Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/41 E. 2023/1421 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/41
KARAR NO : 2023/1421

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.12.2019
NUMARASI : 2016/413 E. – 2019/1427 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 12.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.10.2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.12.2019 tarih 2016/413 E. – 2019/1427 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 08.05.2011 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, kooperatif yöneticiliklerine dava dışı …, …, …, … ve davalı …’nun seçildiklerini, 18.11.2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında ise davalıların yönetim kurulu asil üyeliğine seçildiklerini, 12.03.2013 tarihinde istifa ederek görevlerinden ayrıldıklarını, 14.05.2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında kooperatifin yönetim kurulu asil üyeliklerine … ve dört arkadaşının, denetim kurulu asil üyeliklerine ise … ve …’in seçildiklerini; 08.05.2011 tarihinde kooperatif yönetim kuruluna seçilen davalı … ve dava dışı arkadaşlarının kooperatif hudutları içinde kilit taşı yapım işine giriştiklerini, en uygun fiyatı veren dava dışı … şirketi ile 20.08.2012 tarihli sözleşme imzalandığını, bu şirketin kooperatiften 07.09.2012 – 29.12.2012 tarihleri arasında toplam 55.100,00 TL hakediş parası aldığını, davalıların görevde oldukları 05.01.2013 – 09.03.2013 tarihleri arasında da toplam 39.860,00 TL hakediş aldığını, ancak davalıların, şirket tarafından herhangi bir imalat yapılmayan 2013 yılında, sadece 2012 yılından kalan bakiye borç olan 27.500,00 TL tutarında ödeme yapması gerekirken 12.360,00 TL fazla ödeme yapıldığını, davalıların 23.03.2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında ibra edilmediklerini, davalı …’nun sorumluluğunun doğacağı endişesiyle haksız ve kötüniyetli olarak İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/158 E. sayılı dosyasında 23.03.2014 tarihli olağan genel kurul kararlarının iptali davası açtığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 12.360,00 TL fazla ödemenin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, davanın yüklenici firmaya karşı açılması gerektiğini, davanın kooperatif ana sözleşmesinin 38. Maddesi uyarınca aylık süre içinde açılmadığını, davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunmadığını, kooperatif ana sözleşmesi 36/4 maddesinde “ibra edilmeyen yönetim kurulu aleyhine tazminat davası açılabilmesi için, bu konuda genel kurulca karar verilmiş olması gereklidir. Kooperatif denetçileri genel kurul karar tarihinden itibaren 1 ay içinde dava açmaya mecburdur…” şeklinde düzenleme bulunduğunu, davanın kooperatif denetim kurulu tarafından vekil tayin edilerek açılması gerekirken, yönetim kurulu tarafından vekil tayin edilip açıldığını, 12.05.2013 tarihli genel kurulun yetkisiz kurullarca yapıldığını, toplantı yapılması yetkisi yönetim kurulundayken bu süreçleri denetim kurulunun gerçekleştirdiğini, iptal davası derdest iken eldeki davanın açılmayacağını, İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, 23.03.2014 tarihli 2012-2013 yılı olağan genel kurul toplantısında 2012 ve 2013 yılı bilanço ve gelir/gider tabloları ile yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu ve denetim kurulu raporlarının ibra edildiğini, sadece yönetim kurulunun ibrda edilmediğini, bilançoların ibrasının aynı zamanda yönetim kurulunun da ibrası demek olduğunu, davanın yüklenici firmaya karşı açılması gerektiğini, müvekkillerinin kooperatife her hangi bir borcunun bulunmadığını, yüklenici firmaya fazla ödeme yapılmadığını, davalıların kötü niyetli olarak eksik gösterildiğini, davalı olarak kooperatifin 2013 yılı denetim kurulu üyeleri ve yönetim kurulu üyelerinden bahsedilerek sadece 01.01.2013-12.03.2013 dönemi yönetim kurulu üyelerinin davalı gösterildiğini, denetim kurulu üyeleri ve 13.03.2013-11.05.2013 dönemi yönetim kurulu üyelerinin isimlerinin davalı olarak kasten gösterilmediğini, 20.08.2012 tarihinde yapılan sözleşmenin halen ayakta olduğunu, bu nedenle sözleşmenin edimleri bitmeden fazla ödeme yapıldığından bahsedilemeyeceğini, müvekkillerinin 18.11.2012-12.03.2013 tarihleri arasında 2012 ve 2013 yılı bilanço kapanış kayıtlarını yapmadıklarını, yapan yönetimin ise müvekkillerinden bu hesapların doğrululuğu hakkında teyit almadıklarını, bilançoların kapanış kayıtlarını yapan yönetimin tablolardan sorumlu olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davayı ikame eden davacı kooperatifin Yönetim Kurulu Başkanı … ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı …’ın 12.05.2013 tarihinde kooperatif tasfiye kuruluna seçildikleri, davacı kooperatifin 23.03.2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağında 2012-2013 yılı bilanço yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu, denetim kurulu üyelerinin