Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/248 E. 2023/1457 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/248
KARAR NO : 2023/1457

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.10.2020
NUMARASI : 2019/302 E. 2020/449 K.

DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 25.10.20223
KARAR YAZIM TARİHİ: 25.10.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.10.2020 gün ve 2019/302 E. 2020/449 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı … ‘ın ana sözleşme hükümlerini, bütün hak ve ödevleri de kabul ederek kooperatife ortak olabilmek için başvuruda bulunduğunu, kooperatif tarafından ortaklığa kabulünün gerçekleştirildiğini, böylece davalının bahçesinden toplanacak mandalina ürünlerini kooperatife teslim etmeyi ve kooperatif borçlarından payına düşen miktarı ödemeyi üstlendiğini, kooperatifin ana sözleşmedeki amacı ve yükümlülüklerine uygun olarak ortakların ürünlerinin toplanması ve işlenmesi için işçi tuttuğunu, işçilere avans verdiğini, sorumluluklarını yerine getirebilmek için gereken giderleri karşılayabilmek adına kredi kullandığını, davalının krediye kullanılmasına yönelik yapılan 25/06/2014 ve 16/06/2015 tarihli genel kurul kararlarına herhangi bir itirazının olmadığını, ancak 2015 yılında davalının mandalina ürününü davacıya vermesi gerekirken kooperatif dışı 3. kişiye sattığını, ürünlerin üretimi için kooperatifçe harcanan 1.875,00-TL’lik üretim bedelini de davacıya ödemediğini, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bunun üzerine İzmir 3. Noterliği’nin 12/11/2015 tarihli 14532 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 2015 yılı ürünlerini teslim etmesini ve 10 gün içerisinde kooperatife olan tüm borçları ile kendi payına düşen kredi tutarı olan 26.295,70-TL’yi ödemesinin ihtar edildiğini, davalının İzmir 4. Noterliği’nin 20/11/2015 tarihli 7495 yevmiye numaralı cevabında ürününü 3. kişilere sattığını kabul ettiğini, ancak katılım bedelini ödediğini, kredi borcunun ise haksız bir talep olduğundan bahisle ödeme yapmayacağını bildirdiğini, bunun üzerine kooperatifçe 17/12/2015 tarihli genel kurul kararı ile ortakların görevleri başlıklı hükmüne aykırı davrananların ortaklıktan çıkartılmasına karar verildiğini, davalının da bu karara konu ortaklardan biri olduğunu, kararın İzmir 3. Noterliği’nin 22/12/2015 tarihli 17181 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya tebliğ edildiğini, davalının bunun üzerine İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1108 Esas sayılı dosyası ile genel kurul kararının iptali istemli dava açtığını, davanın reddine karar verildiğini ve dosyanın istinaf incelemesinde olduğunu, karar sonrasında Karşıyaka 5. Noterliği’nin 12/03/2018 tarihli 08438 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de vekili olarak ayrıca taraflarınca ihtarname gönderildiğini, katılım bedeli ve kredi borcundan payına düşen kısım olmak üzere toplam 28.170,70-TL’nin ödenmesinin ihtar edildiğini, davalının vekili aracılığıyla İzmir 4. Noterliği’nin 23/03/2018 tarihli 02096 yevmiye numaralı cevabı ile kooperatife herhangi bir borcu olmadığını bildirdiğini, genel kurul kararı doğrultusunda Seferihisar İcra Dairesi’nin 2018/738 Esas sayılı icra dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, taraflarınca açılan İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1108 Esas sayılı dosyasının alacak-borç ilişkisiyle alakalı olmadığını, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1108 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda “kooperatifin kredi borundan payınıza düşen tutar” denilerek kredi borcuna yönelik olarak kooperatif ortaklarından tahsilat yapılamayacağının açıkça ortaya koyduğunu, dava konusu takibin dayanağı olarak gösterilen kredi borcunun davalıdan tahsili talebinin haklı ve hukuka uygun olmadığını belirterek, davanın reddine ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2019/503 Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı, … Kooperatifi’nin Ana Sözleşmesi, … Kooperatifi Genel Kurulu tarafından davalının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin olarak alınan karar tutanağı, Seferhisar İcra Dairesi’nin 2018/738 Esas sayılı icra dosyası, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1108 Esas 2017/869 Karar sayılı dosyası, … Kooperatifi’nin … Bankası Anonim Şirketi … Şubesi nezdinde kullanmış olduğu kredilere ilişkin kredi sözleşmesi, hesap özeti ve ekstreler, … Kooperatifi’nin … Şirketi Seferihisar Şubesi nezdinde kullanmış olduğu kredilere ilişkin kredi sözleşmesi, hesap özeti ve ekstreler, … Kooperatifi’nin … Bankası Türk Anonim Ortaklığı … Şubesi nezdinde kullanmış olduğu kredilere ilişkin kredi sözleşmesi, hesap özeti ve ekstreler, kooperatif hukuku alanında uzman Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 23/09/2020 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın davacı kooperatife ortak olan davalının ortaklık ana sözleşmesine ve bu doğrultuda alınan genel kurul