Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/203 E. 2021/741 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/203
KARAR NO : 2021/741
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.12.2020
NUMARASI : 2020/430 E. – 2020/762 K.
DAVANIN KONUSU : Yargılamanın Yenilenmesi
KARAR TARİHİ : 21.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.06.2021

İzmir 2:Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2020 tarih 2020/430 E. – 2020/762 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi yargılamanın iadesini isteyen davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili, müvekkili aleyhine açılan rücu davasının kabulüne karar verildiğini, dava dilekçesinde müvekkili şirketin 10 yıldan daha eski olan adresinin bildirildiğini, dava dilekçesinin müvekkili şirkete tebliğ edilemediğini, TK 35 maddesine göre tebligat yapılmış ise de bu tebligat ve devamındaki tüm tebligatların usulsüz olduğunu, şirketlerin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilen adreslerine tebligat yapılması gerektiği halde ticaret sicilinden güncel adresi sorulmaksızın TK 35 maddeye göre usulsüz tebligat yapılıp müvekkili şirket temsil edilmeksizin davanın sonuçlandırıldığını ve kararın kesinleştirildiğini, davanın açıldığı tarihten çok önce 12.09.2018 tarihli ticaret sicil gazetesinde şirketin değişiklik yaptığı adresin tescil ve ilan edildiğini, bu nedenle bu adres dışında yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, usulsüz tebligatlar nedeniyle müvekkili şirket davada temsil edilemediğinden HMK’nın 374.ve devamında düzenlenen yargılamanın iadesi koşullarının oluştuğunu, Gelir İdaresi Başkanlığınca 26.06.2020 tarihli elektronik posta yolu ile kendilerinden karar ve ilam harcı talep edilince müvekkili şirketin dosyayı ve kararın kesinleştiğini öğrendiğini, süresi içinde yargılamanın iadesi talebinde bulunulduğunu ileri sürerek, yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılması ile delillerin toplanarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde sigortalı araç için yapılan 20.01.2016-2017 vadeli zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinde sigorta ettirenin bilgilerinde davalının adresi olarak dava dilekçesinde belirtilen adresin yer aldığını, poliçe devam ederken poliçede yer alan bilgilerde yapılan değişikliklerin müvekkiline bildirilmesi gerektiğini, davalının bu yükümlülüğe aykırı davrandığını, TK’nın 35/4 maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adreslerinin esas alınacağını, bu nedenle dosyada davalıya yapılan tebligatların TK’nın 35.maddesine göre usulüne uygun olduğunu, HMK’nın 375.maddesinde yargılamanın iadesi sebeplerinin gösterildiğini, bu sebepler arasında usulsüz tebligatın sayılmadığını, davalı için kanunda aranan yargılamanın iadesi sebeplerinin mevcut olmadığını, yargılamanın iadesi talebinin esasına girilmeden reddi gerektiğini savunarak, yargılamanın iadesi talebinin reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda; talep, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dosyada davalı adına çıkarılan tebligatların usulüne uygun tebliğ edilmemesinin yargılamanın iadesi şartlarından olmadığı, gerekçeli kararın davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, bu haliyle şeklen yapılan kesinleştirme işleminin usulüne uygun olmadığı, mahkeme kararının kesinleştirme işleminin şeklen yapılmış olmasının kararın hukuken kesinleştiği anlamına gelmeyeceği, dosyada davalı adına çıkarılan tebligatların usulüne uygun tebliğ edilmemesinin kanun yolu incelemesi ile giderilebileceği, hukuken kesinleşmemiş kararla ilgili yargılamanın iadesi talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle yasal şartları bulunmayan yargılamanın iadesi talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili, davada müvekkiline hiçbir tebligat yapılmaksızın yokluğunda davanın sonuçlandırıldığını, davacının limited şirket olan müvekkilinin son adresini ticaret sicilden araştırıp güncel adresine tebligat yaptırması gerektiğini, mahkemenin de ticaret sicilden müvekkilinin güncel adresini tespit ederek davaya devam etmesi gerektiğini, bir kimsenin hakkında açılan davadan haberdar edilmeksizin hakkında karar verilmesinin anayasaya, evrensel hukuka, insan haklarına ve adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu, savunma hakkı verilmeksizin mahkeme kararı oluşturulamayacağını, mahkemenin müvekkilinin kendi cevaplarını ve delillerini sunma imkanı sağlaması gerektiğini, yargılamanın iadesi talebinin reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep, usulsüz tebligat nedeniyle yargılamanın iadesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Talep, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, dosyada davalıya yapılan tebligatların usulsüz olması nedenine dayalı kaldırılması istemine ilişkin yargılamanın iadesi talebidir. Mahkemece dosyada davalıya gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, bu haliyle şeklen yapılan kesinleştirme işleminin usulüne uygun olmadığı, mahkeme kararının kesinleştirme işleminin şeklen yapılmış olmasının kararın hukuken kesinleştiği anlamına gelmeyeceği, dosyada davalı adına çıkarılan tebligatların usulüne uygun tebliğ edilmemesinin kanun yolu incelemesi ile giderilebileceği, hukuken kesinleşmemiş kararla ilgili yargılamanın iadesi talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekilinin ibraz ettiği Ticaret Sicil Gazetesi örneğinden davalı şirketin adresini 06.09.2018 tarihinde değiştirdiği ve adres değişikliğinin 12.09.2018 tarihinde tescil ve ilan edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu’nun 35/4 maddesi daha önce tebligat yapılmamış olsa bile tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adreslerinin esas alınacağını hükme bağlamıştır. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen yargılamanın iadesi yolu ile kaldırılması talep edilen karar, davalının değişiklikten önceki eski adresine Tebligat Kanunu 35.maddesine göre 27.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup tebliğ tarihinde davalı şirketin ticaret sicilinde tescilli adresi karar tebliğinin yapıldığı adres olmadığından ve davalı şirkete karar Tebligat Kanunu 35.maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden yargılamanın iadesi talebi ile kaldırılması talep edilen karar usulsüz tebligat nedeniyle kesinleşmemiştir. Yargılamanın iadesi yoluna gidilebilmesi için yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması talep edilen kararın yasal olarak kesinleşmesi gerekir. Kesinleşme şerhi verilerek kararın şeklen kesinleştirilmiş olması kararın yasal olarak kesinleştiği anlamına gelmez. Bu nedenlerle kararın usulsüz tebliği nedeniyle yasal olarak kesinleşmeyen karara karşı yapılan yargılamanın iadesi talebinin usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yargılamanın iadesini talep eden davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 21.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.