Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/2035 E. 2022/320 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2035
KARAR NO : 2022/320

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2021
NUMARASI : 2021/86 Esas 2021/307 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 23.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.02.2022

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.05.2021 tarih 2021/86 Esas 2021/307 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı son tasfiye memuru … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı, … Şti aleyhine İzmir 12. İş Mahkemesinin 2017/234 esas sayılı dosyasında hizmet tespiti davası açtığını, şirketin tasfiye işlemlerinden sonra sicilden terkin edildiğinin bildirilmesi nedeniyle İş Mahkemesince kendisine şirketin ihyası davası açması için süre verildiğini, hizmet tespiti davasında husumetin tamamlanması ve ileride doğacak hak ve alacakların tahsili için şirketin ihyası gerektiğini ileri sürerek şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı …, şirketin 08.10.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …ın seçildiğini, 11.01.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile de tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle de ünvan ve işletme kaydının …nca silinmesine karar verildiğini, 11.01.2012 tarihinde de şirketin ünvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, …nün yasal hasım konumunda olup davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu sebeple aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı tasfiye memuru …, tasfiye memuru olarak tarafınca tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapıldığını, davacının davasını tasfiye işlemlerinin bitiminden çok sonra açtığını, şirket tasfiye halindeyken şirketin tasfiyesine ilişkin ilanların yapılarak bu ilanlarda doğması muhtemel alacakların bildirilmesinin istendiğini, davacı tarafın tarafına herhangi bir bildirimde bulunmadığını, tasfiye memurlarının kusurlu olduğunun ispatının davacıya ait olduğunu, davacı tarafından kusura dair herhangi bir delil sunulmadığını tasfiye sürecinde davacı tarafından hiç bir şekilde sigortasının yapılmadığına dair bir bildirimde bulunulmadığını, yapılan ilanlara rağmen davacı tarafça şirket ile arasındaki husumet bildirilmediği için tarafının sorumlu tutulamayacağını, yargılama giderleri ve vekalet ücreti talep edilemeyeceğini, ayrıca ihya davasının tasfiye işlemlerinden yıllar sonra açılmış olması nedeniyle zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduğunu, davacı tarafından şirkette çalıştığına dair herhangi bir delil sunulmadığını, davacının şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ihyası istenen şirket hakkında davacı tarafından açılan İzmir 12 İş Mahkemesinin 2017/234 Esas sayılı dosyası ile hizmet tespiti talepli dava açtığı, söz konusu davada taraf teşkilinin sağlanması yönünden davacı tarafın iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalı …nün yasal hasım konumunda olup yargılama giderlerinde sorumluluğunun bulunmadığı, tasfiyenin usulüne uygun tamamlanmamış olması nedeniyle davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu olduğu, davalı …’ın 1935 doğumlu olup diyabet hastalığı ve kardiyovasküler hastalık riskinin bulunduğu, yaşı nedeniyle bu görevi yerine getirmekte zorluk yaşayacağı, tasfiye memuru olarak bilirkişi listesinden SMMM …’ın atanması kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Tasfiye Halinde … Şirketinin İzmir 12. İş Mahkemesinin 2017/234 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olarak ihyasına, tasfiye memuru olarak SMMM …’ın atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı son tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur,
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı son tasfiye memuru … vekili, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, 11.01.2012 tarihinde şirketin tasfiye nedeniyle …nden terkin işleminin gerçekleştiğini, davacının tasfiye işlemi tamamlandıktan yıllar sonra ihya davası açtığını, şirkette çalıştığına dair herhangi bir delil dahi sunmadığını, davacının tasfiye işlemleri sırasında yapılan ilanlara rağmen ne şirketten herhangi bir alacak talep ettiğini ne de şirkete husumet yönelttiğini, tasfiye halindeki şirketin çalışanlarının sigorta bildirimlerinin yapılıp yapılmadığı hususunu bilmesinin beklenemeyeceğini, müvekkilinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, tasfiye sonucu sicilden terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 547/1. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açtığı hizmet tespiti istemli İzmir 12. İş Mahkemesinin 2017/234 Esas sayılı davasında taraf teşkilinin sağlanması amacıyla ihya kararı verilmesini istemiştir. Davacının, sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı mevcuttur. İhya davasında davacının şirkette çalıştığına ilişkin delil sunması gerekmediği gibi bu konuda delil değerlendirilmesi de yapılamaz. Bu hususların davacının açtığı hizmet tespiti davasında değerlendirilmesi gerekmektedir. TTK 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre de söz konusu değildir. Davacının açtığı hizmet tespiti davasının süresinde açılıp açılmadığı da ihya davasında değerlendirilecek bir husus değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve hizmet tespiti davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması da gerekmez. Ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra açılan ihya davasında … yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de, davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan HMK’nın 326/1. maddesi uyarınca aleyhine karar verilen davalı son tasfiye memurunun yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur. (Yargıtay 11. H.D’nin 08.09.2019 tarih 2019/3602 E, 2019/6319 K ve 22.02.2017 tarih 2017/279E, 2017/1041 K sayılı kararı).
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı son tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı son tasfiye memuru … yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL’nin davalı …’dan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı …’ın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23.02.2022