Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2105 E. 2023/287 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2105
KARAR NO : 2023/287

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2021
NUMARASI : 2017/524 Esas 2021/545 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12.05.2017
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.02.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.06.2021 tarih 2017/524 Esas 2021/545 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ve … Şti vekili, … vekili ve … Sigorta A.Ş vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu davalılar … ve …’nin sürücüsü ve sahibi olduğu motosiklet ile diğer davalıların sürücüsü sahibi ve ZMM sigortacısı olduğu aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralanarak iş gücü kaybına uğradığını, davalıların oluşan zararı karşılama yükümlülüğü bulunduğunu, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 4.249,22-TL tedavi gideri, 10.000,00-TL iş gücü kaybı olmak üzere toplam 14.249,22-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 50.000,00-TL manevi tazminatın ise araç maliki ve sürücüsü olan davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile iş gücü kaybına ilişkin maddi tazminat yönünden davasını ıslah ederek 194.678,92-TL’nin davalıların kusuru oranında tahsilini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili, olay tarihinde geçerli bir poliçe bulunmadığını, davalının sorumluluğunun sigortalı aracın kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur, maluliyet ve zararın tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik ile tedavi giderlerinin teminat kapsamı dışında kaldığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … Şti vekili, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, ceza dava dosyasının henüz kesinleşmediğini, davacının koruyucu ekipman takmadığını, zamanaşımının dolduğunu, davacının davalıdan şikyetçi olmadığını, manevi tazminaat talebinin fahiş olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı sürücü …’un % 75, davalı sürücü …’ın % 25 oranında kusurlu olduğu, belgeli tedavi giderlerinin SGK sorumluluğunda bulunduğu, geçici iş görememezlik ve sürekli iş görememezlik tazminatlarının ıslah dilekçesi ile kusur oranlarında talep edildiği, belirtilerek; davacının davasının kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı … ve … Şti, … ve … Sigorta tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … Sigorta vekili, davalının gerçek zarar ile sorumlu olduğunu, geçici iş görmezlik zararından sorumlu tutulamayacağını, kusur tespitinin doğru olmadığını, yeniden kusur raporu alınması gerektiğini, PMF yaşam tablosunun uygulanması gerektiğini, maluliyet raporunun tespitinde yanlış yönetmelik hükümlerinin uygulandığını, raporun hükme esas alınamayacağını, davalı aleyhine maddi tazminat yönünden kusur oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar … ve … Şti vekili, kusur tesptini kabul etmediklerini, davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, tıbbı müdahale hatası nedeni ile maluliyet oranın arttığını, geçiçci iş göremelik tazminatı hususunda eksik inceleme yapıldığını, yargılama gideri ve vekalet ücretleri yönünden kusur oranlarının dikkate alınmadığını, manevi tazminata ilişkin olarak kusur oranında davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili, davalının motosikletin sahibi olduğunu, motosikletin izinsiz bir şekilde kullanıldığını, davalının olay ile ilgili hiçbir bağı bulunmadığını, zarardan sorumlu tutulamayacağını, davacının davalının ehliyeti olmadığını bilerek, kendi ve diğer davalının kusuru ile gerekli tedbirleri almadan motosiklete binmesi sonucu kazanın meydana geldiğini, kusur tespitini kabul etmediklerini, zarara ilişkin raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığını, manevi tazminatın fahiş olduğunu, tarfların sosyal ekonomik durumunun dikkate alınmadığını belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davalıların istinaf başvurularının reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS poliçesi kapsamında yaralamalı trafik kazası nedeni ile davacıların maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeni ile davacının oluşan maddi zarardan davalı sigorta şirketi ile işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücünün sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 17. HD’ nın 20/05/2013 tarih ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları)