kararlarına aykırı olarak üretmiş olduğu mandalina ürününü kooperatif dışındaki üçüncü kişiye satması ve bu ürünlerin üretimi için kooperatifçe harcanan bedeli kooperatife ödememesi ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi neticesinde ortaklıktan çıkartılan davalının kooperatife olan tüm borçlarının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafıdan süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, Seferihisar İcra Dairesi’nin 2018/738 Esas sayılı dosyasında davacı …. Kooperatifi vekilinin kooperatifin davalıdan olduğu iddia edilen alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine 28.170,70-TL asıl alacak ve 8.234,17-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 36.404,87-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, kooperatif hukuku alanında uzman Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 23/09/2020 havale tarihli raporunda dava konusu icra takibine konu edilen alacakların kooperatif tarafından kullanılan kredi payı borcu ve davalının aldığı gübre bedeline ilişkin olduğunun, davalının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin olarak genel kurul kararının iptali talebi ile açılan davanın henüz kesinleşmemesi sebebiyle davacı kooperatif tarafından kredi payı borcu ve gübre bedelinin davalıdan tahsil edilmesi talebinin Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğinin, davacı kooperatifin gerekçesinin kabul edilmesi halinde davacı kooperatifin davalıdan 26.295,70-TL talep edebileceğinin tespit edildiğini mütalaa ettiği, icra takibi kapsamında davacı … Kooperatifi Yönetim Kurulu tarafından ortaklıktan çıkarılmasına karar verilen ancak hakkındaki ortaklıktan çıkarılma kararı kesinleşmeyen davalıdan kredi payı borcu ve gübre bedeli alacağının ödenmesi talebinde bulunulduğu, kredi payı borcu ve gübre bedeli alacağına ilişkin olarak diğer bir çok ortaktan ise geri ödeme talebinde bulunulmamasının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesine ve kooperatif ana sözleşmesinin 34. maddesine aykırılık teşkil ettiği, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1108 Esas 2017/869 Karar sayılı dosyasında verilen kararın henüz kesinleşmediği de göz önünde bulundurulduğunda davalının ortaklık sıfatrının halen devam ettiği, diğer ortaklardan talep ve tahsil edilmeyen kredi payı borcu ile gübre bedeli alacağının ortaklıktan çıkarma kararı kesinleşinceye kadar eşitlik ilkesi gereğince davalıdan da talep edilemeyeceği anlaşılmakla, açılan davanın reddine, davalı hakkında kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacı kooperatifin asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemenin sadece kredi borcuna ilişkin inceleme yaptığını, genel giderlere katılım borcuna ilişkin bir inceleme ve karar tesis edilmediğini, bu yönüyle eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, mahkemece kredi borcu yönünden de delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, davalının davacı kooperatif ortaklarından olup, Ana Sözleşme doğrultusunda, kooperatife mandalina ürününü teslim etmeyi taahhüt ettiğini, fakat 2015 sezonundaki (2015 Eylül ayı ile 2016 Şubat ayını kapsayan dönemde) ürünlerini kooperatife teslim etmediğini, Mahkeme tarafından hükme esas alınan 23.09.2020 havale tarihli bilirkişi raporunun hatalı tespitler içerdiğini, kooperatifin hali hazırda yükümlülüklerini yerine getirerek ürün tesliminde bulunan üyeleri ile yükümlülüklerine aykırı davranarak ortaklıktan çıkma sebebi oluşturan ve ortaklıktan çıkarılması mahkeme kararı ile de onaylanan üyelerinin durumlarının farklı olduğundan eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceğini, kooperatif tarafından kredi borcuna ilişkin ödeme yapılmakta olup, en azından her ay bankalara yapılan ödemelerden ortakların payına düşen miktardan sorumlu bulunduğunun gözetilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda borç tahsili konusunda karar alınmamış olduğu belirtilmiş ise de, her bir ortağın ortaklıktan çıkartılmasına yönelik karar içerisinde borçlarını tahsil ederek ortaklıktan çıkarılması yönünden karar alındığını, ayrıca 23.02.2018 tarihli 2018/4 sayılı kooperatif yönetim kararı ile davalı … ‘ın ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin yargı kararına istinaden kooperatife olan borcunun tahsili için kararın mevcut olduğunu, genel giderlere katılım borcu yönünden davacı kooperatifin davalının ortaklığından kaynaklanan genel giderlere katılım borcu olan 1.875,00-TL’nin de tahsilini talep ettiğini, kredi borcu yönünden davalının ortaklıktan çıkartılmasının haklı bulunduğu, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1108 Esas 2017/869 Karar sayılı kararının henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle ortağın hak ve yükümlülüğünün devam ettiği gerekçesi ile diğer ortaklardan tahsil edilmeyen kredi borcunun bu ortaktan da Kooperatifler Kanunu m.16/5 ve Ana Sözleşmenin 22/6 maddesi doğrultusunda tahsilinin talep edilemeyeceğinin