Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/421 E. 2021/672 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/421
KARAR NO : 2021/672

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05.02.2021
NUMARASI : 2020/322 E.

TALEBİN KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 07.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.06.2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.02.2021 tarih 2020/322 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden davalı …… vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye ….. tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, dava açmadan önce 20.11.2019 tarihli dilekçesiyle müvekkili ile borçlu ….. San. ve Dış Tic. Paz. A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, ….. vs.nin müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, borçluların ödeme taahüdünü yerine getirmemesi nedeniyle kredi alacağının muaccel hale geldiğini, borcun ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, ihtarname tarihi olan 15.10.2019 tarihi itibariyle toplam 10.656.135,37 TL borcun bulunduğunu ileri sürerek, 10.656.13,37 TL alacak yönünden borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, İzmir 5 . Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.11.2019 tarih 2019/973D.İş sayılı kararıyla ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İTİRAZ : İhtiyati hacze itiraz eden ….. vekili, genel kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, savcılığa şikayette bulunduklarını, banka teftiş kuruluna da bu yönde başvuru yaptıklarını, müvekkilinin tek malvarlığı olan iki dairesi üzerinde halen alacaklı olduğu iddia edilen banka lehine tesis edilmiş ipotekler bulunduğunu, banka tarafından zaten ipoteğin paraya çevilmesi yoluyla takip yapıldığını, alacağın ihtiyati haciz talebi öncesinde de teminat altına alındığını, bankanın ihtiyati haciz istemede hukuki yararı bulunmadığını savunarak ihtiyati hacze itiraz edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesince esastan davanın açıldığı mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle verdiği görevsizlik kararı sonrasında İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme neticesinde, imzanın davalıya ait olmadığına dair iddianın yargılamayı gerektirdiği, bu durumun İİK’nın 265. maddesindeki itiraz nedenlerinden olmadığı, borçluya ait taşınmazların asıl borçlu şirketin borcunun teminatı olarak ipotek edildiği, ihtiyati haciz kararının müteselsil kefil sıfatına dayandığı, İİK’nın 45/1 maddesine aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden davalı ….. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati hacze itiraz eden davalı ….. vekili, kredi sözleşmesindeki müvekkilinin imzasının kötü şekilde taklit edildiğini, imza sahteliğinin çıplak gözle bile fark edildiğini, bu sahteciliğin müvekkilinin boşanma sebeplerinden olduğunu, savcılığa şikayette bulunduklarını, alacaklının önce ilamsız icra takibi yapıp sonra ihtiyati haciz için başvurduğunu, celp edilen ipotek belgesinden de müvekkilinin asıl şirketin borcundan ancak gayrımenkullerinin değeri ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, ipotekle teminat altına alınmış bir borç mevcutken, ihtiyati haciz kararı alınmasında hukuki yararı bulunmadığını, alacaklının derdest olan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibi mahkemeden gizlediğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati hacze itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. (Uygur, Turgut; 6098 Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, Nisan 2012, Cilt II. s. 2541). Madde metninden de anlaşılacağı üzere, TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce asıl borçluya başvurulmadan müteselsil kefile gidilebilmesi mümkün iken, TBK’nın anılan düzenlemesi ile bu artık mümkün olmamaktadır. Bu itibarla, müteselsil kefil yönünden talepte bulunabilmek için öncelikle asıl borçluya kat ihtarının tebliği gerekmektedir (Yargıtay 11. H.D’nin 2016/11919E, 2016/8568K). Asıl borçluya kat ihtarının tebliği yeterli olup kefil için kat ihtarının tebliği aranmaz.
Somut olayda, davacı banka tarafından genel kredi sözleşmesine istinaden davalı kefil hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilip ihtiyati hacze itiraz reddedilmiştir. Davalı vekili, genel kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de imza inkarı İİK’nın 265. maddesindeki ihtiyati hacze itiraz sebepleri arasında olmayıp yargılama sonucunda ortaya çıkarılabilecek bir husus olduğu için davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı haklı değildir. Davalı vekili, müvekkilinin ipotek verdiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı için ihtiyati haciz istenemeyeceğini istinaf nedeni olarak bildirmiş ise de dosyadaki ipotek resmi senetlerine göre ipoteğin davalının kefalet borcunu değil de asıl borçlu şirketin borcunu teminen verildiği için davalı kefilin kefalet borcu rehinle temin edilmediğinden davalı kefilin kefalet borcu yönünden rehinle temin edilmiş bir alacak bulunmadığı için davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkündür. Asıl borçluya kat ihtarı tebliğ olunmakla TBK’nın 586. maddesinde düzenlenen kefile müracaat şartı da yerine getirildiğinden verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden davalı ….. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati hacze itiraz eden davalı ….. yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 38,40 TL’nin ihtiyati hacze itiraz eden davalı …..’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati hacze itiraz eden davalı ….. tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 07.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.