Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/422 E. 2023/1629 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/419
KARAR NO : 2023/1634

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.09.2020
NUMARASI : 2019/558 E. 2020/477 K.

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19.12.2019
KARAR TARİHİ : 10.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 10.11.2023

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.09.2020 tarih 2019/558 E. 2020/477 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 13.08.2019 tarihinde, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan, davalı … Şti’ne ait, davalı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkili … ‘a ait ve dava dışı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, müvekkiline ait Alman trafiğine kayıtlı araçta meydana gelen hasar bedelinin Almanya’da alınan bilirkişi raporu ile KDV dahil 13.459,26 Euro, aracın rayiç değerinin 12.500,00 Euro, hurda değerinin ise 2.900,00 Euro olarak tespit edildiğini, bu durumda aracın pert total olduğu kabul edilerek, müvekkili nezdinde gerçekleşen gerçek zararın, aracın rayiç değerinden hurda değerinin düşülmesi sonucu 9.600,00 Euro olarak belirlendiğini, kaza tarihi itibari ile sigorta teminat limiti 39.000,00 TL olup davalı sigorta şirketi, işbu bedelin temerrüt tarihindeki kur karşılığı tutarınca doğan zarardan sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine, müvekkili adına hasar ihbarının 28.10.2019 tarihinde yapıldığını, KTK hükmü doğrultusunda, davalının ödemekle yükümlü olduğu hasar miktarı bakımından ihbarı izleyen sekizinci iş günü sonu olan 11.11.2019 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmolunması gerektiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, ya ait aracın kaza sebebiyle pert total olması sebebiyle 9.600,00 Euro maddi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketinden (kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitinin temerrüt tarihindeki Euro karşılığı ile sınırlı olarak) temerrüt tarihi olan 11.11.2019 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 1.242,36 EUR’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili, müvekkili şirketin adresinin İstanbul olması nedeniyle yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve zarar nispetinde olduğunu, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında ve ancak gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıya 2.040,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, davacının ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile diğer davalı … AŞ’nin adreslerinin İstanbul ilinde olması nedeniyle yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemeleri olduğunu, aracın kazadan sonraki hali ile herhangi bir tamir yapılmaksızın Almanya’ya götürüldüğünü, yani aracın mekanik sisteminde bir hasar söz konusu olmadığını, hasar ve maliyetinin Türkiye koşullarında hesaplanması gerektiğini ve tarafların kusur durumuna göre tazminatın belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davalılar yetki itirazında bulunmuş ise de … A.Ş. Ege Şubesinin bulunduğu ve açık adresinin İzmir olarak yer aldığı, Yargıtay HGK 30.04.2014 tarih 2013/17-2099 E ve 2014/572 Karar sayılı ilamı nazara alındığında bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu, davalıların yetki itirazının yerinde olmadığı, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacıya ait araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam KDV dahil 13.459,26 Euro hasar meydana geldiği, aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 12.500,00 Euro ve sovtaj değerinin 2.900,00 Euro olduğu, buna göre gerçek zararın 9.600,00-Euro olduğu, davacı tarafından davalı sigorta şirketine gönderilen yazılı başvurunun 28.