Araç sahibi, adına yetkili idare tarafından tescil belgesi verilmiş ya da sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir. 2918 sayılı KTK’nun 3. maddesinde belirtildiği üzere tescil kaydı işleten sıfatına karine teşkil eder. Bir başka ifade ile kural olarak aracın sahibi gerçek işletendir ve genel hayat tecrübelerine göre gerçek işleten olan araç sahibi aynı zamanda da aracı zilyedidir. Kayden malik olan davalı … işleten sıfatına haiz olduğundan eldeki davada davalıya husumet yöneltilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davalıların sorumluluğunun belirlenebilmesi için olayın oluşumunda tarafların mevcut kusur durumunun tespiti önem arzeder. İDM tarafından dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ile de olaya ilişkin ceza dava dosyası kapsamında belirlenen maddi olgular çerçevesinde olayın oluş şekli ile uygun düşecek şekilde kusur değerlendirilmesi yapılarak davalı sürücü …’nın % 75 oranında asli, davalı sürücü …’in ise % 25 oranında tali kusurlu olduğu, davacının ise yolcu konumunda olup zararın meydana gelmesinde etkili kusuru bulunmadığının tespitinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaktadır.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde müterafik kusur söz konusudur. Müterafik kusurun varlığı halinde 6098 sayılı TBK’nun 52. Maddesi gereğince belirlenen tazminattan indirim yapılması gerekir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından, mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet yolcularının koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken, dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir zorunluluk öngörülmemiştir. Koruyucu ekipman olarak dizlik, Karayolları Trafik Yönetmeliğinde düzenlenmediğinden davacının mevcut yaralanmasına göre somut olayda tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmamış olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. ( Yargıtay 4. HD’nin 20.09.2022 tarih ve 2022/5575 E – 2022/10706 K. Sayılı ilamı) Aynı şekilde, ehliyetsiz sürücünün aracına binme sebebiyle zarar gören yolcu açısından müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için zarar gören yolcunun, sürücünün ehliyetsiz olduğunu bilmesi (veya bilmesinin gerekmesi) gerekir. Davacının, sürücünün ehliyetsiz olduğunu bildiği veya bilebilecek durumda olduğu da davalı tarafından ispat edilememiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4.HD’nın 20/06/2022 tarih ve 2021/13933 E. 2022/9109 K. sayılı ilamı) Somut uyuşmazlıkta kaza tarihinin 24.09.2013 tarihi olmasına göre düzenlenecek raporun Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin yaptığı atıf ve adı geçen Yönetmelik’in % 60 ve üstü maluliyet için belirleme yapma esasını kabul etmesi nedeniyle, 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki cetvellerin kullanılması suretiyle düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.HD’nın 29/06/2022 tarih ve 2021/15362 E. – 2022/9643 K. sayılı ilamı) Dosyaya kazandırılan ATK ihtisas kurulu raporu anılan ilke, esaslara uygun ve maluliyetin tespiti hususunda yeterlidir.
Tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda 1931 tarihli PMF cetvellerine göre saptanmakta ise de gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle TRH 2010 yaşam tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi güncel veriler ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam yönteminin kullanılması gerekir. ( Yargıtay 4. HD’nın 03.01.2022 tarih ve 2021/9412 E – 2022/3622 K.,17. HD’nin 23.03.2021 tarih 2020/ 6173 E. – 2021/ 3121 K. Sayılı ilamları ) Aynı şekilde, yeni genel şartlar zamanında düzenlenen poliçelerde yeni genel şartlardaki hesaplama tekniği uygulanamayacağı için tazminat hesabında eski uygulamalardaki gibi progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi icap etmektedir.(Yargıtay 17. HD’nin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 E. 20121/1848 K. sayılı ilamı )
Çalışma gücünün kısmen kaybına ilişkin zarar talebi, kişinin tüm yaşamı boyunca katlanacağı, geleceğe yönelik zararının da giderimi amacını taşıyan bir talep olduğundan, kişinin hak kazanacağı tazminat miktarının doğru belirlenebilmesi bakımından, çalışma gücü kaybına yol açan kaza tarihindeki gerçek ve net gelirinin doğru belirlenmesi önemlidir. Gerçek gelirin tespiti için, yapılan araştırma sonucu gerçek gelirin saptanamadığı takdir ise kamu düzenine ilişkin olan asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekir. 6098 sayılı TBK m. 75. maddesi gereğince gerçek zararın belirlenmesi bakımından karar tarihine en yakın tarihlerdeki ölçütlerin kullanılması gerekmektedir. Asgari ücret kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece re’sen gözönünde tutulması zorunludur. Bu nedenle hüküm tarihine en yakın tarihte bilinen asgari ücret tutarını belirleyerek bu verilere göre hesap yapılması gerekir. ( Yargıtay 17. HD’nin 28.03.2019 tarih ve 2016/8879 E. – 2019/3815 K. Sayılı ilamı )
Anayasa Mahkemesi’nin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Dolayısıyla, trafik kazasından kaynaklı geçici işgöremezlik tazminatı ile belgesiz tedavi ve tedavi amaçlı yol giderleri bakımından ZMMS poliçesi kapsamında sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. (Yargıtay 4. HD’nin 10.03.2022 tarih ve 2021/12001 E. – 2022/4532 K. ve 24.03.2022 tarih ve 2021/22793 E. – 2022/5790 K. sayılı kararları).
