Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/301
KARAR NO : 2023/1577
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.09.2020
NUMARASI : 2019/1210 E. – 2020/285 K.
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 03.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.11.2023
İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.09.2020 tarih 2019/1210 E. – 2020/285 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı şirket ortağı olan muris … 31/07/2019 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davacıların kaldığını, şirket 2018 yılı Olağan Genel Kurulu’nun 30/10/2019 tarihinde yapıldığını, gündemin 5. maddesiyle TTK 596. maddesi gereğince vefat eden ortağın şirket hissesinin davalı diğer ortaklara devredildiğini, söz konusu devrin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, belirtilen genel kurul karanın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalı gerçek kişi müvekkillerinin davalı sıfatının bulunmadığını, Olağan Genel Kurul Toplantısına ilişkin tüm işlemlerin kanuna uygun olarak tanzim edildiğini, şirketin gayri faal olması davacıların murisinin açtığı dava yüzünden şirketin feshedilemediğini, bu nedenle şirketin ve müvekkillerinin zarara uğradığını, davacıların kötü niyetli davrandıklarını, bu nedenlerle beşinci maddenin ertelenmesi talebinin reddine karar verildiğini, T.T.K.’nun 596. maddesi gereği oylamaya geçilip, mirasçı davacı …’e ait payların müvekkili …’e, mirasçı davacı …’a ait payların ise müvekkili …’a devrine oy çokluğu ile karar verildiğini, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/904 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesine ilişkin iddianın finansal tabloların bir ay sonraya ertelenmesi talebiyle çelişkili olması nedeniyle haklı olmadığını, pay devrinin gündem maddeleri içinde olmadığı iddiasının doğru olmayıp gündemin beşinci maddesinin bu konuyu içerdiğini, davalı tarafın gündem maddesine ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, şirketin gayri faal olması nedeniyle payların gerçek değerinin nominal değerinin üzerinde olduğunun ifade edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların paylarına ilişkin nominal değer teklif edildiği ve erteleme kararına rağmen finansal tablolar görüşülmeden davacıların paylarının değerinin bildirildiği gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulü ile söz konusu genel kurul kararının 5. Maddesinin iptaline, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. davacı tarafın aleyhimize açmış olduğu davayı kabul etmiştir.
karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının doğru olmakla birlikte, kararda belirtilen red gerekçeleri dışında, başka red sebeplerinin de mevcut olduğunu, TTK’nun 436. Maddesi gereği, toplantıya katılanların kendilerini ilgilendiren konularda oy kullanamayacaklarını, kullandıkları takdirde bu oyların, oylamaya esas alınamayacağını, davalılar … ve …’in davada davalı olarak yer almasının sebebinin de bu olduğunu, bu nedenle, bu davalılar hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bu iki davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olsa da, sırf bu nedenle davalı taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar vekili; genel kurul kararının iptali açısından muhalefet şerhinin bulunması ve bunun toplantı tutanağına geçirilmiş olmasının dava şartı olduğunu, oysa gündeme ilişkin 30/10/2019 tarihli toplantı tutanağında davacı tarafın dava konusu gündem maddesinin görüşülmesine dair, şirket hissesinin devrine karar verilmesinden sonra açık bir muhalefet şerhinin mevcut olmadığını, davacının, Olağan Genel Kurul Toplantısında payların müvekkillere devrinden sonra, pay devrine ilişkin açık, anlaşılabilir, belirgin ve kayda geçmiş bir muhalefetinin bulunmadığını, davacının, görüşmeye devam edilmemesi yönündeki isteğini, gündemin 5.maddesi görüşülmeden önce tutanağa geçirildiğini, görüşme yapılmadan, karar alınmadan koyulan şerhin kanunun aradığı şekilde bir muhalefet sayılamayacağını, muhalefet şerhinin usulüne uygun olması için karar alındıktan sonra koyulması gerektiğini, 2018 yılı Olağan Genel Kurul çağrısının ihtarnayle davacılara bildirildiğini, ihtarnamede Genel Kurul Çağrısı, Yıllık Faaliyet Raporu, ayrıntılı Bilanço, Finansal Tablolar, Gelir Gider Cetvellerinin davacılara tebliğ edilerek, ihtarname ekinde şirketin gayri faal durumda olduğu, yıl içinde ki faaliyetleri, finansal durumuna ilişkin dönemsel kar ve zararı, işletme ayrıntılı bilançosu ve işletme ayrıntılı gelir tablosunun davacılara bildirildiğini, hisse devrinin finansal tablolara bağlı bir husus dolmayıp, bu konunun toplantıda görüşülmesinde sakınca bulunmadığını, ihtarname ile şirketin finansal durumu tebliğ edildiğini, yerel mahkeme diğer gündem maddelerinin bir ay ertelenerek gündemin 5.maddesinin ertelenmemesinin çelişki olarak kabul edilemeyeceğini, bunun TTK 596 maddesinde iktisabın öğrenilmesinden itibaren 3 ay içerisinde sermaye payının onaylanması ya da onaylanmasının reddedeceğinin belirtildiğini, bu sürede nazara alınarak müvekkil şirket tarafından kanuni şartlar gereğince gündemin 5.maddesi ertelenmediğini, bunda herhangi bir çelişki bulunmadığını, ayrıca davacı tarafın pay bedeli hususunda da açık bir muhalefet şerhi de söz konusu değilken, yerel mahkemenin payın düşük olduğu yönünde görüş bildirmesinin hukuka uygun olmadığını, bilirkişi raporunda hukuki değerlendirmelerde bulunulduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE :Dava, davacıların murisinin ortağı olduğu davalı şirketin 30/10/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısıyla davacılar murisinden intikal eden payların, davalı gerçek kişi ortaklara devredilmesine ilişkin gündemin beşinci maddesi ile alınan kararın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın davalı şirket yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davacılar murisi …’in, davalı şirkette %33.5 oranında payla ortak olarak bulunduğu sırada 31/07/2019 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak davacılar … ve …’in kaldığı, 2018 yılı Olağan Genel Kurul toplantısının 30/10/2019 tarihinde yapıldığı, TTK 596.maddesi gereğince vefat eden ortağın şirket hissesinin diğer ortaklara devrinine ilişkin 5. maddenin gündeme alındığı, gündemin 5. maddesinin görüşülmesi sonucunda mirasçı davacı …’e ait payların davalı …’e, diğer mirasçı davacı …’a ait payların ise davalı …’a devrine oyçokluğu ile karar verildiği, söz konusu kararın iptali için davacı tarafça TTK’nun 445. Maddesinde belirtilen üç aylık hak düşürücü süre içerisinde iş bu genel kurul karanının iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı, Genel Kurulu toplantı tutanağı incelendiğinde, davacıların genel kurul toplantısına katılıp, iptali istenen genel kurul maddesine ilişkin olumsuz oy kullandıkları ve tüm beyanları dikkate alındığında karara muhalefet ettikleri ve muhalefet şerhini tutanağa geçirdikleri, bu şekilde genel kurul kararının iptali davası açılması için gerekli şekli koşulların oluştuğu, yapılan genel kurulda payın gerçek değerinin ödenmesi suretiyle hisse devri yapılması gerekirken, nominal değer üzerinden pay değerinin belirlenmesi nedeniyle söz konusu kararın TTK’nun 596. Maddesine aykırı olduğu, bu nedenle alınan genel kurul kararının yasal koşullara aykırılık taşıması nedeniyle davalı şirket yönünden davanın kabulüne, davada taraf sıfatı bulunmayan diğer gerçek kişi davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, yerinde görülmeyen taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 03.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.