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten 8 iş günü sonra davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile 9.600 Euro maddi tazminatın davalılar … ve … Şti’nden kaza tarihinden, davalı … ‘den kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere 11.11.2019 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro üzerinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat faizine ödediği en yüksek döviz ile birlikte fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 1.242,36 Euro bilirkişi ekspertiz rapor ücretine ilişkin talebin yargılama gideri içerisinde değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bakımından, hükmün icrasında şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm kurulması gerektiğini, hüküm fıkrasında davalı ZMMS sigortasının sorumlu olduğu poliçe limitinin hangi tarihteki kur karşılığı alınarak yabancı paraya çevrileceği, bu işlemden sonra yabancı para alacaklarına uygulanacak 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca değişken faiz uygulanacağının hüküm fıkrasında açıkça belirlenmesi gerektiğini, davalı sigortanın hükmedilen tazminatın 6.129,95 Euro’luk kısmından sorumlu olduğunu, davalı sigortanın sorumluluğunun yabancı para cinsinden olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davalı sigortanın kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe teminat limitinin 39.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 11.11.2019 tarihi itibariyle Euro karşılığının bulunması ve yabancı para cinsinden doğan zararlarda bulunan bu Euro karşılığının poliçe teminat limiti olarak belirlenmesi gerektiğini, dava açılmadan önce dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, bu aşama ile ilgili müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, mahkeme kararının 7 nolu hüküm fıkrasında arabuluculuk ücretinin maddi hata yapılarak müvekkili lehine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … Şti. vekili, davalı sigortanın sorumluluğu yönünden, hükmün icrasında şüphe ve tereddüt uyandırmayacak açık hüküm kurulması gerektiğini, ilamın hüküm fıkrasında, davalı ZMM sigortasının sorumlu olduğu poliçe limitinin hangi tarihteki kur karşılığı alınarak yabancı paraya çevrileceği, bu işlemden sonra yabancı para alacaklarına uygulanacak 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca değişken faiz uygulanacağının hüküm fıkrasında açıkça belirlenmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketinin hükmedilen tazminatın kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limiti ile temerrüt tarihindeki Euro karşılığından sorumlu olduğunu, poliçe teminat limitinin (39.000,00 TL) temerrüt tarihi olan 11.11.2019 tarihi itibariyle Euro karşılığının bulunması ve yabancı para cinsinden doğan zararlarda bulunan bu Euro karşılığının poliçe teminat limiti olarak belirlenmesi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kazanın otobüs duraklarının bulunduğu yerde yaşandığını, davacının sevk ve idaresindeki aracın otobüs duraklarına yaklaştığında hızını azaltması ve daha kontrollü bir şekilde seyir etmesi gerektiğini, sadece kaza tutanağına bakarak ve davacının anlatımları ile müvekkilinin %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğunu kabul etmenin hatalı olduğunu, davacıya ait aracın kazadan sonraki hali ile herhangi bir tamir yapılmaksızın Almanya’ya götürüldüğünü, hasarın aracın rayiç değerinin üzerinde olmadığını, davacıya ait aracın herhangi bir tamir görmeden Almanya’ya götürüldüğü, aracın mekanik aksamında bir hasarın bulunmadığını, araçta sadece sağ tarafta kaporta hasarının bulunduğunu, davacının aracını hurdaya çıkarma işlemini yapıp yapmadığının tespitinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, müvekkili şirketin sorumluluğu bakımından poliçe limitinin türü ve miktarının açıkça belirtilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına rağmen vekalet ücreti ile yargılama harç ve giderlerinin tamamından sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası sonucu davacıya ait yabancı plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle uğranılan zararın kazaya sebebiyet veren aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Yabancı plakalı araçların hasar tazminat talepleri yönünden aracın pert değerlendirilmesi yapılsa dahi, aracın onarım bedeli, aracın satın alındığı ülke rayicindeki piyasa değeri ile karşılaştırılması bakımından önem arz etmektedir. Şöyle ki; eğer aracın satın alındığı ülke rayicindeki piyasa değeri onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde satın alındığı ülkedeki sürüm değerini davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece, aracın Türkiye’deki tamir bedeli, olay tarihinde kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değeri ile karşılaştırılarak hangisi az ise o miktara hükmedilmesi gerekir. (Yargıtay 4. HD 2021/26157 E. 2022/1048 K.; Yargıtay 17. HD 2016/10741 E. 2019/10657 K. sayılı kararları).
