Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/231 E. 2023/1468 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/234
KARAR NO : 2023/1553

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2020
NUMARASI : 2018/710 Esas 2020/594 Karar

DAVANIN KONUSU: Tazminat
DAVA TARİHİ : 12.06.2018
KARAR TARİHİ : 02.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 02.11.2023

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.10.2020 tarih 2018/710 Esas 2020/594 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki, ZMM ve İMM sigortacı olduğu araç ile aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacı … ‘ın yaralanarak maddi ve manevi zarara uğradığını, kusurun karşı tarafta bulunduğunu, davalıların zararı karşılama yükümlülüğü bulunduğunu, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; 400,00-TL sürekli, 200,00-TL geçici iş görmezlik ve 400,00-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi, … için 50.000-TL, anne ve banası olan diğer davacılar için ayrı ayrı 20.000,00-TL olmak üzere toplam 90.000,00-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, davalı şirketin poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, kusur ve sakatlık oranının tespitinden sonra gerçek zararın varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için aktüeryal hesaplama yapılması gerektiğini, geçici iş görmezlik talebinin teminat dışı olduğunu, davalıya usulüne uygun başvuru yapılmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, … ‘nın araçla seyir halinde iken ihtiyaç nedeniyle aracını emniyet şeridine aldığı, bu sırada arkadan gelen … ‘nün sevk ve idaresindeki aracın … ‘ya çarparak % 30 oranında sürekli 9 ay süre ile geçici iş göremeyecek şekilde yaralanmasına neden olduğu, davacının 11.128,54-TL geçici, 384.470,17-TL sürekli göremezlik zararının oluştuğu, bu zarardan araç sürücüsü … ve araç işleteni … ‘in, aracın ZMM sigortacısı … AŞ’nin teminat limiti 310.000,00-TL ile zararın ZMM poliçe limitini aşması nedeniyle aracın İMM sigortacısı … AŞ’nin teminat tutarı 25.000,00-TL ile sorumlu olduğu, 400,00-TL bakım giderinden feragat edildiği, dava değerinin 395.598,71-TL’ye yükseltildiği, … için 40.000,00-TL, … ve … için ayrı ayrı 10.000,00-TL manevi tazminat takdir edildiği belirtilerek; davanın kısnmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, feragat edilen maddi tazminat istemi için davalı lehnine vekalet ücreti verilmesine rağmen reddedilen manevi tazminat yönünden vekalet ücreti verilmediğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmişir.
GEREKÇE : Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS ile İMMS poliçesi kapsamında trafik kazası nedeni ile davacıların tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve 90. maddeleri ile trafik kazası nedeni ile yaralanan davacının oluşan manevi zararından, işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücünün, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.
3. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince haksız bir eylem sonucunda zarara uğrayan kimse, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini isteyebilir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin ( manevi zararın )giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.(Yargıtay İBK 22/06/1966 tarih ve 1966/7 E. – 1966/7 K. ) Yine, TBK’nın 56/2. maddesinde ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği de hüküm altına alınmış, ancak ağır bedensel zararın nasıl nitelendirileceği açıklanmamıştır. Yerleşik uygulamada; % 7 , % 5.2 ve % 3.3 oranındaki maluliyete istinaden yaralanan kişinin eşi, anne, baba veya çocuklarının bu kapsamda manevi tazminat isteyebileceği belirtilmiştir. ( Yargıtay 17. HD’nin 03.04.2019 tarih ve 2016/10068 E. – 2019/4045 K. sayılı 28.02.2018 tarih ve 2015/8109 E. 2018/1446 K., 22.01.2019 tarih ve 2016/4918 E, 2019/489 K, sayılı ilamları ) Bu itibarla, somut olayda; % 30 oranında maluliyet oluşacak şekilde yaralanan davacı ile davacının anne ve babası olan diğer davacılarını da manevi zarara uğrayacağı yadsınamaz bir gerçekliktir. Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun için tazminat miktarı, somut olayın özelliği, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4. maddesı uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Anılan ilke ve esaslar çerçevesinde davacıların maruz kaldığı bu acı ve elem ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oluşan manevi zararına karşılık takdir edilen manevi tazminat makuldür.
4. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, maddi tazminata ilişkin somut bir sebep ileri sürülmemesine, davacının mevcut yaralanmasına ve maddi olaya uygun düşecek şekilde manevi tazminat takdirine, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıda belirtilen hususlar dışındaki tarafların sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
