Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/236 E. 2023/1561 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/236
KARAR NO : 2023/1561

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI : 2014/543 Esas 2020/629 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.11.2023

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.10.2020 tarih 2014/543 Esas 2020/629 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın karıştığı kazada davacıların yaralandığını, davacı … adına kayıtlı arcın da hasar gördüğünü, olay nedeni ile davacıların maddi ve manevi zarara uğradığını, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … yönünden iş gücü tedavi gideri olmak üzere 5.000,00-TL maddi 6.000,00-TL manevi, hasar ve değer kaybı gideri olmak üzere toplam 4.000,00-TL maddi, davacı … yönünden iş gücü tedavi gideri olmak üzere 3.000,00-TL maddi 4.000,00-TL manevi, davacı … yönünden iş gücü tedavi gideri olmak üzere 2.000,00-TL maddi 3.500,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, araç hasarına ilişkin zarar talebinin zamanaşımına uğradığını, davalının ZMMS poliçe kapsamında sigortalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde gerçek zarar ile sorumlu olduğunu, kusur ve maluliyet raporu alnması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinin teminat dışında kaldığını, manevi tazminat talebinden davalının sorumlu tutulamayacağını, yapılan ödemelerin mahsup edilmesi gerektiğini, dava tarihinden faiz yürütülebileceğini, belirtilerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sürücü … idaresindeki araç ile davacı sürücü … idaresindeki aracın karıştığı kazada araç sürücüsü davacı … ile araçta yolcu olarak bulunan davacılar … ve … ‘ın yaralandığı, davacı …’ a ait araçta da hasar meydana geldiği, olay nedeni ile davacıların kazaya bağlı kalıcı kalıcı maluliyetlerinin bulunmadığı, davacılar … ile … ‘ ın üç hafta, davacı …’ ın bir hafta geçici maluliyeti oluştuğu, davalı … kazanın oluşumunda % 100 oranında kusurlu olup davacıların kusursuz oldukları, olay nedeniyle davacı …’ ın 3.500,07-TL geçici iş göremezlik 105,00-TL tedavi gideri, davacı … ‘ın 419,38-TL geçici iş göremezlik 150,00-TL tedavi gideri, davacı küçük … ‘ ın 121,77-TL geçici iş göremezlik 45,00-TL tedavi gideri zararı oluştuğu, davacı …’a ait araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 13.701.06.-TL hasar meydana geldiği, aracının kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 15.000.00.-TL ve sovtaj (hurda) değerinin ise 8.000.00-TL olduğu, kaza sonrası oluşan hasar miktarının araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu ve pert – total olarak değerlendirilmesinin uygun olduğu, davalı sigorta şirketinin davacıya hasar tazminatı olarak 05.04.2010 tarihinde 6.300,00-TL ödeme yaptığı, araç hasarı yönünden davalı sigorta şirketinin bakiye tazminat yükümlülüğünün 700,00.-TL olduğu, aracın perte ayrılması nedeni ile ayrıca değer kaybı oluşmadığı, davacılar … ve … için ayrı ayrı 2.000,00-TL davacı … için 1.000,00-TL manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, belirtilerek davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, maddi ve manevi tazminat taleplerinin tümden kabul edilmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketi yönünden de faizin kaza tarihinden yürütülmesi gerektiğini, davacılar lehine hem maddi hem manevi tazminat için düşük vekalet ücreti takdir edildiğini, yargılama giderlerinin eksik hesaplandığını, daha fazla manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS poliçesi kapsamında trafik kazası nedeni ile tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeni ile davacıların maddi zararından, sigorta şirketi ile işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücünün, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 17. HD’ nın 20/05/2013 tarih ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K.)
3. 6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca 2020 yılı için ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 5.390,00-TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, istinaf yoluna başvurulamaz. Kesinlik sınırı kamu düzenine ilişkin olup sınırın belirlenmesinde dava konusu alacağın değeri dikkate alınır. Eş söyleyişle alacak davalarında istinaf kesinlik sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslı yani asıl talep nazara alınır; faiz, icra tazminatı, ihtarname, delil tespiti ve yargılama gideri gibi giderler hesaba katılmaz. Davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup davacıların birlikte dava açması zorunlu değildir. Aynı davacının, aynı davalıya (davalılara) karşı birden fazla asli talebini aynı dava dilekçesiyle ileri sürdüğü ve her bir talebinin diğerlerinden bağımsız olarak hüküm altına alınmasını talep ettiği durumda, 6100 sayılı HMK 110 maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kavramı gündeme gelecek, bu nedenle de her bir talep bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekecektir. İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar bakımından istinaf sınırı her bir davacının talebi ve her bir davacı lehine hükmedilen tazminat miktarı bakımından ayrı ayrı belirlenecektir. ( Yargıtay 4. HD’nin 01.11.2022 tarih ve 2021/25 E. – 2022/14039 K. ) Eldeki dava dosyasında davacılar maddi tazminat istemi yönünden kabul ve red edilen dava değeri her bir davacı yönünden anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığından davacıların maddi tazminat yönünden kararın istinafı kabil değildir. Bu nedenle, davacıların maddi tazminat ve maddi tazminat ve ferrilerine yönelik istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddi gerekir.
4. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince haksız bir eylem sonucunda zarara uğrayan kimse, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini isteyebilir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin ( manevi zararın ) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.(Yargıtay İBK 22/06/1966 tarih ve 1966/7 E. – 1966/7 K.) Olay nedeni ile davacıların manevi zarara uğrayacağı yadsınamaz bir gerçekliktir. Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun için tazminat miktarı, somut olayın özelliği, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4. maddesi uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Bu itibarla, davacıların, maruz kaldığı bu acı ve elem ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oluşan manevi zararına karşılık, takdir edilen manevi tazminat anılan ilke ve esaslar çerçevesinde makuldür.
5. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, davacıların mevcut yaralanmasına ve maddi olaya uygun düşecek şekilde manevi tazminat takdirine, haklılık oranı ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine uygun şekilde vekalet ücretinin belirlenmesine, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davacının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle reddine, manevi tazminata yönelik istinaf başvurusuna ilişkin dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların maddi tazminat talebi yönünden kararın istinafı kabil olmadığından istinaf itirazlarının REDDİNE,
2-Davacıların manevi tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 269,85-TL’den peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 215,45‬-TL’nin davacılardan tahsiline,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile davacıların yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.