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince haksız bir eylem sonucunda zarara uğrayan kimse, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini isteyebilir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin ( manevi zararın )giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.(Yargıtay İBK 22/06/1966 tarih ve 1966/7 E. – 1966/7 K. sayılı ilamı) Olay nedeni ile yaralanan davacının manevi zarara uğrayacağı yadsınamaz bir gerçekliktir. Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun için tazminat miktarı, somut olayın özelliği, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4. maddesı uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmektedir. Bu itibarla, davacının maruz kaldığı bu acı ve elem ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oluşan manevi zararına karşılık İDM tarafından takdir edilen manevi tazminat anılan ilke ve esaslar çerçevesinde makuldür.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusurun olayın oluş şeklline ve dosya kapsamına uygun olarak tespit edilmesine, maluliyetin olay tarihinde geçerli olan yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenmesine, tazminatın asgari ücret üzerinden TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak hesaplanmasına, davacının mevcut yaralanmasına uygun düşecek şekilde manevi tazminatın takdirine, talep ile bağlı kalmak üzere tarafların sorumluluğunun maddi tazminat yönünden kusur oranında manevi tazminat yönünden ise müşterek ve mütesilen belirlenmesine, maddi tazminatın poliçe limitini aşmayacak şekilde hüküm altına alınmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, tarafların aşağıda belirtilen hususlar dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesinde belirttiği tüm talepleri mahkemece hüküm fıkrasında ayrı ayrı sıra numarası altında gösterilmek suretiyle her biri hakkında karar verilmelidir. Mahkemece verilen hüküm fıkrasının açık ve icra edilebilir olması da gereklidir. Aksi hâlde hukukî belirlilik gereği açık ve infaz kabiliyeti bulunması gereken hüküm fıkrasının özellikle icrası sırasında şüphe veya tereddütler doğmasına ve hükmün icra edilememesi gibi durumlarla karşılaşılır. Davacının maddi ve manevi tazminat istemli eldeki davasında 6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alınarak davacının talebi doğrultusunda maddi tazminata ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıların kusur oranları esas alınarak belirlenmesi gerekirken, kararın infazında tereddüt oluşturacak şekilde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, belirtilen hususlar yönünden davalının istinaf başvurusu yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, yerinde görülmeyen davalıların istinaf başvurusunun sair istinaf itirazlarının reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş’nin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.06.2021 tarih 2017/524 Esas 2021/545 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davacının tazminat taleplerinin KABULÜ ile;
Geçici iş görememezlik tazminatına yönelik, davalıların kusur durumu da dikkate alınarak;
Davalı sürücü … ile, araç maliki davalı …’ın;
A)Geçici iş görememezlik tazminatı olan 750,00-TL nin , kaza tarihi olan 24/09/2013 tarihinden itibaren, yasal faizi ile birlikte,
B)5.008,93-TL geçici iş görememezlik tazminatından ise, ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte,
C)Sürekli iş görememezlik tazminatı yönünden;
Kusur oranlarına göre, davacı talebinin de kusur oranlarına göre verilmesi yönünde olduğu da dikkate alınarak;
6.750,00-TL sürekli iş görememzlik tazminatının, kaza tarihi olan 24/09/2013 tarihinden itibaren, davalılar … ve …’dan yasal faizi ile alınarak, davacıya verilmesine,
133.500,25-TL, ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren, yasal faizi ile her iki davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
… plakalı, kamyonet sürücüsü davalı … ve araç maliki … ŞTİ ve davalı … SİGORTA A.Ş yönünden;
A)Geçici iş görememezlik tazminatı yönünden, davacının talebinin kusur durumuna göre verilmesi olduğundan taleple bağlı kalındığından;
250,00-TL nin, geçici iş görememezlik,
Davalılar … ve araç maliki … ŞTİ’nden kaza tarihi olan 24/09/2013 tarihinden itibaren, yasal faizi ile;
Davalı … SİGORTA AŞ yönünden ise, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
1.669,64-TL kalan geçici iş görememezlik tazminatından ise, ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren, yasal faizi ile birlikte, tüm davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
