Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/443 E. 2023/1728 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/443
KARAR NO : 2023/1728

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.10.2020
NUMARASI : 2019/214 E. – 2020/412 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.11.2023

İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.10.2020 tarih 2019/214 E. – 2020/412 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacı tarafından sigortalı dava dışı şirkete ait makinede oluşan hasar nedeni ile davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödeme yapıldığını, hasarın oluşumunda davalının neden olduğunun tespit edildiğini, sigortalının haklarına halef olarak ödenen bedelin rücuen tahsili istemi ile yapılan takibe davalının haksız şekilde itraz ettiğini, belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesni talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, alacağın zmanaşımına uğradığını, sigortalı iş yerinin … Bölgesi içerisinde bulunması nedeni ile elektirik dağıtım hizmetini …’den aldığını, davanın …’ye ihbar edilmesi gerektiğini, davalıya husumet düşmeyeceğini, kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle ticari faiziyle 19.521,78-TL sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğu, alacağın ödenmediği ve bu alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın haksız olduğu, alacağın likit olmadığı belirtilerek davaın kabulüne, kötniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili davacının sigortalısının ….’nin sınırları içinde yer almakta olup dağıtım hatları, işletimi, bakımı ve onarımı gibi tüm şebekeden elektrik piyasası kanunu gereği bu bölgede elektrik dağıtım lisansı sahibi olan ….’nin sorumlu olduğunu, … sınırları içindeki fabrikalara elektriğin dağıtılması, hatların işletilmesi, dağıtım şebekesindeki arızaların onarımı ve işletilmesinin … tarafından gerçekleştirildiğini, bu hususun itirazlara rağmen gözetilmediğini, davanın …’ye ihbar talebinin yerine getirilmediğini, eksik inceleme yapıldığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, sigorta poliçesi kapsamında rücuen tazminat istemi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiştir. Buna göre, davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 61. ve devamı maddelerine göre, taraflardan biri davayı kaybettiği taktirde üçüncü kişiye rücu edeceğini ve kendisine rücu edilebileceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. İhbar yazılı olarak yapılır. İhbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir. Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir. Müdahale talebinde bulunan üçüncü kişi, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebi ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvurur. Müdahale dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlenmek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında karar verir.
4. Somut olayda davalı savunmasında, davacının sigortalısının …’nin sınırları içinde yer aldığını, dağıtım hatları, işletimi, bakımı ve onarımı gibi tüm şebekeden elektrik piyasası kanunu gereği bu bölgede elektrik dağıtım lisansı sahibi olan …’nin sorumlu olduğunu, … sınırları içindeki fabrikalara elektriğin dağıtılması, hatların işletilmesi, dağıtım şebekesindeki arızaların onarımı ve işletilmesinin … tarafından gerçekleştirildiğini belirterek davanın bu kişiye ihbarını telep etmiş ise de davalının ihbar talebi hakkında her hangi bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın yukarıda belirtilen ilgili hükümleri dikkate alındığında, ihbar talebi konusunda ara karar kurulmaksızın, hüküm kurulması hatalıdır. Bu itibarla, mahkemece davanın ihbarı talep edilen şirkete ihbar dilekçesi ile dava dilekçesinin tebliği sağlanarak, tebliğ edildiğine dair tebligat parçası dosyaya alınmalı, ihbar olunanın sunması halinde beyan dilekçesi ile varsa delilleri toplanmalı, neticesine göre hüküm kurulmalıdır. Davalının bu talebini 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 61. maddesinde öngörülen sürede, tahkikat sonuçlanmadan ilettiğinin anlaşılması karşısında; davanın ihbarı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması hatalıdır. ( Yargıtay 22. HD’nin 01.06.2020 tarih ve 2017/26836 E. – 2020/5128 K. 9. HD’nin 25.04.2013 tarih ve 2023/1170 E. – 2023/5956 K )
5. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından dava dışı …’ye davanın ihbarı, ihbar olunanın davaya katılması durumunda bu kişiye 6100 sayılı Kanun’da öngörülen hükümler çerçevesinde cevap ve delil sunma imkânı tanınması sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilerek oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek dosya kapsamına uyğun düşecek şekilde davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
6. Kabule göre de; davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında hak ilişkisine dayalı bağdır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir. Mahkeme önünde, maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi, davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde, davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de; hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir. Husumetten red kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karardır. Husumetten red kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder. Uygulamada sıfat yerine genel olarak husumet, davacı bakımından aktif husumet ehliyeti, davalı bakımından pasif husumet ehliyeti tabirleri kullanılmaktadır. Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
7. Somut olayda; davalı, davacının sigortalısının elektrik dağıtım hizmetinin … tarafından yerine getirildiğini, bakım ve gözetim yükümlülüğünün davalı üzerinde bulunmadığını belirterek husumet itirazında bulunmuş olması karşısında, … nezdinde gerekli araştırmalar yapılarak, gerekiyorsa bilirkişi kurulundan bu hususta ek rapor da alınmak suretiyle davalının husumete yönelik itirazının karşılanması gerekirken aksi şekilde verilen kararda da hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince anılan tebligat eksiklikleri giderilmeden davanın esası hakkında karar verildiğinden istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.10.2020 tarih 2019/214 E. – 2020/412 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davalılar vekili tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.