Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/323 E. 2023/1600 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/323
KARAR NO : 2023/1600

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.11.2019
NUMARASI : 2014/317 E. – 2019/1342 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.11.2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.11.2019 tarih 2014/317 E. – 2019/1342 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacı …’ın davalılar … … … ve dava dışı … ve … ile birlikte … Mah. … … İzmir adresinde faaliyet gösteren … A.Ş’de pay sahibi olduklarını, davalılar … ve … kardeş olup davalı …’nin ise anneleri olduğunu, 30/07/2009 tarihinde ve 11/07/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısı neticesinde yönetim kurulu üyeliğine üç yıl süre ile …, … ve … seçildiği halende şirketin yönetim kurulunun davalılar tarafından oluştuğunu, davalıların … Mah. … Caddesi, … … Adresinde, … Şti. Unvanı altında şirket kurdukları ve bu şirketinde aynı konuda faaliyet gösterdiğini, … A.Ş’nin fabrika binası içinde bulunan makineleri ve imalatta kullanılan sair aksamı boşalttırarak … fabrikasına taşındığını, davalıların özen borcunu kötüye kullanarak ortak oldukları, … A.Ş.’yi zarara uğrattıklarını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 30.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile şirkete ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili, öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, … A.Ş.’nin 1996 yılı itibari ile ortaklarının … (%13,5), … (%18) … (%18), … (%1), … (%48), … (%1,5) olduğunu, davacı … ile davalı …’ın şirket işlerinin 2006 yılına kadar müşterek imza ile yürüttüklerini, davacı …’ın şirket faaliyetlerine hiçbir olumlu katkısı bulunmadığı halde kendisine, şirketin tüm gelir ve imkanlarından yararlandırıldığını, davacının şirket içinde devamlı huzursuzluk çıkarması nedeni ile, 25/07/2006 tarihinde yapılan olağan genel toplantısında, şirketin münferiden temsil ve ilzama …’ın yetkilendirildiği, davalıların ortaklar kurulu kararları dışında, davacının bilgisi haricinde hiçbir faaliyette bulunmadıklarını, davalıların hiçbir dönemde …’ın müşterilerini caydırmak sureti ile, müşterilerin, … ile çalışmaları için yönlendirmediklerini, … A.Ş.’nın ticaret portföyünden faydalanarak haksız rekabette bulunmadıklarını, ana sözleşme hükümleri ve kanun hükümleri doğrultusunda, … A.Ş.’yi yönettiklerini, davacının katılmış olduğu bütün genel kurul kararlarından yönetimi ibra ettiğini, davanın altı aylık hak düşürücü süre geçmesi nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, … Şti.’nin 2007 ve 2010 yılları arasında … A.Ş.’nin hiç çalışmadığı firmalar ile çalıştığı, 2011 ve 2012 yılları arasında …’ın en son 2006 yılında çalıştığı sonrasında hiç çalışmadığı firmalar ile çalıştığı, yine 2013 yılında …. Şti.’nin, … A.Ş.’nin hiç çalışmadığı firmalar ile çalıştığı dosya kapsamı, taraf defterleri ve yapılan mali inceleme sonucunda anlaşıldığı, yine yapılan keşif esnasında tespit edilen ve akabinde düzenlenen raporda belirlenen dava dışı … şirketine ait makine ve ekipmanın dava dışı … şirketine önce 13.500,00 TL’ye, daha sonra 18.500,00 TL’ye ve son olarak 20.350,00 TL’ye kiralama bedelli olarak kiralandığı, yine dava dışı … şirketine ait fırın iç kaset bükme makinası dava dışı … şirketine 67.550,00 TL bedelle satıldığı, yapılan kiralama ve satış bedellerin keşif ve teknik incelemeler sonucunda rayiçlere uygun olduğu, şirketin veya şirket ortağının şirket adına rekabet yasağına aykırı hareket eden ortağından tazminat talep edebileceği, bu hakkın kullanabilmesi zararın varlığına ve bunun ispatına bağlı olup, tazmini talep edilen zarar daha çok, bu işlemin şirketin ad ve hesabına yapılmamış olmasından doğan kâr kaybı olduğu, zira Borçlar Kanunu’muzun sistematiğinde tazminatın uğranılan zarardan fazla olamayacağı, aksi takdirde zarar görenin haksız bir kazanım elde etmiş olacağı, hal böyle olunca şirketin veya şirket ortağının şirket adına tazminat talep edebilmesi için zararını ispat etmesinin şart olduğu kabul edildiğine göre, öngörülecek tazminatın da bu zararla sınırlı olduğu, her ne kadar dava dışı … Ltd. Şti.’nin kurulmasında, kurucu davalılar …, … TTK m.396 hükmüne göre ibra edilmemiş iseler de; yapılan inceleme sonunda … A.