B)Bu davalılar yönünden, sürekli iş görememezliğe ilişkin;
2.250,00-TL nin, davalı … ve araç maliki … ŞTİ’nden kaza tarihi olan 24/09/2013 tarihinden itibaren, davalı … SİGORTA AŞ den ise, dava tarihinden itibaren, yasal faizi ile alınarak, davacıya verilmesine,
44.500,08-TL sürekli iş görememezlik tazminatının ise, ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren, yasal faizi ile birlikte, davalı araç sürücüsü …, araç maliki … ŞTİ’nden araç ZMM Sigortalısı davalı … SİGORTA AŞ’den alınarak, davacıya verilmesine,
Davacının, tüm tazminatları, kaza tarihinden itibaren tüm davalılardan, yasal faizi ile alınması yönünde ki talebinin, davalı sigorta şirketi yönünden ve ıslahla tamamlanan miktarlar yönünden, şartları oluşmadığından, faizin başlangıcına ilişkin taleplerinin, bu şekilde, davalı sigorta şirketi ve ıslah edilen miktarlar yönünden, faizlerin başlangıcına yönelik talebin, şartları oluşmadığından, REDDİNE,
Davacının, 4.249,22-TL lik belgeli tedavi gideri talebinin REDDİNE,
Maddi tazminat yönünden, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 13.298,51-‬TL nispi harca, peşin alınan 34,16-TL harç ile 631,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 12.633,35‬-TL karar ve ilam harcının % 75 kusur oranına karşılık gelen 9.475,01-TL’sinin davalı … ile …’dan, % 25 kusur oranına karşılık gelen 3.158,33-TL’sinin davalılar …, … Şti, … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvuru harcı, peşin yatırılan 34,16-TL harç ile 631,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 696,56‬‬-TL harcın % 75 kusur oranına karşılık gelen 522,42-TL’sinin davalı … ile …’dan, % 25 kusur oranına karşılık gelen 174,14-TL’sinin davalılar …, … Şti, … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 600,00-TL bilirkişi ücreti, 830,73‬-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.430,73‬-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.291,38-TL sinin % 75 kusur oranına karşılık gelen 968,54-TL’sinin davalı … ile …’dan, % 25 kusur oranına karşılık gelen 322,84-TL’sinin davalılar …, … Şti, … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar yargılama gideri yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 22.077,52-TL vekalet ücretinin % 75 kusur oranına karşılık gelen 16.558,14‬-TL’ sinin davalılar … ile …’dan , % 25 oranına karşılık gelen 5.519,38‬-TL’sinin davalılar …, … Şti, … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalılar …, … Şti, …, … Sigorta Ege Bölge Müdürlüğü kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılar …, … Şti, …, … Sigorta Ege Bölge Müdürlüğü’ne verilmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının, manevi tazminat talebinin, kusur durumu, davacının geçici ve kesin iş görememezlik raporları ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilerek, KISMEN KABULÜ İLE;
30.000,00-TL lik manevi tazminatın, davalı …, …, … ve … ŞTİ’den kaza tarihi olan 24/09/2013 tarihinden itibaren, yasal faizi ile alınarak, davacıya verilmesine,
Davacının, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 2.049,3‬0-TL nispi harca, peşin alınan 185,29‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.864,01‬‬‬-TL karar ve ilam harcının davalı … Sigorta Ege Bölge Müdürlüğü dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
Davacı tarafından, peşin yatırılan 185,29-TL harcın, davalı … Sigorta Ege Bölge Müdürlüğü dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.500,00-TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta Ege Bölge Müdürlüğü dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar …, … Şti, … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar Davalılar …, … Şti, …’a verilmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar …, … Şti, …’ın istinaf başvuruları ile davalı … Sigorta A.Ş’nin sair istinaf itirazları yerinde olmadığına REDDİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş’nin ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-Davalılar … ve … Şti yönünden istinaf karar harcı olan 5.373,93-TL’den peşin alınan 3.836,95 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.536,98-TL’nin davalılar … ve … Şti’den tahsiline,
6-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 12.023,19-TL’den peşin alınan 3.837,3‬0-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 8.185,89‬-TL’nin davalı …’dan tahsiline,
7-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan 162,10-TL istinaf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
8-İstinaf başvurusu nedeni ile davalılar …, … Şti, …’ın yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.