Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/227 E. 2023/1562 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/227
KARAR NO : 2023/1562

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.12.2020
NUMARASI : 2018/490 E. 2020/601 K.

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 02.11.2023

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.12.2020 tarih 2018/490 E. 2020/601 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacı şirket ortaklarından … ve … ‘na adına kayıtlı davacı tarafından fabrika ve depo olarak kiralanan taşınmazın davacı ile davalı arasında düzenlenen geniş kapsamlı yangın paket sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olduğu dönemde çıkan yangın neticesinde taşınmaz ve taşınmaz içerisinde bulunan emtianın ağır hasara uğradığını, davacı tarafından davalı şirkete ihbarda bulunulmak suretiyle zarar tespiti yapıldığını, KDV hariç bina hasarının 7.408.025,56-TL makine ve teçhizat hasarının 3.634.950,00-TL elektrik tesisatı hasarının 185.480,00-TL’ olarak belirlendiğini, davalı tarafından binadan kaynaklı hasara ilişkin olarak zarara uğrayan mülk sahiplerine 1.620.098,63-TL ödeme yapıldığını, bina hasarına ilişkin yapılan bu ödemenin zararı karşılamadığını, mülk sahipleri tarafından bakiye zarar bedeline ilişkin davacılar adına temlikname düzenlendiğini, belirterk; belirsiz alacak davası şeklinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 400.000,00-TL’nin hasar tarihinden tarihinden itibaren işleyece avans faizi ile birilikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer artım dilekçesi ile dava değerini 3.533.196,32-TL olacak şekilde artırlmıştır.
CEVAP : Davalı vekili, İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacıların yanan iş yerinde bulunan emtia, demirbaş, makine, dekorasyon gibi bütün zararlarının sigorta genel şartları ve poliçe özel şartları çerçevesinde karşılandığını, davacının maliki olmadığı binanın hasarını talep ettiğini, davacıların binada kiracı olmaları nedeni ile binanın maliki olmadıklarında bina zararını isteyemeyeceklerini, sigortalıların malı olmayan emvalin ancak mali mesuliyet sigortası olarak teminat altına alınabileceğini, davacının talebine konu bina hasarı için mali mesuliyet teminatının tamamının enflasyon farkı ile birlikte bina maliklerine ödendiğini, poliçedeki bina teminatının diğer teminatların hesabı için verildiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen geniş kapsamlı yangın paket sigorta poliçesi ile sigortalanan fabrikada meydana gelen yangın sonucu fabrika binasının hasarlandığı, poliçede belirtilen riziko adresindeki binanın davacı şirkete ait olmadığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, ancak davalı sigorta şirketi ile geniş kapsamlı yangın sigorta poliçesinde sigortalının davacı şirket olduğu ve söz konusu poliçe teminatları arasında ayrı ayrı bina (yangın yıldırım infilak) bina deprem, bina sabit kıymetler hırsızlık klozlarının ve sigorta bedellerinin gösterildiği, ek teminat grubu bedelinin 15.280.000,00-TL olduğu ve ek teminatlar içinde bina teminatınında bulunduğu, söz konusu poliçe nedeniyle davacı şirketin davalı tarafa 54.000,00-TL prim ödediği, davalı sigorta şirketinin poliçe üzerinde bina değeri kadar bina teminatı gösterildiği, davalı sigorta şirketinin binanın teminat dışında kaldığına ilişkin herhangi bir aydınlatma açıklamasında bulunmadığı, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin bina teminatı için de geçerli olduğu, belirtilerek; davanın kabulü ile bakiye bina zararı olan 3.533.196,32-TL’nin davalı tarafça yapılan ilk ödeme tarihi 24/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacı tarafın sahip olmadığı emvalin zararını almasına hükmedilemeyeceğini, davacının kiracı sıfatı ile bulunduğu iş yerindeki mallarını yangın sigorta poliçesi ile sigorta ettirildiğini, sigortalı iş yerinde sigortalının kusuru ile yangın çıktığını, davacının poliçe teminatları kapsamındaki tüm zararları karşılandığını, poliçe teminatlarında bulunan kiracının kiralayana karşı sorumluğuna ilişkin