Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/232 E. 2021/610 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/232
KARAR NO : 2021/610
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.12.2020
NUMARASI : 2020/689 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 17.05.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.05.2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.12.2020 tarih 2020/689 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen (davacı) vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalı daha önce gizli ortak olarak çalışmakta iken 01.06.2020 tarihi itibariyle herhangi bir ortaklık hisse bedeli ödemeden müvekkilinin tek hissedar olduğu …’ne % 50 hissedar olduğunu, davalının şirketi müvekkili ile birlikte temsile yetkili kılındığını, buna bağlı olarak banka hesapları üzerinde tam yetkisi bulunduğunu, yetkisini kötüye kullandığını, davalı ortak olmadan önce isteği üzerine eşinin şirkette SGK kapsamında çalışmaya başladığını, davalının şirkete kredi kullandırdığını, şirketin borçlarının sürekli yükselmesine sebebiyet verdiğini, şirket adına kullanılan ticari kredileri eşine gönderdiğini, eşi adına araçlar aldığını, eşinin aylık ücretini yıllık olark peşin ödediğini, şirketin tüm müşteri ve müşteri adaylarının dosyalarını gizlice alarak … olarak yeni bir şirket kurduğunu bildirdiğini, eşi … adına önce 01.09.2020 tarihinde … şirketini sonra 29.09.2020 tarihinde …’ni kurduğunu, bu şirketin … şirketi bünyesinde olan şirketler ile sözleşme yaptığını, ortak müşterileri ile yeni sözleşme yaparak kendi bünyelerine aldıklarını, … şirketi adına diğer şirketlere yazı yazarak bundan böyle … şirketine dönüş yapacaklarını bildirdiğini, şirket hesabından kendi hesabına ve eşi hesabına para gönderdiğini ileri sürerek, davalının …’ndeki müdürlük görevinden alınmasına ve ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin açtığı davada davalının banka işlemlerindeki yetkisinin ve temsil yetkisinin kaldırılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacı ile davalının şirketi müştereken temsil yetkisine sahip olduğu, nihai hükümle elde edilebilecek sonucu temin eder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, yaklaşık ispat şartlarının sağlanmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalının şirketin kullandığı banka kredilerini aynı rakam ile SGK’lı eşine avans ödemesi olarak gönderdiğini, eşi adına iki adet araç alındığını, şirket hesabından kendi hesabına ve eşi hesabına para gönderdiğini, önce … isimli şirketi kurduktan sonra eşi adına …’ni kurduğunu, bu şirkete müşterileri çekmek için yazı yazarak haksız rekabette bulunduğunu, şiretin vergi borçları olduğu halde müdürlük yetkisini kötüye kullanarak hesaba gelen ödemeleri kendi hesabına aktardığını, davalı şirket ortağının hesapları görebildiğini, denetim olanağı olduğunu, tedbir kararıyla öncelikle vergi borçları ödenerek bu borçlar sebebiyle müvekkilinin mağdur olmasının önüne geçileceğini, davalının tüm şirket gelirini şahsına ve eşine göndermesinin engelleneceğini, bunun da davanın sonucu ile doğrudan ilgisi olmadığını, iki tarafın birbirlerine gönderdiği ihtarnamelerin dahi durumu aydınlattığını, davalı halen şirket ortağı olarak görünse de aynı zamanda eşinin adına kurulan … şirketinin Marmara Bölge yöneticisi olarak göründüğünü istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, müdür azli ve ortaklıktan çıkarma istemli davada davalı müdürün banka işlemlerindeki yetkisinin ve temsil yetkisinin kaldırılmasına dair ihtiyati tedbir isteminde bulunulmuştur. Tarafların şirketi müştereken temsile yetkili oldukları, dilekçeler teatisi aşamasında bulunan davada henüz yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin rededilmesi doğru bulunmuştur.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM- Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 43,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen (davacı) tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 17.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.