belirtildiğini, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin anılı kararında ortağın payına düşen kredi tutarını ödemediğinin de tespit olunduğunu, en kötü ihtimal ile mahkemenin bu dosyayı bekletici mesele yapması gerekirken bilirkişinin yapmış olduğu yorumun usul ve esasa aykırı olduğunu, mahkeme kararından sonra başlatılan icra takibinin mahkemece kötü niyet tazminatına esas alınacak şekilde davacının kötü niyetli bulunmasının haksız ve usule aykırı olduğunu, öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklının kötüniyetli kabul edileceğini, keza bilirkişi incelemesi ve mahkeme kararı ile alacağının miktarının tespiti söz konusu ise kötü niyet tazminatından bahsedilemeyeceğini, bu uygulamanın davalı borçlu bakımından da geçerli olduğunu, alacaklı ortağın ortaklıktan çıkartılmasının haklı bulunduğunun mahkeme kararına dayanarak taraflarınca icra takibi başlatmış olmasının, sırf bu kararın kesinleşmemiş olması nedeniyle alacaklının açıkça kötü niyetli olduğuna dair kabul edilemeyeceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatif giderlerine katılım payını ve ihraç nedeniyle kooperatif kredisinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya dayanak teşkil eden Seferihisar İcra Dairesi’nin 2018/738 Esas sayılı dosyasında, davacı … Kooperatifi vekili tarafından kooperatifin davalıdan olduğu iddia edilen alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine 28.170,70-TL asıl alacak ve 8.234,17-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplam 36.404,87-TL üzerinden ilamsız yolla takibe girişildiği, takip talebinde asıl alacak sebebinin 17.12.2015 – 26.295,70 TL; 17.12.2015 – 1.875,00 TL iki adet asıl alacak olarak gösterildiği, davalının süresinde takip konusu borca, faizlerine ve ferilerine yönelik yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde davalının ana sözleşme gereği bahçesinden toplanacak mandalina ürünlerini kooperatife teslim etmeyi ve kooperatif borçlarından payına düşen miktarı ödemeyi üstlendiğini, davalının bahçesi için kooperatifçe masraf yapıldığını ve tüm bunlar yapılırken davacının kredi çekmek durumunda kaldığını, ancak 2015 yılında davalı … ‘ın ortaklık ana sözleşmesi ve bu doğrultuda alınan Genel Kurul Kararına aykırı hareket ederek 2015 yılı mandalina ürününü davacı müvekkili kooperatife vermesi gerekirken kooperatif dışı 3. kişiye sattığını, ürünün üretimi için kooperatifçe harcanan 1.875,00 TL’lik üretim (gübre) bedelini davacıya ödemediğini, davalının ana sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ayrıca üretim malzemelerinden kaynaklanan borcunu ve çekilen krediden kendi payına düşen kredi tutarı olan 28.170,70 TL’yi ödemediğini, bu nedenle davacı tarafından alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında Seferhisar İcra Dairesi’nin 2018/738 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını belirttiği, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan takipte her iki alacak kalemi yönünden takip yapıldığı ve davalı tarafından süresi içerisinde takibe yapılan itiraz nedeniyle açılan eldeki davanın takibe konu alacak kalemleri yönünden açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece dosyanın bilirkişiye tevdii edilerek alınan 23.09.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda, her ne kadar gübre bedeli olan 1.875,00 TL’nin ödendiği belirtilmiş ise de, davacının istemde bulunduğu icra takibinde alacak kalemlerinin belirtilmemesi nedeniyle üretim bedelinin açıklanmayıp raporda bu bedelin gübre bedeli olarak kabul edilmesi suretiyle rapor düzenlendiği görülmüş olup, bu durumda Mahkemece yapılacak işin, davacı vekilinden öncelikle üretim bedeli olarak talep edilen kalem yönünden açıklamalı beyanlarının tespitinden sonra bilirkişiden asıl alacak kalemleri ve talepte bulunulan işlemiş faizi yönünden bilirkişi raporuna yapılan itirazları da kapsar şekilde ek rapor alınmaksızın karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Öte yandan İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1108 Esas 2017/869 Karar sayılı genel kurul kararının iptaline yönelik olarak ilk derece mahkemesince verilen davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın mahkemece reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 24.11.2020 tarih 2018/224 Esas 2020/1058 sayılı kararımız ile istinaf başvurusunu HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair karar verildiği Uyap ortamından yapılan sorgulamadan tespit olunmakla, işbu kararın kesinme şerhini içerir sureti getirtilerek değerlendirilmeksizin karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.
Kabule göre ise, İİK 67/2.maddesine nazaran kötüniyet tazminatı yönünden yasal şartların sübut bulmadığı, ancak Mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedildiği anlaşıldığından, davacının bu yöne ilişkin itirazının da kabulüne karar verilmiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.10.2020 gün ve 2019/302 E. 2020/449 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25.10.2023