Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/415 E. 2023/1671 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/415
KARAR NO : 2023/1671

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2015/1301 Esas 2020/355 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.11.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.09.2020 tarih 2015/1301 Esas 2020/355 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 09.03.2015 tarihinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalının malik ve sürücüsü olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın maddi hasarlı yaralamalı trafik kazasına karıştıklarını, kaza sonucunda müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurlu olduğunu iddia ederek, HMK’nın 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı giderine mahsuben 500,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden dava tarihinden, davalı sürücü kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş vekili, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatı kapsamında olmadığını, kusur tespiti maluliyet oranının tespiti bakımından ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, maddi tazminat yönünden aktüer bilirkişi incelemesi yapılmasını, davacının mütefarik kusurunun araştırılmasını talep ettiklerini, tedavi giderlerinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, avans faiz isteminin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın meydana gelmesinde davacının %60, davalı sürücünün %40 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza nedeniyle %74 oranında maluliyetinin oluştuğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 ay olduğu, davacının sürekli iş göremezlik zararının 272.726,31 TL, bakım giderinden kaynaklı tazminat alacağının 1.481,85 TL olduğu, SGK sorumluluğunda olmayan tedavi giderinin 300,00 TL, tedaviye ilişkin muhtemel ulaşım giderinin 1.000,00 TL olduğu, toplam maddi zararın 278.355,37 TL olduğu, kusur oranına göre davacının alacak miktarının 111.342,14-TL olduğu gerekçesiyle, maddi tazminat davasının kabulüne, 111.342,14 TL’nin davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, ilk derece mahkemesince maluliyet oranındaki çelişkinin giderilmesi için ATK 3. İhtisas Dairesinden yeni bir rapor alınması gerekirken bu husus gözardı edilerek hatalı maluliyet oranı üzerinden hüküm kurulduğunu, yargılama safhasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık kurulundan maluliyet raporu aldırıldığını, bu raporda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında maluliyet oranının %74 olarak belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında alınan 07.09.2018 tarihli medikal firma raporunda davacının meslekte kazanma gücündeki azalma oranının %36,2 olarak belirlendiğini, Ege Üniversitesi Tıp_Fakültesi_Hastanesi raporunda post travmatik stres sendromunun sürekli sakatlık hali olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacının post travmatik stres bozukluğunun tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceğine dair tespit yapılmadığını, bu hususun daimi iş göremezliğe etkisinin değerlendirilmediğini, Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre hesaplanan orana göre iyileşme indirimi yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderine ilişkin hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, davacının kaza tarihinde emekli olup geçici süreliğine kazanç kaybı yaşamadığını, bakıcı gideri talebine ilişkin tazminatın sürekli sakatlık teminatı kapsamından ayrı değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece davacının emniyet kemeri takmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılmadan hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece 23.10.2015 temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ıslahtan önceki tazminat talepleri için dava tarihinden, ıslahla talep edilen tazminat için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, kusur, maluliyet ve illiyet bağı açısından sunulan bilirkişi raporlarına yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, hükme esas alınan kusur oranlarının hatalı olduğunu, kazanın karşı araç sürücüsünün kusurlu hareketi nedeniyle meydana geldiğini, İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/738 E. 2016/322 K. sayılı dosyasında davacının asli kusurlu, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu raporda tespit edildiği gibi davacının yola gereken dikkati vermediği, geçiş hakkı olan araçların geçmesine imkan vermesi, kendisine dur anlamına gelen fasılalı yanan kırmızı ışığın ancak gidilecek yolun açık olduğunu izleyerek, gördükten sonra hareket etmesi gerekirken, bu hususlara riayet etmediğinin tespit edildiğini, eldeki dosyada ise müvekkiline %40 kusur izafe edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, bu rapora karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının kaza ile illiyet bağı olmayan ve kaza öncesinde var olan sağlık sorunlarının kaza ile ilişkilendirilmeye çalışıldığını, davacının kaza sonrasında