Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/24 E. 2023/1144 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/24
KARAR NO : 2023/1144

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2019/393 Esas 2020/317 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.09.2023

İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.09.2020 tarih 2019/393 Esas 2020/317 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının maliki olduğu … plakalı araca 15/02/2018 tarihinde … plakalı aracın çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu … plakalı araç sürücüsünün çarptığı davacının aracının sağ kısmına boydan boya zarar verdiğini, kaza tutanağına göre park halindeki araçların park pozisyonunda olduğunu ve kusurunun bulunmadığı, davacı aracında onarım bedelinin 7417,82 TL yedek parça 3.516,40 TL olmak üzere toplam 10.934,22 TL hasarın meydana geldiğini, hasarın kasko sigortasından karşılandığını, aracın değer kaybına uğradığını, değer kaybı açısından başvuru dosyası oluşturulduğunu, ödeme yapılmadığını belirterek … plaka araçta oluşan değer kaybı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 TL tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 18.02.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, 1.000,00 TL’lik talebini 9.000,00 TL’ye arttırarak, bu miktar maddi tazminatın kaza tarihi olan 15.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, 15.02.2018 tarihinde kazaya karışdığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde kaza tarihinde ZMMS trafik sigortalısı olduğunu, kusur oranının tespiti gerektiğini, değer kaybının hazine genel şartlar eki formüslasyonuna göre hesaplanması gerektiğini, aracın eski model olduğunu, değerini nispeten kaybetmiş durumunda olduğunu, küçük çaplı hasarlarda değer kaybı oluşmayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu uyuşmazlığın 15/02/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen değer kaybı bedelinin davalı … şirketinden tahsili talebine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 30/01/2020 havale tarihli raporunda dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde kaza yerini terk etmesi sebebiyle tespit edilemeyen … araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …. ile park halindeki … plakalı araç malikinin kusursuz olduklarını, dava konusu trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda aracın dava konusu trafik kazasından önceki rayiç değeri 102.000,00-TL ile dava konusu trafik kazasından sonraki onarılmış hali ile rayiç değeri 93.000,00-TL arasındaki fark olan 9.000,00-TL olduğunu mütalaa ettiği, dava konusu trafik kazası neticesinde yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları doğrultusunda dava konusu aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el rayiç değeri ile kaza sonrasındaki hasarlı ikinci el rayiç değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporunun taraflar, Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin denetimine uygun ve elverişli olduğu değerlendirilmiş, davacı vekilinin 18/02/2020 havale tarihli bedel arttırım dilekçesinde talep ettikleri bedele rizikonun sigorta şirketine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi yönünde açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, dava dosyasına kazandırılan ve hükme esas alınan bilirkişi hesap raporundaki rakamların abartıldığını, değer kaybı hesaplama yöntemi, yürürlükteki ZMMS Trafik Poliçesi Genel Şartları’na göre açıkça aykırı yapıldığını, bilirkişi araç değer kaybı tespitini, yasal formüle göre yapmadığını, rastgele kafasına göre uydurduğu bir hesaplama yöntemi ile yaptığını, bilirkişi raporuna karşı itirazların ilk derece mahkemesince gözetilmediğini, hatalı bir karar verildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, 15/02/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacı aracında oluşan değer kaybı zararının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili istemine yönelik tazminata ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dosyada taraf delillerinin toplanıldığı, bu bağlamda kazaya ilişkin kaza tespit tutanağının dosyaya kazandırıldığı, uzman bilirkişiden meydana gelen kazada taraflara atfı kabil kusur oranları ve araçta meydana gelen değer kaybı yönünden rapor alındığı, hükme esas alınan rapor içeriğine nazaran, kaza yerini terk eden ve kimliği tespit edilemeyen sürücü yönetimindeki … plakalı (davalıya ZMMS sigortalı) araç ile, 2918 s. KTK’nun m.47/D, m.52/B maddesi ile asli kusurlardan m.84/L maddelerini ihlali neticesinde kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı … maliki olduğu … plakalı aracı ile aynı cadde üzerinde kurallara uygun park halinde iken, sürücüsü tespit edilemeyen sigortalı … plakalı aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda, kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, dava dışı park halindeki … plakalı aracın, kurallara uygun şekilde park halinde iken davalı sigortalı araç sürücüsü tarafından sağ arkadan çarpılmaya maruz kaldığı olayda, oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, davacıya ait araçta yapılan onarım ve hasar nedeniyle değer kaybı oluştuğu, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 92.500 TL ile 93.500 TL olduğu, ortalama değerinin 93.000 TL olduğu, gerçek zarar ve değer kaybının aracın kaza öncesi rayici olan 102.000 TL ile onarım sonrası rayici olarak belirlenen 93.000 TL olmasına nazaran araçtaki değer kaybının 9.000.00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03.12.2020 tarih 2019/6271E -2020/8104K). Dava tarihinden sonra 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…. hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun, her halükarda Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı tazminatı hesaplanması gerekmektedir. Buna göre bilirkişi raporda, poliçe genel şartlarındaki değer kaybı hesap yöntemi uygulanmaksızın aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı tazminatı hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar Mahkemece verilen hükümde temerrüt tarihinin 02.11.2019 tarihi olarak belirlenerek bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş olmakla birlikte, davalı … şirketine 03.04.2018 tarihinde müracaatta bulunulması üzerine davalı şirket tarafından 21.11.2018 tarihinde işbu müracaata yönelik cevap verildiği, davanın 23.09.2019 tarihinde açıldığı gözetilerek, temerrüt tarihinin dava tarihinden sonrası olarak belirlenmesi yerinde olmamakla birlikte bu husus istinafa gelenin sıfat ve saiklerine göre kaldırma nedeni yapılmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 614,79‬ TL’den peşin alınan 154,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 460,79‬ TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13.09.2023