Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/241 E. 2023/1471 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/241
KARAR NO : 2023/1471

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01.12.2020
NUMARASI : 2015/351 Esas 2020/665 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 25.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.10.2023

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.12.2020 tarih 2015/351 Esas 2020/665 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının 24.04.2013 tarihinde adına kayıtlı … plaka sayılı aracı ile İzmir’den Foça yönünde seyrederken karşı yönden gelen ve davalı tarafça ZMMS poliçesiyle sigortalı … plaka sayılı araçla çarpıştığını ve yaralandığını, Aliağa Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30.05.2014 tarih ve 2013/644 Esas, 2014/651 Karar sayılı kararı ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun bulunmadığını, davacının Bağkur sigortalısı olduğu için KTK’nın 6111 Yasa ile değişik 98/1 maddesi gereğince Ege Üniversitesi Hastanesindeki tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını, kaza sonrasında tedavi masraflarından SGK tarafından karşılanması gereken ve karşılanmayan doktor ücreti için SGK aleyhine İzmir 7. ATM’nin 2014/516 Esas sayılı dosyasında, kaza sonrası yapılan bir kısım hastane dışı masraflar için …. Sigorta A.Ş aleyhine İzmir 4. ATM’nin 2014/1478 sayılı dosyasında dava açıldığını, davaların derdest olduğunu, söz konusu davalarda talep edilmeyen maddi tazminatların eldeki davada talep edildiğini, davacının kaza sonucu maluliyetinin oluştuğunu ve bunun oranının tespitinin gerektiğini, davacının kuyumculuk işiyle iştigal ettiğini ,ayrıca kirada bulunan gayrimenkulleri ile ilgilendiğini, bunun yanında şirket ortaklığınında bulunduğunu, kaza tarihi itibarıyla muhtemel gerçek gelirinin tespitinin gerektiğini, davacının sürekli ve geçici maluliyetinin tespitinin gerektiğini, kazada yaralanması sonucu yapılması muhtemel ve fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinin bir kısmının davalı sigorta şirketinden talep edildiğini, ancak bunlar dışında olan veya dava tarihinden sonra ortaya çıkan ve yapılmaya devam eden zorunlu masraflarında sigorta şirketince karşılanması gerektiğini, bunların 6111 Yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamı dışında kalan tedavi giderleri iyileşme süreci ve hastane dışındaki bakım, bakıcı, ulaşım, ilaç, pansuman ve refakatçi gibi zorunlu giderler olduğunu, bu harcamalara beden bütünlüğünü eski haline getirmeye yani iyileşmeyi sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığın artmasını önlemeye yönelik harcamak durumunda olduğu ve ileride harcaması muhtemel bütün masrafların dahil edilmesi gerektiğini, bu kapsamda fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere fizik tedavi için davacının emekli bir aile dostu ile anlaştığını, seans başı 150,00 TL’den en az 60 seans yapıldığını, bakıcı ve refakatçi tutulmadığını ancak müvekkilinin karısı başta olmak üzere kızı ve kardeşininde bakım ve refakat işleri yaptığını, tedavi merkezlerine ulaşım için daha önce talep edilenden sonra en az 400,00 TL akaryakıt masrafı olduğunu, davacının maluliyet durumu sebebiyle mutad vasıta kullanmasının mümkün olmadığını, bu sebeple özel aracını veya taksiyi kullandığını, davacının yaşadığı maddi zararın giderilmesi için dava açmak zorunluluğunun hasıl olduğunu belirtmiş, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, 10.000,00 TL’lik maddi tazminat bedelini sürekli iş görmezlik tazminatı olarak 268.210,09-TL, geçici iş görmezlik tazminatı olarak 48.204,97-TL,aile içi bakım gideri 4.750,51-TL,fizik tedavi yol gideri 9.400-TL olmak üzere toplam 330.565,57 TL’ye arttırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili, adına usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 20.04.2013 tarihinde dava dışı müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki ve davalı … Şirketine 22/02/2013 – 22/02/2014 tarihleri arasında geçerli 149814413 numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracı ile Foça istikametinden İzmir istikametine seyir halinde iken Eski Foça – İzmir yolu Baldır Boğazı mevkiine geldiğinde yolun virajlı olması sebebiyle karşı yönden gelen araçların şeridine girerek aracın ön kısımlarıyla karşı yönden gelen davacı …. ‘ in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sağ ön kısımlarına çarpması sonucu ölümlü ,yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, sürücü müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile meydana gelen kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK 84.g maddesinde düzenlenen ve asli kusurlardan olan ” şeride tecavüz etme ” kuralını ihlal etmesi nedeniyle asli derecede %100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücünün … plaka sayılı aracı ile karıştığı trafik kazasında kusursuz olduğu, kaza sonucu davacı … ‘ in meslekte kazanma gücünde %34,2 oranında azalma gerçekleşecek ve iyileşme süresinin 21/04/2013 tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının 268.210,09.