Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/371 E. 2023/1764 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/371
KARAR NO : 2023/1764

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.01.2021
NUMARASI : 2018/277 E. – 2021/8 K.
DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün Önlemesi, Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 01.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.12.2023

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 20.01.2021 tarih 2018/277 E. – 2021/8 K sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının 1967 yılında …/…’de kurulduğunu, Türkiye’nin en büyük kooperatiflerinden biri haline geldiğini, markasının zaman zaman istismara uğradığını, davalı tarafın “… kooperatifi+şekil” markasına karşı yapılan itirazlar sonucu markanın tescilinin reddedildiğini, bu karara rağmen markanın kullanılmaya devam edildiğini, karşı tarafın kötü niyetli olduğunu, karşı tarafın markasının … markası ile iltibas yaratacak şekilde benzer olduğunu, müvekkilinin et/süt ürünü dışında ürünü bulunmamasına rağmen davalı şirketin yumurtaları hakkında taraflarına çokça şikayet geldiğini, markaların karıştırıldığını, kötü niyeti gösteren bir başka neden olarak; …’de bulunmayan ürünleri … Kooperatifi adı altında satmaya çalıştığını belirterek fazlası saklı 1.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminat, ihtiyati tedbir verilmesini, ….com sitesine erişimin engellenmesini, davalının unvanın iptalini, ilan yapılmasını istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalının 2017 yılında İzmir’de kurulduğunu, benzer olduğu iddia edilen marka işaretlerinin farklı olduğunu, “…” ibaresinin ana unsur olduğunu, coğrafi yer adı ve kuruluş yeri olarak esinlenildiğini, davacının tek başına “…” ibaresi üzerinde hak iddia edemeyeceğini, davacının piyasaya sürdüğü ürünlerinde, ortalama tüketici tarafından algılanacak markasını … Kooperatifi olarak kullandığını, bazı ürünlerde tescilli markaya ortalama tüketici tarafından farkedilmeyecek kadar küçük şekilde yer verdiğini, iki marka arasında karıştırma ihtimalinin kabul edilemeyeceğini, davacıya ait …+ … figüründen oluşan işaretin tescil sınıfları arasında 29. Sınıf balık, kümes hayvanları etleri, kuru bakliyat, fındık ve fıstık ezmesi, tahin, salça ve yumurtalar da yer alıyor olsa da, bizzat davacının dilekçesinde de belirtildiği üzere, … firması tarafından bu malların üretimi ve satışı bulunmadığını, davacı tarafından sunulan kullanım delilleri de yalnızca süt ve süt ürünlerine ilişkin olduğunu, davalının marka kullanımı ise yalnızca tahıl, bakliyat, kavanoz grubu, tavuk eti ve yumurtası ürünlerine ilişkin olduğunu belirterek ihtiyati tedbirin ve haksız davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayın koşulları ve sonuçları dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulüyle, davalının … asli unsuru şeklindeki ibare kullanımlarının davacı marka hakkına tecavüzünün tespitine, tecavüzü konu ibareyi içeren ürün, tabela, broşür ve tanıtım araçlarına el konulmasına, masraflar davalıya ait olmak üzere el konulan ürünlerde tecavüze konu ibarenin silinmesi veya değiştirilmesi mümkün ise silinmesi ya da değiştirilmesine, mümkün değilse imhasına, https://www…com adlı siteye erişimin engellenmesine, erişim sağlayıcılar birliğine yazı yazılmasına, davalının ticaret unvanındaki … ibaresinin iptaline, sicilden terkine, 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren 12.362,3 TL 03/01/2020 ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle alınmasına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, gerekçeli kararın 22/06/2019 tarihli bilirkişi heyet raporuna ilişkin görüşlerin tekrarından ibaret olduğunu, bilirkişi raporunda karıştırılma ihtimali yarattığı görüşü belirtilen 2007/70767, 2010/57863, 2015/75180, 2008/22445, 2013/108083 sayılı markalar yönünden yalnızca kavramsal ve fonetik benzerlikler, 2011/56776, 2017/56598 sayılı markalar yönünden kavramsal, görsel ve fonetik değerlendirme yapılmış, hiçbir marka bakımından bütüncül (genel görünüm-global) değerlendirme yapılmadığını, esas olanın genel görünüm değerlendirmesi olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının 20. Sınıf 2020/56747 sayılı …, 2012/84578 sayılı … köy yoğurdu markaları yönünden, davacının diğer markaları ve davalı markasındaki … unsuru ortak olduğu halde, bu markalarla davalı markası arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığının belirtilmesi, … ibaresi yönünden karıştırılma ihtimaline ilişkin görüşlerin çelişkisini ortaya koyduğunu, yerel mahkemece, gerekçeli kararında, davacının dayandığı bu iki marka yönünden marka hakkına tecavüz iddialarının reddine karar vermediği gibi, diğer markalar yönünden … ibaresine yönelik kabulü ile çeliştiğini, İlk derece mahkemesinin markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalini, bilirkişi raporu ile bağlı