oy çokluğu ile ibra edildiği, davaya konu alacak talebinin, kooperatif ile dava dışı yüklenici firma arasında imzalanan eser sözleşmesinden kaynaklandığı, zararın meydana geldiği ileri sürülen 18.11.2012 – 12.03.2013 tarihlerinden sonra kooperatifin 01.07.2013 – 09.01.2014 tarihli ticari defterlerin kapanışlarının yapıldığı, bu kapanışların ve ibraların yapıldığı dönemde davacı kooperatifin Yönetim Kurulu Başkanının … ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı … olduğu, davacı kooperatif ile dava dışı yüklenici şirket arasında imzalanan sözleşme uyarınca yüklenicinin edimlerini gereği gibi ifa etmemesinden, hatalı ve eksik imalat yapmasından dolayı kooperatif zarara uğramış ise, kooperatif yönetiminde devamlılık ilkesi gereğince davalılardan sonraki yönetim kurulunca yüklenici hakkında sözleşmeye dayalı yasal takibat yapılıp sonuç alınamadığı takdirde doğacak zarar için davalı eski yöneticilerin sorumluluğunun doğacağı, davacı tarafın ise yükleniciye karşı herhangi bir yasal takip yapmadan, doğrudan eski yönetici davalılara yöneldiği, her ne kadar; davalı …’nun 14.08.2017 tarihli dilekçesinde karşı dava ileri sürmüş ise de; harcı ödenerek usulüne uygun olarak açılmış bir karşı dava bulunmadığından bu husus hakkında karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalıların devamlılık ilkesine riayet edip etmedikleri araştırılmadan kendilerinden sonra seçilen yönetim kurulu üyelerinin devamlılık ilkesine uymadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili kooperatif temsilcilerinin defalarca dava dışı yüklenici firma ile görüşülmesine rağmen yüklenici şirketin cevap dahi vermediğini, iş akdinin zımni olarak feshedildiğini, davanın yüklenici firmaya ihbar edilmiş olmasına ve tebligatlar yapılmasına rağmen yine herhangi bir sonuç alınamadığını, yüklenici firmaya karşı hukuki yollara başvurmanın sonuçsuz kalacağını, davalıların yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde yüklenici firmaya, yalnızca 2012 yılından kalan bakiye bedelin ödenmesi gerekirken fazladan 12.360,00 TL ödeme yapıldığını, kooperatif ile yüklenici firma arasında akdedilen sözleşmede taraflardan birisinin kooperatif tüzel kişiliği olduğunu, sözleşmede temsile yetkili kimsenin olmamasının, alalede tek kişinin imzasının bulunduğu bir sözleşmenin hukuken geçerli sayılmasının kanuna ve usule aykırı olduğunu, sözleşmede yüklenici firmaya ne kadar hakediş ödeneceği hususunda madde bulunmadığını, davalıların yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde davalılardan … tarafından, kooperatif üyesi olmadığı halde kooperatif kaşesi vurularak tek imza ile düzenlenmiş olan senetlerin yüklenici firma yetkilisi …’a iş karşılığı olduğundan bahisle teslim edildiğini, bu senetlerin …’ya ciro edildiğini, …’nın kooperatif tarafından senet bedelleri ödenmediği gerekçesiyle, İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2013/13438 esas sayılı dosyasında borçlular … ve müvekkili kooperatif aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla ödeme emri gönderdiğini, cebri icra tehdidi altında bu senetlerin yeni yönetim kurulu üyeleri kararıyla ödendiğini, bu bilgi ve belgelerin mahkemece yeterli incelenmediğini, yine aynı dönemde yönetim kurulunda yer alan davalı …’un yapılan bilgilendirme toplantısında yüklenici firma tarafından henüz yapılmamış olan işlerin dahi parasının ödendiğini belirterek bu duruma itiraz ettiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davanın reddine ilişkin kararı ve gerekçelerini kabul ettiğini, ancak “2012-2013 döneminde 7.760,00 TL fazla ödeme yapıldığı” şeklindeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, sözü edilen dönemde fazla ödeme yapılmadığını, ön inceleme ve iki keşif incelemesi olmak üzere 12 duruşmaya vekil olmaksızın katıldığını, HMK’nın 323/1-g maddesinde belirtilen giderleri yaptığını belirterek, 1.250,00 TL’nin davacılardan alınarak kendisine ödenmesini, ayrıca kendi avukatına verdiği 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı kooperatifin eski yöneticilerinin kişisel sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, kooperatif eski yönetim kurulu üyeleri hakkında açılmış sorumluluk davası ve yükleniciye yapılan fazla ödemelerin yükleniciden tahsili istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanun 98. maddesi yollamasıyla dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 479/3 maddesi uyarınca kooperatif yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılabilmesi için yönetim kurulu üyeleri hakkında genel kurulca dava açılması yönünde alınmış bir karar bulunması gerekmekte olup, bu dava şartı Yargıtay 11. H.D ve 23. HD’nin yerleşmiş içtihatlarına göre tamamlanabilir dava şartı niteliğindedir. Davacı kooperatifin 23.03.2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında eski yöneticiler hakkında dava açılması için yönetim kuruluna ve denetim kuruluna yetki verildiği tespit edilmiştir.