Somut olayda, davacı hasarlı aracı gümrüğe terk etmemiş, ikamet ettiği ülkeye götürmüştür. Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/6873 E. 2016/2916 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere, davacı aracını gümrüğe terk etmiş olsa idi, yurtdışı ikinci el değeri ile Türkiye’deki tamir masrafı belirlenerek bu iki tutar karşılaştırılıp hangisi az ise o değer üzerinden hüküm kurulması gerekirdi. Araç Almanya’ya götürülmüş olduğundan, ilk derece mahkemesince öncelikle davacının aracın trafikteki tescil kaydını sildirip sildirmediği tespit edilerek, sildirmiş ise aracın sovtaj bedeli ikinci el değerinden düşülerek davacının zararının belirlenmesi; aracın kaydı sicilden silinmemişse Almanya’daki tamir bedeline hükmedilmesi gerekmektedir. Ne var ki, aracın tescil kaydının sildirilmesi halinde sovtaj bedeli ikinci el değerinden düşülerek davacının zararı belirlenecek olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yöntemle davacının zararının 9.600 Euro olduğu belirlenmiştir. Trafik tescil kaydının sildirilmemiş olduğunun tespit edilmesi halinde ise Almanya’daki tamir bedeline hükmedilecek olup, Almanya’daki tamir bedeli KDV dahil 13.459,26 Euro olarak tespit edilmiş olduğundan, davacı vekilinin istinaf sebeplerine göre bu husus kaldırma nedeni yapılmamıştır.
Davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumludur. Davalı nezdinde düzenlenen zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinde araç başına teminat limiti kaza tarihi itibariyle 39.000,00 TL olup, gerek KTK’da gerek Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında yabancı plakalı araçlar için poliçe limitinin temerrüt tarihindeki yabancı para birimine göre belirleneceğine dair açık hüküm bulunmaması karşısında, ilk derece mahkemesince limiti aşmayacak şekilde, davacının TBK’nın 99. maddesi uyarınca seçimlik hakkını yabancı para alacağının fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığı olarak tahsil edilmesi yönünde kullandığı gözetilerek bu yönde hüküm tesisinde usul ve yasaya aykırılık görülmemekle, davacı vekili ile davalılar … ve … Şti. vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili, arabuluculuk ücretinin takdirinde maddi hata yapıldığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, ilk derece mahkemesinin 15.12.2020 tarihli tavzih kararı ile maddi hataların düzeltildiği anlaşılmakla, bu husus kaldırma konusu yapılmamıştır.
Ancak gerekçeli kararın hüküm kısmında davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu teminat limitinin açıkça gösterilmemesi doğru bulunmamış olup, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı vekili ile davalılar … ve … Şti. vekilinin dilekçesinde yer verdikleri itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına göre istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine; davalı … A.Ş. vekilinin teminat limitine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, bu kısım dışındaki kısımların aynen tekrar edilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekili ile davalılar … ve … Şti. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.09.2020 tarih 2019/558 Esas 2020/477 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın kabulü ile 9.600 Euro maddi tazminatın davalılar … ve … Şti’nden haksız fiil tarihi olan 13.08.2019 tarihinden, davalı … A.Ş.’den (teminat limiti olan 39.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) 11.11.2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince belirlenecek Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte hesaplanacak tutarın fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuruna göre belirlenecek TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.322,77-TL nispi ilam harcından, başlangıçta alınan 1.080,20-TL peşin harç indirildikten sonra kalan 3.242,57-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Başvurma harcı için 44,40-TL, peşin harç için 1.080,20-TL olmak üzere toplam 1.124,60-TL yapılan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen 900,00-TL bilirkişi masrafı, 211,40-TL posta+tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.111,40-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
1.242,36-Euro bilirkişi ücretinin fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23. maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti nedeniyle 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre işbu dava nedeniyle takdir ve tayin edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde davacıya resen iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davalı … A.Ş.’nin ödediği istinaf harcının istek halinde davalı … A.Ş.’ye iadesine,
5-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85-TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 215,45-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalılar … ve … Şti. yönünden istinaf karar harcı olan 4.322,77-TL’den peşin alınan 54,40 TL + 1.026,10 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.242,27 TL’nin davalılar … ve … Şti.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
7-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı ile davalılar … ve … Şti.nin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … A.Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının olan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 10.11.2023