olmaksızın değerlendirebileceğini, bilirkişi raporuna yapılan itirazlarının değerlendirilmediğini, coğrafi yer adlarının tek başına ayırt edici unsur olamayacağı, coğrafi yer adı içeren markaların ancak aynı veya ayniyet derecesinde benzer markalara karşı korunabileceği belirtilmesine rağmen, doktrin ve yargı kararlarına aykırı görüş içeren bilirkişi raporuna itibar edildiğini, itirazlarının karşılanmadığını, yargılama devam ederken, davalı kooperatif 29, 30 ve 35. Sınıfta marka tescili için başvurduğunu, itiraz üzerine, Markalar Dairesi Başkanlığınca itirazın kabul edildiğini, davalı kooperatifin bu karara yeniden itiraz talebi nin Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 23/03/2020 gün ve 2020-M-2578 sayılı kararı ile reddedildiğini, bu kararın iptali için Ankara 5. FSHHM de açılan davanın kabulüne ve YİDK kararının iptaline karar verildiğini, Ankara 5. FSHHM’nin 04/12/2020 gün ve 2020/100 E.-2020/345 K. Sayılı gerekçeli kararında; “…” ve “…” ibarelerinin tali nitelikte olduğu, “…” ibaresinin İzmir iline bağlı Türkiye’de yaygın olarak bilinen bir ilçe ismi olduğu, bu şekilde yaygın olarak bilinen yer isimlerinin ayırt ediciliğinin düşük olduğu, coğrafi kaynak belirtme niteliği bulunan bu tip yer isimlerini içerir markalarda ufak değişikliklerle iltibas tehlikesinin bertaraf edilebileceği, her ne kadar her iki marka kompozisyonu içinde “…” ibaresi müşterek olarak bulunsa da, İzmir iline bağlı ve Türkiye’de bilinen maruf ve meşhur bu ilçe ismi üzerinde redde mesnet marka hakkı sahibine tekel yetkisi tanınamayacağı, redde mesnet markada yer alan inek figürünün dava konusu markada yer almadığı, hakeza dava konusu markada yer alan …i figürünün redde mesnet markada yer almadığı, bu …i figürünün dava konusu mal ve hizmetleri doğrudan tanımlamadığı, dolayısıyla soyut-somut ayırt ediciliğinin bulunduğu, her iki markada bulunan yeşil renk benzerliğinin de iltibas tehlikesi oluşturacağından söz edilemeyeceği, dolayısıyla SMK m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmediği tespit edilmiştir.” gerekçesine yer verildiğini, buna göre davacının 2017/56598 sayılı marka yönünden de bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, karıştırılma ihtimali yönünden her iki ilk derece mahkeme kararında farklı sonuçlara varıldığını, SMK 29/2 maddesine dayanan kullanmama def’i yönünden de 2019/38 Esas sayılı davanın bekletici mesele yapılması ve sonucunun beklenmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE : Dava markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda, aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının markalarında yer alan “…- kooperatifi-koop-gıda” sözcüklerinin davalının işaretinde de kullanıldığı, davalının işaretinde yer alan “…” sözcüğü nedeniyle tarafların hitap ettiği orta seviyedeki müşterilerin zihninde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacının bir kısım markalarında ve davalının işaretinde ortak unsur olarak yer alan “…” ve “kooperatifi” sözcükleri arasında semantik ve fonetik açıdan ayniyet olduğu, görsel açıdan yapılan karşılaştırmada ise davalının renk, şekil ve kompozisyon seçiminde, seçenek özgürlüğü bulunduğu halde davacının markalarında yer alan aynı rengin ve … figürünün kullanılmış olduğunu ve yine davacının markalarındaki gibi dairesel şekilde yazıldığını, bu sebeplerle davalı işaretinin davacının söz konusu markalarını çağrıştırdığını ve markalar ile işaret arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle davalının söz konusu ibareyi kullanımının SMK 7/2-b kapsamında tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, tecavüz oluşturan ibarenin davalı ticaret ünvanında yer almasının ve markasal olarak kullanılması sebebi ile davacının ünvanın SMK 7/3-e maddesi kapsamında iptalinin gerektiği, yine avalı tarafın dava konusu … Kooperatifi (şekil) işaretini www…com internet sitesi içeriğindeki ve davacının seri markalarının asli unsuru olan “…” ibaresine ticari etki yaratacak şekilde internet sitesi alan adı olarak kullanımlarının markasal ve ticari etki yaratacak şekilde kullanım mahiyetinde olduğu ve marka hakkına tecavüz oluşturduğu, 16/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporuyla SMK 151/2-b maddesine göre davalının söz konusu ibareyi kullanması sonucunda elde ettiği net kazancın ve dolayısıyla davacının yoksun kaldığı kazancın hesaplandığı, SMK’nın 149. maddesi uyarınca davacı yararına manevi tazminat koşullarının da gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, Dairemizce de benimsenen söz konusu yerel mahkeme gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirerek, yerinde görülmeyen istinaf itirazının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.390,94 TL’den peşin alınan 409,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 981,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 01.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.