Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/449 E. 2023/1771 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/449
KARAR NO : 2023/1771

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.03.2020
NUMARASI : 2019/644 E. 2020/151 K.
DAVANIN KONUSU : Yönetim Kurulu Üyeliğinin Sona Ermediğinin Tespiti Ve Huzur Hakkı Alacağı
KARAR TARİHİ : 04.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.12.2023

İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.03.2020 tarih 2019/644 E. 2020/151 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının 2018 yılı içinde geçirdiği mali zorluklar ve mahsulünde yaşamış olduğu ziya nedeniyle davalı birliğe de olan borçlarını kapsar şekilde 10.04.2019 tarihinde adi konkordato talebinde bulunduğunu, birlik ana sözleşmesi gereğince deprem, kuraklık, don, yangın, su baskını ve dolu gibi afetler veya bitkisel ve hayvansal hastalıklar yüzünden ürünün en az üçte birinin hasar görmesi nedeniyle kooperatif ve birliğin üretici ortaklardan ve birliğin kooperatiflerden gününde tahsil edemeyeceği alacaklarının yönetim kurulu kararıyla en çok iki yıla kadar ertelenebileceğini, genel kurul kararıyla kooperatifler ve üretici ortaklardan olan alacakların tahsili için yapılandırmaya gidilebileceğini, davacının bu kapsamda davalı birlikten borçlarının ertelenmesini talep etmesine rağmen taleplerinin yerinde görülmeyerek yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesi işleminin uygulandığını, bu işleme bağlı olarak elde etmekte olduğu huzur hakkı ödemelerinin de kesintiye uğratıldığını, tesis edilen işlemin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, belirterek; davalı birlik işleminin iptali ile maddi zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının yönetim kurulu üyeliğinin düşürülmesi yönünde alınan bir karar bulunmadığını, davacının yönetim kurulu üyeliğinin anasözleşmenin ilgili hükümleri gereğince kendiliğinden sona erdiğini, yönetim kurulu kararlarının iptaline yönelik bir dava türünün de bulunmadığını, davacının ortağı bulunduğu … Kooperatifi’ne olan borcun ertelenerek vadesinin 20.11.2018 tarihinde dolmuş olup vadeyi takip eden 6 ay içinde de borç ödenmediği için yönetim kurulu üyeliğinin 21.05.2019 tarihi itibariyle anasözleşme hükmü gereğince kendiliğinden sona erdiğini, konkordato başvurusu yapılmış ve geçici mühlet kararı verilmiş olmasının erteleme sebeplerinden olmadığını, davacının yönetim kurulu üyeliğinin 21.05.2019 tarihinde sona erdiğini, geçici mühlet kararının 24.06.2019 tarihinden başladığını, konkordato talebinin de davanın açıldığı tarihten önce reddedildiğini, davacının borcunun vadesinin 20.11.2018 tarihinde dolduğunu, bu borç ile ilgili olarak müvekkili birlik tarafından borcun vade tarihinden önce ya da en geç vade tarihinde alınan bir erteleme kararı bulunmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı birlik tarafından yapılan işlemlerde ve alınan kararlarda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, buna bağlı olarak davacı tarafın üyeliğinin kendiliğinden sona erdiği tarihten sonraki yönetim kurulu toplantılarına katılmadığı gibi katılmadığı ve mesai harcamadığı toplantılar için huzur hakkı talep etmesinin de mümkün olmadığı, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davacı hakkında yapılan işlemin haksız olduğunu, borçlarının iki sebepten ötürü ertelenmesine karar verilmesi gerektiğini, bunlardan ilkinin kooperatif üyeliğinden kaynaklanan borçları da kapsar şekilde adi konkordato isteminde bulunmuş olması, ikincisinin ise mahsulünün ziyaya uğramış olması olduğunu, her ne kadar davacının birliğe sunduğu dilekçe tarihinde alınmış bir konkordato kararı olmasa da ilgili davanın ihdas edilmiş olması nedeniyle davanın neticesi beklenerek buna göre karar verilmesi gerektiğini, daha sonradan konkordatonun reddi kararı verilmişse de kararın verildiği tarihe kadar yönetim kurulu üyeliği devam ettirilerek huzur hakkı ödenmesi gerektiğini, mahsullerin ziyaı meselesinin ise kararda hiç tartışılmadığını, eksik inceleme yapıldığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, birlik yönetim kurulu üyeliğinin sonlandırılması işleminin iptali ve mahrum kaldığı huzur hakkının tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Toplanan tüm deliller ile hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davalı kooperatif Birlik Anasözleşmesi ile yönetim kuruluna temsilciler ve/veya kooperatif ortakları arasından seçilen üyelerin; müteselsil kefalet borçları dahil kooperatif ve/veya birliğe olan borçlarını vadeyi takip eden altı ay içerisinde ödememeleri hallerinde görevlerinin kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırılmış olmasına, davacının ortağı olduğu ve davalı birliğin üyesi olan davalı kooperatife önceki yıllardan devreden ödenmemiş borcu bulunmasına, vadeyi takip eden altı ay geçmesine rağmen borcun ödenmemesine, başvuru tarihi itibariyle davacı hakkında verilmiş bir konkordato kararı bulunmamasına, konkordato talep etmenin erteleme sebeplerinden olmamasına, ürün kaybı nedenine dayalı erteleme talebinin ispatlanamamasına, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85-TL’den peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.