-TL sürekli iş göremezlik tazminatı , 48.204,97.-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 4.750,51.-TL aile içi bakım gideri ve 9.400,00 TL fizik tedavi ve yol gideri olmak üzere toplam 330.565,57 TL tutarında olduğunun alınan ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi kurulu rapor ve ek raporları ile belirlendiği , bilirkişi kurulunun 09/09/2020 tarihli son ek raporunda sürekli iş göremezlik tazminatı alacağı açısından sehven maddi hata yapıldığı ve 24.04.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunda hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatı alacağı miktarı olan 204.849,92.-TL nin yazıldığı ancak son ek raporda da belirtildiği üzere geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş göremezlik tazminatı ve aile içi bakım gideri alacaklarında önceki 07/01/2020 tarihli rapordaki hesaplamalarda bir değişiklik olmadığının açıkça belirtildiği bu husus göz önüne alınarak sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının 07/01/2020 tarihli raporda belirtilen 268.210,09.-TL üzerinden hüküm altına alınmasının gerektiği ve bu hususta ayrıca bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına gerek olmadığı, oluşan maddi zarardan davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi hükümleri doğrultusunda sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile, 330.565,57 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlandırılmasına, faizin başlangıç tarihine yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, yerel mahkemece poliçe limitini aşan tutarda tazminata hükmedildiğini, özellikle hesaba esas alınan gelir yönünden itirazların karşılanmadığını, Yargıtay emsal kararlarında da belirtildiği üzere doğrudan işletmenin kazancının tazminat hesabına esas alınamayacağını, kişinin zarar görmesi nedeniyle “kendi yerine çalıştıracağı kişiye vereceği maaş” kadar fiili zarara uğradığını, işletmenin tüm gelirinin kişinin fikri ve bedeni katkısı kabul edilemeyeceği gibi, esasen somut zarar kişinin kendisinin çalışamaması nedeniyle kendi yerine başkasını çalıştırmak zorunda kalması olduğunu, bu durumda işletmenin tüm kazancının değil, bu boyutta bir işletmede çalıştırılacak kişiye verilebilecek maaşın dikkate alınması gerektiğini, ancak mahkemece işletmenin (kuyumcu) tüm geliri üzerinden hesaplama yaptırılarak hükmedilen tazminatın fahiş olduğunu, gelirin somut ve net bir şekilde tespit edilebilmesi için, kişinin anılan mesleği ifa ettiğinin açık olması, mesleğin ve mesleki faaliyete devam edildiğinin somut belgelerle ispat edilmesi gerektiğini, ancak davacı tarafından gelirin net olarak ispat edilmediğini, böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, davacının gelirinin daha net kriterler ile ortaya konulması gerektiğini, öncelikle davacıya bu konuda ispat imkanı verilmesi, kazadan önce yaptığı işi araştırılarak, çalıştığı işyerine ait defter, vergi, muhasebe kayıtları gibi kayıtların getirilmesi ve davacının işkolu ile ilgili kuruluşlara yazı yazılarak muhtemel gelirin tespit edilmesi ve bu miktara göre tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin doğru görülmediğini, hesaba esas maluliyetin temel sebebi “psödoartoz” denilen yalancı eklem rahatsızlığı olduğunu, halbuki psödoartoz, tıbben tedavisinin mümkün olduğu bir rahatsızlık olduğunu, sunulan tıbbi literatürde bu husus vurgulanmış olup, tedavi tamamlanmadan “kalıcı” maluliyet olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığını, tıbbi literatürde, psödoartroz tedavisinde başarı şansının %90’ın üzerinde olduğu ifade edildiğini, buna rağmen davacının psödoartroz arazı için ameliyatlarını olmaması, tedavinin tamamlanmaması halinde bu arazın maluliyet hesabında dikkate alınmaması gerektiğini, diğer yandan “aile içi bakım” gideri ve “geçici iş göremezlik” tazminatı da olması gerekenden çok fazla hesaplandığını, kişinin fiilen bakım masrafı yaptığı ispat edilmediği gibi esasen “tedavi gideri” kaleminde hükmedilen özellikle fizik-tedavi masraflarının KTK md.98 çerçevesinde SGK’nın sorumlu olduğu hastane masraflarından olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 20.04.