Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/336 E. 2021/299 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İZMİR BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/336
KARAR NO : 2021/299

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2020
NUMARASI : 2020/181 Esas 2020/172 Karar

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05.03.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.03.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.03.2020 gün ve 2020/181 Esas 2020/172 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için başkan …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili tarafından davalılardan … emrine ileri tarihli olarak keşide edilerek bu davalıya kargo yolu ile gönderilen 29.02.2020 tarihli 22.700,00 TL bedelli çekin kargo tarafından dağıtıldığı sırada çalınmış olduğunu, bu konuda şikayette bulunduklarını, ancak çekin lehdarına ulaşmadığı halde kimin tarafından atıldığı bilinmeyen ancak lehdara ait olmayan ciro yolu ile cirolanarak bankaya ibraz edildiğinin öğrenildiğini ileri sürerek çek hakkında tedbir kararı verilerek bu çekten dolayı davalılara karşı borçlu bulunulmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, davaya konu çek sureti ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’na 7155 Sayılı Yasa ile eklenen 5/A maddesine göre, bu kanundan kaynaklanan ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin 2.fıkrasına göre, arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davanın İİK 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olduğunu, bu davada taleplerinin borçlu olup olmadıklarının tespitine yönelik olup, ayrıca takiplerin durdurulması yönünde tedbir kararını da içerdiğini, alacak davası mahiyetinde değerlendirilmesinin mümkün olmayıp bir miktara alacağın tahsili talebinde de bulunmadıklarını ve davanın arabuluculuk dava şartına tabi olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının keşidecisi davalıların lehdar ve hamili bulunduğu ancak davalılar sahte ciranta imzalar suretiyle intikal ettiği iddia olunarak açılan borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davanın konusunu oluşturan çek suretinin tetkikinde davacının keşideci, ilk davalının lehdar ve diğer davalıların ciranta ve hamil bulundukları davanın konusunun TTK 4 ve 5 maddesi gereğince kıymetli evraktan kaynaklandığı ve mutlak ticari dava niteliği taşıdığı sabittir.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da, 06.12.2018 tarih ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’ya 5/A maddesi ile, getirilen düzenleme ile, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davanın konusunun birden fazla olması ve bunlardan bir kısmının bir miktar para alacağına, bir kısmının ise miktara tabi olmaması halinde, yani HMK 110. maddesi anlamında bir dava yığılması ve talepler arasında da HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunması halinde, uyuşmazlığın ne şekilde çözümleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta ise de, Anayasamız uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde asıl olanın mahkeme yargısı olduğu dikkate alındığında, aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların ticari arabuluculuğa tabi olmaksızın mahkemece çözüme kavuşturulması gerekir. (Yargıtay 11. H.D’nin 04.11.2020 tarih 2019/3611 E, 2020/4734 K sayılı kararı ve aynı yöndeki 10.02.2020 tarih ve 2019/3048 E – 2020/1093 K, 17.02.2020 tarih 2020/197 E-2020/1578K sayılı kararları).
Somut olayda, davacı tarafça kıymetli evrak niteliğindeki çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti isteminde bulunulmuş olup uyuşmazlık mutlak ticari dava kapsamında kalmaktadır. Dava, bir miktar paranın tazmini ya da alacağa hükmedilmesi istemine ilişkin olmayıp esasen eda davası değil, tespit davasıdır. Dava devam ederken alacağın ödenmesi ve istirdada dönüşmesinde de durum değişmeyecektir. Bu bakımdan dava bir miktar alacağın tazminini içermediğinden zorunlu arabuluculuğa tabi değildir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olmayan davada yanılgıya düşülerek arabuluculuk dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunup, dava şartlarına aykırılık bulunmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.03.2020 tarih 2020/181 Esas 2020/172 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 05.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.