teminatlarından teminat limiti ile sınırlı olarak tüm teminat limitinin de bina malikine ödendiğini, poliçede diğer hesaplamalara esas olarak bina değerinin de gösterilmiş olması sebebi ile davacının sahibi olmadığı binanın bakiye zararını talep ettiğini, raporun hükme esasl alınamayacağını, mükerer hesaplama yapıldığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, yangın sigorta poliçesi kasamında tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Taraflar arasında düzenlenen yangın sigorta poliçe kapsamında yangın nedeniyle bina teminatı 10.000.000-TL, demirbaş teminatı 100.000-TL, makine teminatı 2.150.000-TL, emtia teminatı 3.000.000-TL, üçüncü şahıs malları teminatı 30.000-TL olacak şekilde sigorta bedeli belirlendiği ve 1.528.000-TLyangın mali sorumluluk teminatı da poliçe kapsamına alınmak suretiyle poliçe düzenlendiği, poliçe dönemi içerinde, davacıya ait robotek makinesinin kısa devre yapması neticesinde meydana gelen yangın nedeniyle rizikonun doğduğu, ihbar üzerinde davalı tarafından yangın mali sorumluluk sigorta teminatı kapsamında dava dışı taşınmaz malikine poliçede kararlaştırılan enflasyon farkı da eklenmek sureti ile yangın mali sorumluluk teminatı tüketecek şekilde 1.620.08,63-TL ödeme yapıldığı çekişme konusu değildir.
3. Davacı tarafından, davacı şirket ortakları adına kayıtlı olup davacı şirket tarafından fabrika ile depo olarak kiralanan ve davalı nezdinde yangın sigorta poliçesiyle sigortalı taşınmazda çıkan yangın neticesinde oluşan bina hasarının, poliçe teminatı içerisinde olduğu ileri sürülmüş, davalı tarafından ise davacının binanın maliki olmadığından bahisle bina teminatından yararlanamayacağı savunulmuş olup, esasen uyuşmazlık; poliçe teminatı kapsamına alınan bina hasarının poliçe kapsamında davacı tarafından talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
4. Rizikonun gerçekleştiğini ve gerçekleşen bu rizikonun teminat kapsamı içinde kaldığını sigortalı ispatlamak zorunda iken, TTK’nın 1409. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddia ise sigortacı tarafından kanıtlanmalıdır. Sigorta şirketi, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumludur ve kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigorta şirketi tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Bir başka ifade ile zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti üzerinde davalı sigorta şirketindedir. Sigorta şirketinin, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir. (Yargıtay HGK’nun 05/03/2020 tarihli ve 2018/17-1083 E.- 2020/259 K. )
5. Davanın dayanağını teşkil eden poliçede sigortalı ve sigorta ettiren olarak davacı şirketin adı geçmektedir. Sigorta sözleşmesinin en önemli unsurlarından biri menfaattir. Günümüzde modern sigorta hukukunda baskın olan görüş, zarar sigortalarında sigorta konusu “mal” yani eşya olmayıp, eşya üzerindeki menfaattir. Bu menfaatin sigorta edilebilmesi için ayrıca para ile ifade edilen ekonomik bir değerinin olması gerekir. Mal sigortalarında menfaat sahibi kavramını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 1453. maddesine göre, rizikonun gerçekleşmemesinde menfaati bulunanların bu menfaatlerini mal sigortası ile teminat altına alabileceği amirdir. ( Yargıtay 4. HD’nin 10.11.2022 tarih ve 2021/15735 E. – 2022/14334 K. )
6. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, taraflar arasında düzenlenen poliçe ile bina hasarının teminat altına alınmasına, davacının kira ilişkisi kapsamında kendi kusurundan kaynaklanan zarardan kiralayana karşı sorumlu olması nedeniyle rizikonun gerçekleşmesi halinde zarar görecek olan binayı sigortalatmakta menfaati bulunmasına, bakiye hasar bedelin poliçe limiti dahilinde hüküm altına alınmasına, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığının davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilememiş olmasına, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 241.352,64-TL’den peşin alınan 60.339,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 181.013,64-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.