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanması nedeniyle davacının maluliyetine yönelik maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile, 330.565,57 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlandırılmasına, faizin başlangıç tarihine yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya dayanak teşkil eden olayda 20.04.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile Foça istikametinden İzmir istikametine seyir halinde iken Bahadır Boğazı mevkiine geldiğinde aniden karşı şeride geçerek aracının ön kısmıyla, karşı şeritten gelen …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin sağ ön kısmına çarpması neticesinde ölümlü, yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
20.04.2013 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda, Aliağa Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/644 Esas, 2014/651 Karar sayılı dosyasında, müteveffanın …, mağdurun … ve …, sanığın …, suçun taksirle ölüme neden olma, suç tarihinin 20.04.2013 olduğu, mahkemece 30.04.2014 tarihinde sanık … ‘e yüklenen taksirle ölüme neden olma suçu açısından sanığın taksirinin bulunmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verildiği, kararın 22.07.2014 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği, dosya içerisinde alınmış olan bilirkişi raporunda … plaka sayılı maktul sürücü …’ın kazanın oluşumunda dikkatsiz, tedbirsiz ve nizamlara aykırı davrandığından tam kusurlu ve kabahatli olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’in olayda kusurlu olmadığı kanaatine varıldığı belirlenmiştir.
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/516 Esas , 2015/364 Karar sayılı dosyasında, davacının …, davalının … , davanın tazminat davası olduğu, mahkemece 22.12.2015 tarihinde davanın kabulüyle, 15.000,00 TL sağlık gideri alacağının kuruma başvuru tarihi olan 22.08.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın 05.02.2019 tarihinde kesinleştiği, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/351 Esas, 2015/886 Karar sayılı dosyasında, davacının …, davalının … Sigorta A.Ş, davanın tazminat davası olduğu, mahkemece 19.11.2015 tarihinde davanın kısmen kabulüyle, 5.477,39 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, kararda hüküm altına alınan tazminatların yol ve ambulans gideri, fizik tedavi ve rehabilitasyon gideri, kaza sonrası ihtiyaç duyulan medikal malzemeler, asansörlü motorlu hasta karyolası, 4 parçalı şilteli yatak, havalı ve boru tipi antibakteriyel erişkin yatağı, koltuk değneği, walker, tuvalet aparatı, protez ayak, ördek, davacının tıbbi iyileşme süreci içerisinde 2 kez teşhis amaçlı başlangıçta 1 defa olmak üzere özel doktor muayenesi bedellerine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Davacının maluliyet oranının belirlenmesi için 30/01/2019 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporu ile mevcut belgelere göre … oğlu, 1961 doğumlu …’in 21/04/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak ,Balthazard formülüne göre % 27,23 ,E cetveline göre % 31,0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 21/04/2013 tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceğinin mütalaa olunduğu; davacı tarafça rapora itiraz edildiğinden itirazlar doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, alınan 17/05/2019 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu raporunda ; mevcut belgelere göre ,… oğlu, 15/07/1961 doğumlu …’in 21/04/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği kuyumcu olarak bildirilmekle Grup31 kabul olunarak , Balthazard formülüne göre: % 30,27, E cetveline göre: % 34,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 21/04/2013 tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceğinin mütalaa olunduğu, işbu raporun hükme esas alındığı görülmüş, her ne kadar davalı yanca davacının psödoartroz arazı için ameliyatlarını olmaması, tedavinin tamamlanmaması halinde bu arazın maluliyet hesabında dikkate alınmaması gerektiği ileri sürülmüş ise de, davacı yönünden tanzim edilen raporlardaki bulgulara nazaran davalı istinafının yerinde olmadığı değerlendirildiğinden yeniden maluliyet raporu alınmaksızın karar verilmesi yerindedir. Davalının aksi yöndeki istinaf nedeni kabul görmemiştir.