Ş.’nin dava tarihi ve öncesinde; gerek kiralanan ve satılan makineler, gerekse çalışılan firmaların aynı olmaması bakımından, başka bir deyişle; dava tarihi itibari ile dava dışı şirketlerin müşteri portföylerinin farklı olduğu ve davacının ortağı olduğu … A.Ş. şirketinin bir kazanç, kar/zarar kaybının olmadığı, davalılardan …’ın ise dava dışı … Ltd. Şti. kuruluşundan bu yana ortak ya da yönetici olarak bulunmadığı, … A.Ş.’nin var ise zararından dolayı tazminat taleplerinin bu davalıya yöneltilemeyeceği, dolayısıyla davalı …’a husumet düşmeyeceği anlaşılmakla davalılardan …’a karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılara karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildiğini, ancak bu kararın hatalı olduğunu, TTK 396 hükümleri gereği …’ın yönetici ortak olmasa dahi, yönetici ortak olduğu şirketin içinin boşaltılmasına göz yumması nedeniyle sorumlu olduğunu, zaten kendisinin de fiilen … şirketinde çalıştığını, davacının davalılar ve dava dışı …, ve … ile birlikte … Mahallesi … -… … adresinde mevcut … A.Ş. de %48 pay sahibi olduğunu, …. A.Ş. nin 25.07.2006 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda Yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile …, … ve …’in seçildiğini, davacı bu tarihten itibaren sistematik olarak şirket yönetiminden uzaklaştırıldığını, anılan davada da, söz konusu değerlerin hepsi ele geçirilmiş şirketin içi %100 boşaltılıp başka bir şirketin içine alındığını, mahkemenin kazanç kaybı olmadığı yönündeki tespiti hatalı olduğunu, şirketlerde olağan olan, her sene müşterinin, sermayenin ve cironun artması olduğunu, bu ivmedeki düşüşün, bir kazanç kaybı ve olağandışılık nedenlerinin araştırılması gerektiğini, şirketteki bu ivmenin azalması ve …’a aktarılmasına rağmen bir miktar kar etmesinin, şirketin iki büyük arsasının, makinalarının ve malvarlığının satılması ile olduğunu, dosyada bilirkişilerin bu hususlara etraflıca değinmediklerini, dosyada mübrez Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/109 Esas sayılı talimat aracılığıyla düzenlenen 22.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda, …’a ait tüm pres ve makinaların, takım tezgahları, alet ve edevatların …’ın içinde kullanıldığının tespit edildiğini, bilirkişi raporunda sonuç olarak birebir aynı konuda iki şirket kurulduğunu, …’ın, tüm makine, ekipman, tezgah, alet, edevat, herşeyiyle tam bir işletme devri içerir şekilde mal alımı-satımı, makine pres ve araç kiralaması ve şube işyeri kira bedeli işlemleri ile, içinin sembolik rakamlarla boşaltılıp …’a devredildiğini, bunların sözleşmesiz yapıldığını, bir kısmının işlemsiz kullanıldığını, …’ın unvanın dahi kullanıldığını, makine kira işlemlerinin minareye kılıf uydurma olarak yapıldığı için, uydurma bir sözleşme yapılmış ancak ek bir demirbaş listesi dahi düzenlenmediğini, hangi araç ve makinaların olduğunun dahi belirsiz olduğunun tespit edildiğini, aynı zamanda …’ın genel olarak ciro ve kar artışı yaptığını, zarar gösterdiği yılda da aslında özkaynak yaptığının tespit edildiğini, bu durumda ikinci kurulan ve davalıların ortak ve yönetici olduğu … Şti de elde edilen karın, yatırımın/ öz varlık değerinin … AŞ nin kaybını oluşturacağı dikkate alındığında, … Şti nin kuruluştan bu yana elde ettiği kar/öz varlığın … A.Ş’ nin kaybı ve zararı olduğunu, davalılar … A.Ş’ nin faaliyet konusu içinde bulunan imalat ve işler bakımından hizmet verebileceğinin mümkün olacak yeni müşteri ve firmalar davalılar tarafından, hissedarı ve yöneticisi oldukları … Ltd. Şti’ne yönlendirilmek sureti ile … A.Ş. nin elde edeceği gelirin, kendi firmaları … Ltd Şti ne kaydırıldığını, … A.