Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/40 E. 2023/1248 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/40
KARAR NO : 2023/1248

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.10.2020
NUMARASI : 2016/30 Esas 2020/258 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.09.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.10.2020 tarih 2016/30 Esas 2020/258 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı kazada davacının yaralanarak malul kaldığını, davalının zararı karışılama yükümlülüğü bulunduğunu, belirterek; 10.000-TL tazminatının olay tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davanın araç sürücüsüne ihbarını, kazaya karışan aracın geçerli bir poliçesi olup olmadığının, kusur ve maluliyet durumunun ve yapılan ödemelerinin araştırlması gerektiğini, davalının sorumluluğunun kusur oranında teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kaza tarihinden faiz talep edilemeyeceğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sigortasız araç sürücüsünün % 75 oranında kusurlu, davacının ise % 25 oranında kusurlu olduğu, olay nedeni ile davacının % 6,1 oranında sürekli 6 ay süreli geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu, iş göremezlik maddi tazminatı tutarının 39.728,34-TL olarak hesaplandığı, belirtilerek; davanın, kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, kazanın park halinde diğer bir ifade ile işletilme halinde olmayan araçta meydana geldiğinden meydana gelen zarardan davalının sorumlu olmadığını, tescilsiz motosikletin zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırma zorunluluğuna tabi olup olmadığının araştırılmadığını, ceza dosyasından alınan kusur raporunun hukuk hakimini bağlamayacağını, kusura ilişkin yeterince araştırma yapılmadığını ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınması gerektiğini, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilmediğini, belirterek; kararın kaldırlmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, … Yönetmeliği kapsamında trafik kazası nedeni ile tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan maddi zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … oluşturulmuştur. …’nın sorumluluğu maddi tazminat ile sınırlıdır. …’nın hangi hallerde sorumlu tutulduğu ve hesaba hangi şartların gerçekleşmesi halinde dava yöneltilebileceği 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Yönetmeliği’nin 9. maddesinde belirtilmiştir. Hak sahipleri karşısında, trafik kazası sonucunda meydana gelen zararlardan, … ile diğer zarar sorumluları (işleten, teşebbüs sahibi, sürücü ve diğer yardımcı kimseler vs.) müştereken ve müteselsilen sorumludur (BK m.51). Yani …nın sorumluluğunun doğmasıyla diğer zarar sorumlularının sorumlulukları ortadan kalkmaz. Hesapla birlikte devam eder.( Yargıtay 17. HD’nın 1909/2019 tarih ve 2016/17270 E. – 2019/8281 K. ) Bu itibarla, ZMMS poliçesi bulunmayan karşı aracın neden olduğu zarardan, davalı … karşı araç sürücünün kusuru oranında sorumlu olacağı amirdir. Davalı …’nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte …’na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır.( Yargıtay 4. HD’nın 16.06.2022 tarih ve 2021/13625 E. – 2022/8912 K. )
3. Davalının sorumluluğunun belirlenebilmesi için olayın oluşumunda tarafların mevcut kusur durumun tespiti önem arzeder. Dava konusu olaya ilişkin Aliağa Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2009/122 Esas sayılı dava dosyası kapsamında yapılan yargılamada dava dışı tescilsiz motosiklet sürücüsünün asli, davacının ise tali kusurlu olduğu kabul edilmiş ve Yargıtay temyiz incelemesini müteakip 18.12.2013 tarihinde dava dosyasının kesinleştiği anlaşılmıştır. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi Borçlar Kanununun 53. ( TBK 74) maddesinde düzenlenmiş olup, Hukuk Hâkimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. ( Yargıtay HGK’nın 24/12/2014 tarih ve ve 2014/4-846 E. – 2014/1091 K. ) Ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile belirlenen bu maddi olguların hukuk mahkemesi tarafından kabulü zorunludur. ( Yargıtay 17. HD’nın 14/06/2016 tarih ve 2015/3502 E. – 2016/7282 K. )
4. Bu çerçvevede, dosyaya kazandırılan açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli bilirkişi raporu ile olaya ilişkin ceza dava dosyası kapsamında belirlenen maddi olgular çerçevesinde, oluş şekline uygun düşecek biçimde, taraflara kusur atfını gerektiren sebeplerin somut olarak açıklanması suretiyle, kusur değerlendirilmesi yapılarak, dava dışı tescilsiz motosiklet sürücüsünün % 75 oranında asli, davacının ise % 25 oranında tali kusurlu olacak şekilde kusur durumunun tespit edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
5. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusurun anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olarak tespit edilmesine, tazminattan indirim yapılmasını gerektir ödeme bulunmamasına, tazminatın teminat limiti dahilinde hüküm altına alınmasına, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 2.714,52-TL’den peşin alınan 644,59-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.069,93-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.