5. 6100 sayılı HMK’nın 323/1-ğ. maddesi gereğince vekille takip edilen davalarda hükmedilecek vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamında kaldığı aynı kanunun 326. maddesi gereğince de yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup, ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi çerçevesinde birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden kabul ve red edilen manevi tazminat talebi yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmelidir. (Yargıtay 4. HD’nın 29.09.2022 tarih ve 2021/22327 E. – 2022/11247 K. 20.06.2022 tarih ve 2022/3776 E. – 2022/9079 K.) Somut olayda, davalı … yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirmiş olup, mahkemece davacıların manevi tazminat davasının ayrı ayrı kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 323, 326/1. ile AAÜT 10. maddesi gereğince, vekalet ücretinin belirlenmesi gerekirken aksi şekilde verilen kararda isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, belirtilen hususlar yönünden istinaf başvurusu yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca açıklanan nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, yerinde olmayan sair istinaf itirazlarının ise reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … ‘in istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.10.2020 tarih 2018/710 Esas 2020/594 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile;
Davacı … ‘nın maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin değer arttırım talebi de gözetilerek toplam 395.198,71-TL maddi tazminatın 21.09.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile (davalı … A.Ş.’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile 310.000,00-TL teminat limiti ile sorumlu olması, davalı … A.Ş.’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile 25.000,00-TL teminat limiti ile sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacının bakım gideri talebinin feragat nedeni ile reddine,
Davacının sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminat talebine ilişkin fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına,
Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacı … için 40.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … ‘den müteselsilen alınarak bu davacılara ayrı ayrı verilmesine,
Davacıların fazlaya dair manevi tazminat taleplerinin reddine,
Maddi tazminat talebi yönünden;
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat için alınması gereken 26.996,02-TL karar harcından başlangıçta maddi tazminata yönelik yatırılmış kısım olan 17,09-TL harç ve 1.347,75-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 25.631,18-TL’nin (davalı … A.Ş’nin 21.056,89-TL’sinden, davalı … A.Ş’nin 1.700,74-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan 17,09-TL harç ile 1.347,75-TL ıslah harcının (davalı … A.Ş’nin 1.064,57-TL’sinden, davalı … A.Ş’nin 85,98-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve hükmolunan maddi tazminat tutarına göre belirlenen 36.113,91-TL vekalet ücretinin davalılardan mütesilsilen (davalı … ile … bu tutarın tamamından … A.Ş. 28.328,31-TL sinden, … Şti. 2.284,54-TL sinden sorumlu olması kaydıyla) tahsili ile bu davacıya ödenmesine,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden feragat edilen maddi tazminat miktarı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 400,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘dan alınarak davalı … ‘e ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 1.650,81-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesap edilen taktiren 1.634,30-TL’sinin (davalı … A.Ş’nin 1.274,75-TL’sinden, davalı … A.Ş’nin 102,96-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Manevi tazminat talebi yönünden;
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat için alınması gereken 4.098,6‬0-TL karar harcının başlangıçta manevi tazminata yönelik yatırılmış kısım olan 1.536,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,63‬-TL’sinin davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan 1.536,97-TL peşin harcın davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden AAÜT’nin 2/3 ve 10/1. maddelerine göre hesap edilen 10.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili davacı … ‘ya ödenmesine,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden AAÜT’nin 2/3 ve 10/1. maddelerine göre hesap edilen 10.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili davacı … ‘ya ödenmesine,

Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden AAÜT’nin 2/3 ve 10/1. maddelerine göre hesap edilen 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili davacı … ‘ya ödenmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacılar için ayrı aryı reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 2/3 ve 10/2. maddesine göre ayrı ayrı hesap edilen 10.000,00-TL vekalet ücretinin davacı … , … ‘ ve … ‘dan ayrı ayrı tahsili ile davalı … ‘e ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 58,80-TL yargılama giderinden kazanıp kaybetme oranına göre hesap edilen taktiren 38,80-TL’sinin davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan ancak kullanılmayıp artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalının yerinde görülmeyen sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davalı … ‘in ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 148,60-TL istinaf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinin davacılardan tahsili davalı … ‘e ödenmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.