sözleşmenin akabinde müvekkiline aylık taksitlerini yatırabilmesi adına zorunlu olduğundan bahisle vadesiz mevduat hesabı açtığını, müvekkilinin kredi taksitlerini düzenli olarak davalı tarafından açılan bu hesaba yatırmakta iken davalı bankanın bu vadesiz mevduat hesabından “hesap işletim ücreti” adı altında her ay düzenli olarak 19,95 TL ve değişen rakamlarda kesinti yaptığını, bununla da yetinmeyerek 08.11.2019 tarihinde müvekkiline bilgi vermeden ve hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde müvekkili adına açmış olduğu vadesiz hesaptan bu kez “periyodik hizmet komisyonu” adı altında aynı gün aynı saat itibari ile her biri 4.200,00 TL tutarlı iki ayrı işlemle 8.400,00 TL kesinti yaptığını, yapılan bu kesintinin hukuka aykırı olduğunu, haksız kesintinin iadesi için davalı bankaya başvurduklarını, ancak kesintinin iade edilmediğini belirterek, 8.400,00 TL’nin kesintinin yapıldığı 08.11.2019 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili bankanın tahsis edilen krediler üzerinden komisyon alma hak ve yetkisinin bulunduğunu, bankaların TTK’ya göre tacir olması nedeniyle ücret/komisyon alma hakkının bulunduğunu, davacının tacir olduğunu ve imzaladığı sözleşmenin içeriğine vakıf durumda olduğunu, genel kredi sözleşmesinin imza tarihinden önce davacıya “sözleşme öncesi bilgi formu” verildiğini ve kendisi tarafından okunarak teslim alındığını, periyodik hizmet komisyonunun, risk merkezi bildirimleri, sistem kayıtlarının arşivlenmesi, şube ve alternatif dağıtım kanallarından hizmet verilebilmesi ve bunun yanı sıra kredili müşterilerin nakit akış ve kredi ödeme döngüsünün takibi ve oluşturulan risk modelleme çalışmalarına göre müşteri kredi portföyündeki risklilik derecesinin düzenli olarak analiz edilerek verimli bir şekilde yönetilmesi ve diğer hizmetler için ayrılan kaynakların karşılığı olarak tahsil edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, yargılama esnasında davalı banka dava konusu 8.400,00 TL periyodik hizmet komisyonu kesintisini 31.08.2020 tarihinde davacı şirketin hesabına “kgf kredisi komisyon/ ücret/ masraf iadesi” açıklaması ile iade ettiği, dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğu, yargılama sırasında dava konusu 8.400,00 TL kesintinin davalı tarafından davacıya iade edildiği, böylece davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve karşı taraf vekalet ücretinin müvekkili bankaya yükletilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 20.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu alacağın yasal prosedürler gereği hukuka uygun bir biçimde davalıdan tahsil edildiğinin tespit edildiğini, davacının davasını haksız ve mesnetsiz bir biçimde, salt olarak müvekkilini zarara uğratmaya yönelik olarak ikame etmiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesaplarından genel kredi sözleşmesi kapsamında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı tarafça yargılama aşamasında davacı tarafın tazminat istemi kabul edilerek dava değeri olan miktar tazmin edildiğine göre, davacının tazminat talebi karşılanmış olup, davalı tarafından davacının davada haklılığı kabul edilmiş sayılmalıdır. Anılan bu nedenlerle davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 323/1-ğ maddesi uyarınca yargılama gideri ile vekalet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalı taraftan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Aynı şekilde AAÜT hükümleri 6. maddesi uyarınca ön inceleme aşamasından sonra davanın konusuz kalmış olduğu anlaşılmakla, karar tarihinde karar veren görevli mahkemenin sıfatına göre belirlenen maktu ücret üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesince davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş olup, davalı tarafın dosya kapsamı ve delil durumuna göre davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetildiğinde, davadan önce 7155 Sayılı Yasa gereğince başvurulan arabuluculuk dava şartı yolundaki arabulucuya ödenen ücretin de yargılama giderlerinden sayılması ve buna göre bu ücretin davaya sebebiyet veren davalıdan tahsiline karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06.12.2023