Dosyanın aktüerya hesabı yönünden bilirkişilere tevdii edildiği, bilirkişi heyetlerinden rapor ve ek raporların alındığı, son olarak aktüerya ve doktor bilirkişisinden alınan 09.09.2020 tarihli ek rapora dayalı olarak kök rapor da dikkate alınmak suretiyle davacı için 07/01/2020 tarihli rapor ile ATK tarafından belirlenen süre ve oranlar esas alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda 48.204,97.-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 204.849,92.-TL (sehven yapılan hesaplama hatası dikkate alınarak 268.210,09 TL olarak esas alınmış) sürekli iş göremezlik tazminatı , 4.750,51.-TL aile içi bakım gideri olmak üzere toplam 257.805,40 TL maddi tazminat alacağı bulunmuş olup bu hesaplamalarda bir değişiklik olmadığı, Mahkemece celb edilen İzmir 7 AHM ‘ nin 2014/516 E. sayılı ve İzmir 4 ATM ‘ nin 2014/1478 sayılı dosyalarında hüküm altına alınan tedavi giderleri içerisinde yukarıda hesaplanan maddi tazminat alacaklarının ise yer almadığı , davacının devam etmekte olan fizik tedavi ve yol giderleri bakımından ise 9.000,00 TL tedavi ,400,00 TL yol gideri alacağı bulunduğunun tespit edildiği, neticeten 330.565,57 TL tutarında maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.
Tazminatı isteminde bulunan hak sahipleri yönünden daha önceki yıllarda 1931 tarihli PMF cetvellerine göre saptanmakta ise de gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle TRH 2010 yaşam tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi güncel veriler ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam yönteminin kullanılması gerekir. (Yargıtay 4. H.D. 03.01.2022 tarih ve 2021/9412 E – 2022/3622 K., 17. H.D. 23.03.2021 tarih 2020/ 6173 E. – 2021/ 3121 K. Sayılı ilamları) Aynı şekilde, yeni genel şartlar zamanında düzenlenen poliçelerde yeni genel şartlardaki hesaplama tekniği uygulanamayacağı için tazminat hesabında eski uygulamalardaki gibi progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi icap etmektedir. (Yargıtay 17. HDB’nin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 E. 20121/1848 K. Sayılı ilamı) Hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda bilinmeyen devredeki gelir hesabı yönünden %10 artırılıp %10 iskonto yönteminin uygulanması yerindedir. TRH 2010 Yaşam Tablosundaki ömür sürelerinin PMF 1931 Yaşam Tablosundaki ömür sürelerine göre daha uzun olduğu bilinen bir gerçek olup, TRH 2010 Yaşam Tablosu zarar gören yararınadır. Bu nedenle, her ne kadar bilirkişi tarafından PMF yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılmış ise de istinafa gelenin sıfatına göre bu husus da kaldırma sebebi yapılmamıştır.
Her ne kadar aylık net sabit geliri olmayan, serbest olarak mesleki çalışma yapan, ticari işletmesi bulunan veya tarımsal faaliyet icra eden kişiler yönünden işletmesine ilişkin bilgileri, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde yaralı ya da malul olan kişinin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı gözönüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden çalışma gücü zararının hesaplanması gerekmekle birlikte, davacının yapmış olduğu işin niteliğine göre dosyada Çiğli Vergi Dairesi’nden getirtilen vergi kayıtları nazara alınarak, aktüerya raporunda davacının resmi vergi kayıtlarına göre asgari ücretin yaklaşık 3,16 katı tutarında kazancının belirlenerek tazminat hesabı yapılması yerinde olup, davalının aksi yöndeki istinaf nedenleri isabetli bulunmamıştır.
Davalının maluliyetin temel sebebinin “psödoartoz” denilen yalancı eklem rahatsızlığı olduğu yönündeki istinaf nedeninin incelenmesinde, davaya esas alınan maluliyet raporlarında gerek İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 30.01.2019 tarihli raporu gerekse 17.05.2019 tarihli ek raporunda davacıda mevcut adı geçen rahatsızlığın mevcudiyetine dair bir bulgudan söz edilmediği anlaşılmakla, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D 10.03.2022 tarih 2021/12001 E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları). Davalı sigorta vekilinin geçici iş göremezlik, tedavi giderleri ve bakıcı giderleri yönünden SGK’nın sorumluluğunda olmayan tazminata yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 22.580,93 TL’den peşin alınan 5.646,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 16.934,93‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25.10.2023