Davacı kooperatif ile dava dışı yüklenici arasında, kooperatif hudutları içinde kilit taşı işlerinin yapılması hakkında 20.08.2012 tarihli sözleşme yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, yükleniciye fazladan ödeme yapılıp yapılmadığı, yöneticilerin kooperatifin zararına neden olup olmadıkları noktalarında toplanmaktadır. Davacı kooperatif ile dava dışı yüklenici şirket arasında sözleşme bulunduğundan yapılan iş ve yapılması gereken ödemelerin bu sözleşme hükümlerine göre tespit edilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda dava dışı yüklenici şirketin düzenlediği 23.10.2012 tarihli 17.700,00 TL bedelli ve 25.12.2012 tarihli 64.900,00 TL bedelli iki adet faturanın davacı kooperatifin yasal ticari defterlerine işlendiği belirtilmiş, keşif mahallinde davacı kooperatif personelinin gösterdiği yerlere göre yapılan imalat KDV dahil 31.580,34 TL, davalıların gösterdiği yerlere göre yapılan imalat ise KDV dahil 145.825,43 TL olarak hesaplanmıştır. Yine bilirkişiler tarafından söz konusu imalatların fiili yapımı aşamasında yapılan ödemelere dayanak hakediş ve ataşman gibi belgelerin dosyada yer almadığı, bu nedenle davacı kooperatifin yasal ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalara itibar edilmesi gerektiği, dava dışı yükleniciye 2012 yılında 52.500,00 TL ve 2013 yılında 37.860,00 TL olmak üzere ödenen toplam KDV dahil 90.360,00 TL’den fatura bedelleri toplamı olan 82.600,00 TL düşüldüğünde, 7.760,00 TL fazla ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
İlk derece mahkemesince her ne kadar, yüklenicinin edimlerini gereği gibi ifa etmemesinden, hatalı ve eksik imalat yapmasından dolayı kooperatif zarara uğramış ise, kooperatif yönetiminde devamlılık ilkesi gereğince davalılardan sonraki yönetim kurulunca yüklenici hakkında sözleşmeye dayalı yasal takibat yapılıp sonuç alınamadığı takdirde doğacak zarar için davalı eski yöneticilerin sorumluluğunun doğacağı, davacı tarafın yükleniciye karşı herhangi bir yasal takip yapmadan, doğrudan eski yönetici davalılara yönelmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafça dava dışı yüklenicinin hatalı ve eksik imalat yaptığı yönünde bir iddia ileri sürülmemiş, davalı yönetim kurulu üyelerinin yükleniciye fazla ödeme yaparak kooperatifi zarara uğrattıkları iddia edilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 07.11.2017 tarihli bilirkişi asıl raporunda davacı kooperatifin yasal defterlerinde kayıtlı 23.10.2012 tarihli KDV dahil 17.700,00 TL tutarlı ve 25.12.2012 tarihli KDV dahil 64.900,00 TL tutarlı toplam 82.600,00 TL’lik fatura bedelinin dava dışı yükleniciye ödenmesi gereken iş bedeli olduğu esas alınarak, yükleniciye 07.09.2012-29.12.2012 tarihleri arasında 52.500,00 TL ve 05.01.2013-09.03.2013 tarihleri arasında 37.860,00 TL olmak üzere toplam 90.360,00 TL ödeme yapıldığı, böylece davalı yöneticilerin görevde olduğu dönemde dava dışı yükleniciye 7.760,00 TL fazla ödeme yapıldığı tespit edilmiş ve davacı vekili ile davalı …’nin itirazları 25.11.2019 tarihli ek raporla giderilmiş olduğundan olduğundan, ilk derece mahkemesince 7.760,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, öncelikle dava dışı yükleniciye başvurulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf sebebi yerindedir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı …’nin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’nin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.12.2019 tarih 2016/413 Esas – 2019/1427 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 7.760,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 530,08 TL harçtan, 211,08 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 319,00 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından ödenen 27,70 TL başvuru harcı, 211,08 TL peşin harç toplamı olan 238,78 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 3.750,00 TL bilirkişi ücreti, 676,45 TL posta masrafı, 300,00 TL taksi ücreti olmak üzere toplam 4.726,45 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 2.967,26 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen maddi tazminat üzerinden takdir edilen 7.760,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … yargılama aşamasında duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen maddi tazminat istemi üzerinden takdir edilen 4.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacının ödediği istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 530,08 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 475,68 TL’nin davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı …’nin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 104,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 253,10 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.