Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/3 E. 2023/1232 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/3
KARAR NO : 2023/1232

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.09.2020
NUMARASI : 2018/1172 E. – 2020/397 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.09.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.09.2020 tarih 2018/1172 E. – 2020/397 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 13/06/2018 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafik kazası yaptığını, davacının yaralandığını, yaralanmaya bağlı olarak geçici iş göremezlik zararı ve kalıcı iş gücü kaybı zararının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 24.01.2020 tarihli değer arttırım dilekçesi ile, 300,00 TL’lik daimi iş gücü kaybı bedelini 53.899,62 TL’ye arttırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili, dava dilekçesi ve eklerinin davalıya tebliğ edilmediğini, 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesine göre başvuru yapılmadığını, davacının şikayetçi olup olmadığının araştırılması gerektiğini, kusur oranlarının ve malüliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, tedavi giderlerinin ve geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, kusur ile zarar arasında illiyetin ispatının gerektiğini, asgari ücret baz alınarak TRH 2010 tablosunun uygulanması gerektiğini, kaza sebebiyle elde edilen gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, bakıcı giderlerinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanabileceğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 13/06/2018 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafik kazası yaptığı, davacının yaralandığı, yaralanmaya bağlı olarak geçici iş göremezlik zararı ve kalıcı iş gücü kaybı zararının davalı sigorta şirketinden tahsilinin talep edildiği, alınan bilirkişi raporlarına göre davacının % 6,9 oranında maluliyetinin olduğu, iyileşme süresinin 4 ay olduğu, meydana gelen kazada davacı sürücünün % 25 oranında, sigortalı araç sürücüsünün % 75 oranında kusurlu olduğu, kusur ve maluliyet oranları dikkate alınarak davacının 4.352,73-TL geçici iş gücü kaybı olduğu ancak dava değerinin artırılmasında geçici iş gücü kaybı zararının artırılmadığı, taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği, 53.899,62-TL kalıcı iş gücü kaybı zararının oluştuğu, zararın sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığı, tazmininden 2918 Sayılı Yasanın 91 maddesine göre davalı sigorta şirketi faizi ile birlikte sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile 200-TL geçici iş göremezlik zararı, 53.899,62-TL kalıcı iş gücü kaybı zararı olmak üzere toplam 54.099,62-TL’nin 24/07/2018 temerrüt tarihinden itibaren davalı … Sigorta A.Ş den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, hükme esas alınan maluliyet raporu usule uygun hazırlanmış bir rapor olmadığından davanın reddi gerektiğini, raporda beklenen iyileşme süresi tamamlanmadan tanzim edildiğinden ve tanzim tarihi itibariyle yürürlükten kalkan yönetmeliğe göre tanzim edildiğinden değerlendirmeye alınmaması gerektiğini, maluliyet raporunda belirlenen oranın gerçeği yansıtmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile bir kısım bölge adliye mahkemesi kararı gereği, davacının kazadan kaynaklanan maluliyet oranının çelişkileri giderir biçimde tespiti bakımından dosyaya yeni bir rapor sunulması için ara karar hazırlanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı hesaplamalarının hem 6111 Sayılı Kanun gereği hem de Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, davacının müterafik kusuru bulunduğundan tazminat hesabından indirim yapılması gerekmekte iken, yerel mahkeme tarafından müterafik kusur itirazının değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, davacının motosiklet üzerindeyken kask takmaması ve uygun kıyafetler giymemesi sebebiyle tazminatta indirim yapılması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 13.06.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan maluliyet zararının tazmini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda 13.06.2018 günü saat 22.00 sularında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile 4026 sokak üzerinden gelip, 4012 sokak istikametine doğru sola dönmeye çalışırken aracının ön tarafı ile 4012 sokaktan gelip, … istikametine giden sürücü … sevk ve yönetimindeki … plakalı motosikletin sağ yan kısmına kendi aracının ön tampon kısımlarıyla çarpması ile sürücü …’nin sağ ayak bileğinde kırık oluşarak yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, olay yerinde herhangi bir fren izine rastlanılamadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece taraf delillerinin toplanıldığı, dava …’ye dair maluliyet raporunun alındığı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu’nun 30/04/2019 tarihli raporunda, 13.06.2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı olarak oluşan sakatlık oranının, olay tarihinde yürürlükte olan “Engellilik Ölçütü Sınıflandırılması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümleri dikkate alınarak şahısta birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard formülü uygulandığında kişinin maluliyet oranının % 6,9 olarak hesaplandığı, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 ay olarak kabulünün uygun olacağının rapor edildiği, işbu raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun ve hükme esas almaya elverişli mahiyette tanzim edildiği anlaşıldığından davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir.
Dosyanın bilahare trafik bilirkişisi, aktüerya bilirkişisi ve sigorta uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdii edildiği, üçlü bilirkişi heyetinin 07/01/2020 havale tarihli raporunda davaya konu trafik kazasının oluşunda, … plakalı motosiklet sürücüsü davacı …’nin % 25 oranında, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi bulunan … plakalı otomobilin dava dışı sürücüsü …’ın % 75 oranında kusurlu bulunduğu, davacının % 6,9 özür derecesine ve sigortalı araç sürücüsünün % 75 kusur oranına göre geçici iş gücü kaybı tazminatının 4.352,73-TL, kalıcı iş gücü kaybı tazminatının 53.899,62-TL olarak hesaplandığı, hesaplanan tazminatın 24/07/2018 tarihinde muaccel hale geldiği ve temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği yönünde görüş bildirildiği ve bu raporun hükme esas alınmak suretiyle karar verildiği anlaşılmıştır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D 10.03.2022 tarih 2021/12001 E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları). Davalı sigorta vekilinin geçici işgöremezlik giderlerine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Müterafik kusur yönünden yapılan değerlendirmede ise; zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde müterafik kusur söz konusudur. Müterafik kusurun varlığı halinde 6098 sayılı TBK’nun 52. maddesi gereğince belirlenen tazminattan indirim yapılması gerekir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. Maddesi ile atıf yapılan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150. Maddesi gereğince belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında emniyet kemerinin kullanılması zorunlu zorunlu olup illiyet bağı kurulması halinde meydana gelen zarar nedeniyle hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından, mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. HD’nın 29/06/2022 tarih ve 2021/14115 E. – 2022/9666 K. sayılı ilamı) Somut olayda meydana gelen kaza neticesinde davacı …’nin sağ ayak bileğinde kırıklı çıkığı ve sağ tibia diafiz kırığının oluştuğu, davalı vekilinin, istinaf dilekçesinde kaza esnasında davacının koruyucu elbise,kask gibi koruyucu ekipman takmaması sebebiyle müterafik kusurlu olduğunu, bu nedenle hükmolunacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi olup, davacıda meydana gelen yaralanmanın oluştuğu bölge itibariyle müterafik kusur indirimi yapılması gerekmediği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince (Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 -2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulanmaması gerekmekle birlikte istinafa gelenin sıfatına nazaran bu husus kaldırma nedeni yapılmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 3.695,54 TL’den peşin alınan 923,88 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.771,66 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.