İzmir Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’nden alınan genel adli muayene raporunda hayati tehlikesinin bulunmadığı, sadece kolunda ve bacağında hafif lezyonlar olduğunun tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının tedavisi için gerekli olan ilaçları kullanmayarak zararın artmasına neden olduğunu, hükme esas alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu Raporuna dayanak yapılan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Ortopedi Polikliniğinin 13.06.2017 tarihli, Ruh Sağlığı ve Hastalıklarının 28.11.2017 tarihli sağlık kurulu raporlarının ve … Kurumsul Sağlık Yönetim ve Danışmanlık Hizmetlerinin 02.04.2018 tarihli raporunun kazadan iki ve üç yıl sonra düzenlendiğini, bu raporlardaki tanılar ve açıklamaların kaza sonrası oluşan komplikasyonlarla ilgili olmadığını, ayrıca bilimsel tanı ve değerlendirme değil sadece davacının beyanlarının esas alındığını, tespit edilen maluliyet oranının çok yüksek olduğunu, davacının yaşı ve işçi olarak çalışması nedeniyle yıpranmasının dikkate alınmadığını, davacının yıllardır şoförlük yaptığını, meslek hayatında trafiğe ve trafikte meydana gelen kazalara yabancı olmadığını, kazaya sebebiyet veren de davacının kendisi iken bu kaza nedeniyle psikolojisinin bozulduğu yönündeki iddianın gerçekçi olmadığını, hükmedilen manevi tazminatın haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri, tedavi gideri ve ulaşım gideri; ayrıca davalı sürücüden manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince trafik bilirkişisinden alınan raporda, davacının solundan gelen trafiği kontrol edip, gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermemekle Karayolları Trafik Kanununun 57/a,b-5 ve 84/1-h maddelerini ihlal ettiği, bu nedenle kazanın oluşumunda %60 oranında asli kusurlu olduğu; davalı sürücü …’un ise yasal hız sınırının üzerinde seyretmesi nedeniyle KTK’nın 51 ve 52/a maddelerini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda %40 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen kusur oranlarının ceza mahkemesince alınan kusur raporu ile uyumlu olmasına, kusur oranlarının tespit edilenden farklı olduğuna dair dosya kapsamında bir delil bulunmamasına göre, davalı vekillerinin kusur oranlarına yönelik istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin maluliyet raporunun hatalı olduğuna dair istinaf sebeplerinin incelenmesinde, ilk derece mahkemesince Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan 10.08.2018 tarihli sağlık kurulu raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmiş olmasına, davacının önceki sağlık raporları ve tedavi belgelerinin usulünce incelenerek düzenlenen raporun gerekçeli ve denetime elverişli olmasına, rapordaki tespitlerin dosya kapsamına uygun olmasına göre davalı vekillerinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilecektir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesi ile atıf yapılan Karayolları Trafik Yönetmeliği gereğince belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında emniyet kemerinin kullanılması zorunlu zorunlu olup illiyet bağı kurulması halinde meydana gelen zarar nedeniyle hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekir. Kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Davacıya ait adli muayene raporlarında belirtilen mevcut yaralanması ve kaza sonrası araç içinde bulunması dikkate alındığında davacın yaralanması ile emniyet kemerinin takılmamış olması arasında bir illiyet bağının mevcut olduğu da davalılar tarafından ispat edilememiştir. Bu hususun, karar gerekçesinde tartışılmaması yerinde değil ise de sonuç itibariyle müterafik kusur olgusunun varlığı ispatlanamadığından, belirlenen tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmamasında bir isabetsizlik söz konusu değildir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin bu istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. madde hükmüne göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunun açıkça belirtildiği ve ıslah dilekçesinde asıl alacağın tamamı yönünden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin talep edildiği de dikkate alınarak, gerek dava dilekçesinde istenen kısım için, gerekse yargılama sırasında artırılan kısım için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine hükmedilmesi yerinde olup davalı sigorta vekilinin faizin başlangıç tarihine ilişkin istinaf sebebinin de reddi gerekmiştir.
Davalı … vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve sosyal yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında makul ve ılımlı bulunmuş olmakla, davalı … vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdikleri itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden istinaf karar harcı olan 7.605,78 TL’den peşin alınan 1.901,50 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.704,28 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 8.118,10 TL’den peşin alınan 2.029,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.089,10 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.11.2023