Ş nin kar kaybına uğramasına sebebiyet verildiğini, davalıların bu tutumu devam etmekte olup 2015 yılından bu yana …’ın satış yapamaz hale getirildiğini, içinde şirket değerleme uzmanı olmayan bilirkişilerle maalesef yanlış sonuçlara ulaşıldığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, dava dışı … A.Ş.’nin yönetici ortakları olan davalılar tarafından zarara uğratıldıkları iddiası ile açılan tazminata yönelik, TTK m.396 hükmü uyarınca anonim şirket yönetim kurulu üyelerine yüklenmiş rekabet yasağının ihlali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalı …’a karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılara karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya konu … . Şti’nin iki ortaklı olarak … ve … tarafından 29/06/2007 tarihinde kurulduğu, davalılar … ve …’ın … AŞ’nin ortakları oldukları gibi aynı zamanda … Ltd. Şti’ni de kurucu ve ortakları oldukları, davalı …’ın ise … .Ltd. Şti’nin kuruluşu veya sonrasında ortak veya hissedar sıfatına haiz olmadığı, TTK’nun 365, 369 , 396 ve 553.maddelerine nazaran dava konusu istem yönünden ilk derece mahkemesince dosyada bilirkişi heyetleri tayin edilmek suretiyle talimat mahkemesi kanalıyla 09.10.2015 havale tarihli, 23.03.2016 havale tarihli, 28.11.2017 havale tarihli ve 14.10.2019 havale tarihli rapor ve ek raporların alınarak, işbu raporlar doğrultusunda davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür.
Hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarının denetime açık, hükme esas almaya elverişli nitelikte bulunduğu değerlendirilmiş, buna göre … Ltd. Şti.’nin 2007 ve 2010 yılları arasında … … A.Ş.’nin hiç çalışmadığı firmalar ile çalıştığı, 2011 ve 2012 yılları arasında …’ın en son 2006 yılında çalıştığı sonrasında hiç çalışmadığı firmalar ile çalıştığı, yine 2013 yılında … Ltd. Şti.’nin, … … A.Ş.’nin hiç çalışmadığı firmalar ile çalıştığı dosya kapsamı, taraf defterleri ve yapılan mali inceleme sonucunda anlaşıldığı, yine yapılan keşif esnasında tespit edilen ve akabinde düzenlenen raporda belirlenen dava dışı … şirketine ait makine ve ekipmanın dava dışı … şirketine önce 13.500,00 TL’ye, daha sonra 18.500,00 TL’ye ve son olarak 20.350,00 TL’ye kiralama bedelli olarak kiralandığı, yine dava dışı … şirketine ait fırın iç kaset bükme makinası dava dışı … şirketine 67.550,00 TL bedelle satıldığı, yapılan kiralama ve satış bedellerin keşif ve teknik incelemeler sonucunda rayiçlere uygun olduğu, şirketin veya şirket ortağının şirket adına rekabet yasağına aykırı hareket eden ortağından tazminat talep edebileceği, bu hakkın kullanabilmesi zararın varlığına ve bunun ispatına bağlı olup, tazmini talep edilen zarar daha çok, bu işlemin şirketin ad ve hesabına yapılmamış olmasından doğan kâr kaybı olduğu, zira Borçlar Kanunu’muzun sistematiğinde tazminatın uğranılan zarardan fazla olamayacağı, aksi takdirde zarar görenin haksız bir kazanım elde etmiş olacağı, hal böyle olunca şirketin veya şirket ortağının şirket adına tazminat talep edebilmesi için zararını ispat etmesinin şart olduğu kabul edildiğine göre, öngörülecek tazminatın da bu zararla sınırlı olduğu, her ne kadar dava dışı … Ltd. Şti.’nin kurulmasında, kurucu davalılar …, … TTK m.396 hükmüne göre ibra edilmemiş iseler de; yapılan inceleme sonunda … A.Ş.’nin dava tarihi ve öncesinde; gerek kiralanan ve satılan makineler, gerekse çalışılan firmaların aynı olmaması bakımından, başka bir deyişle; dava tarihi itibari ile dava dışı şirketlerin müşteri portföylerinin farklı olduğu ve davacının ortağı olduğu … … A.Ş. şirketinin bir kazanç, kar/zarar kaybının olmadığı, davalılardan …’ın ise dava dışı … Ltd. Şti. kuruluşundan bu yana ortak ya da yönetici olarak bulunmadığı, … A.Ş.’nin var ise zararından dolayı tazminat taleplerinin bu davalıya yöneltilemeyeceği, dolayısıyla davalı …’a husumet düşmeyeceğinden davalı tarafın zamanaşımı definin reddi ile davalılardan …’a karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılara karşı açılan davanın reddine yönelik verilen kararda herhangi bir usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri isabetli bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.