Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/22 E. 2023/1238 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/22
KARAR NO : 2023/1238

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.10.2020
NUMARASI : 2019/358 E. – 2020/416 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.09.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.10.2020 gün ve 2019/358 E. – 2020/416 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, 30.04.2019 tarihinde, davalı şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı, dava dışı …’a ait, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkiline ait ve dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, bu kaza sonucunda müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiğini, sigortalı karşı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, davalı şirkete başvuru yapıldığını, hasar dosyası açıldığını, ancak davalı şirket tarafından herhangi bir hasar ödemesinde bulunulmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 03.06.2020 havale tarihli değer arttırım dilekçesi ile; dava değerini 20.500,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe teminatları ile sınırlı olduğunu, davacının hasar başvurusunun hasar ile kazanın meydana geliş şeklinin uyumsuz olması nedeniyle reddedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında, davacıya ait araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu, davacıya ait araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere KDV dahil 27.829,31 TL hasar meydana geldiği, aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 48.000,00 TL ve sovtaj değerinin 27.500,00 TL olduğu, hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle pert-total olarak değerlendirilmesinin uygun olduğu, buna göre gerçek hasarın 20.500,00 TL olarak bulunduğu, davacı tarafça ihbar tarihinden itibaren 8 iş günü ilavesiyle 16.05.2019 tarihinde davalının temerrüde düşürüldüğü gerekçesiyle, davanın kabulüne, 20.500,00 TL hasar bedeli tazminatının 16.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, hasar ile kazanın meydana geliş şeklinin uyumsuz olduğunu, davacının müvekkili şirkete başvurusu üzerine hasar dosyası açıldığını, yapılan teknik incelemeler ve alınan raporlar neticesinde sigortalı araçta meydana gelen hasarın müvekkili şirkete bildirilen kaza neticesinde meydana gelmesinin mümkün olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle hasar başvurusunun reddedildiğini, kaza sonrası taraflarca çekildiği iddia edilen fotoğraflarda aracın yarısının orta refüj üzerinde kaldığı, alt kısımlarını kaldıma çarpması nedeniyle aracın alt kısımlarında hasar meydana geldiğinin görüldüğünü, kaza noktasında aracın orta refüj üzerine çıktığı noktada aracın karterinin kırılmış olmasına rağmen yağ birikinti ve akıntısının olmadığını, ekspertiz incelemesinde aracın yağ soğutucu radyatörünün hasarlandığı, sağ ve sol salıncak ve şanzıman gövdesi üzerinde darbe izleri göründüğünü, ancak olay yerindeki kaldırım taşlarında yeni yüzeysel veya kırık kaldırım taşları görülmediğini, olay yerindeki kaldım taşlarının bozukluğunun farklı kazalar sonucu değiştiğinin ve kaldırım taşlarının etrafındaki toprak birikintilerinden uzun süreli olarak aynı kaldığının görüldüğünü, kaza noktasında da mevcut araç ve farklı araçlara ait olabilecek parça döküntülerinin görülmekte olduğunu, aracın refüjün üzerine çıkmış olması halinde kırılan karterden yoğun bir yağ dökülmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle davacının aracında oluşan hasar bedeli ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması üzerine müvekkilinin aracının hasarlandığını ileri sürerek hasar bedeli ve değer kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince otomotiv uzmanından alınan bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde davalı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsünün “şeride tecavüz etmek” kural ihlali nedeniyle %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığı, sigorta eksper raporunda araçta 18.539,16 TL yedek parça ve 5.045,00 TL işçilik olmak üzere toplam KDV dahil 27.829,31 TL hasar meydana geldiğinin ve dosya hakkındaki kanaatinin olumsuz olduğunun bildirildiği, kaza tespit tutanağı ile dosya kapsamındaki bilgi, belge, beyan ve fotoğraflara göre davacıya ait aracın meydana gelen kaza nedeniyle ön, sağ yan kısımlarından ve ayrıca mekanik aksamlarından araç gövdesinde ve sökülebilir/takılabilir parçalarda büyük şiddette hasar olacak şekilde darbe alarak hasarlandığı, tespit edilen hasarların tutanakta belirtilen şekilde gerçekleşmesi ile oluşabileceği, eksper raporunda değişmesi gerekli olduğu belirtilen yedek parçaların, davacıya ait araca ait yedek parçalar olduğu ve değişmesinin gerektiği, yedek parça fiyatlarının ve işçilik bedellerinin piyasa rayiç değerlerine uygun olduğu, sonuç olarak araçta KDV dahil 27.829,31 TL hasar meydana geldiği, internet siteleri, ikinci el araç satış ilanları, yetkili satış ve servis bayileri ile piyasa koşullarında yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda davacıya ait aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 48.000,00 TL olduğu, hasar miktarının araç rayiçinin %50’sini aşması nedeniyle ağır hasarlı olduğu, pert-total olarak değerlendirilmesi gerektiği, sovtaj değerinin 27.500,00 TL olduğu, böylece gerçek hasar bedelinin 48.000,00 TL – 27.500,00 TL = 20.500,00 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Kusur ve araç hasarı konusunda uzman bilirkişi tarafından kazaya karışan araç sürücülerinin kendi aralarında düzenlediği trafik kazası tespit tutanağı, tutanakta çizilen kazanın oluş şeklini gösteren basit kroki ve dosya kapsamındaki belge ve fotoğraflar incelenerek düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli, hukuka uygun ve denetime elverişli olduğundan, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.400,35 TL’den peşin alınan 351,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.049,35 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.