Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1995 E. 2022/114 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1995
KARAR NO : 2022/114

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29.09.2021
NUMARASI : 2021/321 E. 2021/541 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 19.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.01.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2021 tarih 2021/321 E. 2021/541 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı … tarafından, 14.05.2013 tarihinde münfesih olduğu gerekçesiyle müvekkilinin ortağı bulunduğu … ‘nin 26.09.2013 tarihinde resen terkin edildiğini, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/367 Esas ve 2019/949 Karar sayılı dosyasına 05.12.2019 tarihli yazı ile yapılan bildirimi üzerine durumun öğrenildiğini, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/367 esas sayılı dosyası ile yaklaşık 10 adet davanın derdest olduğunu, bu davaların birçoğunun 1997 yılından beri devam eden davalar olduğunu, şirketin leh ve aleyhinde İzmir İcra Müdürlükleri nezdinde devam eden icra takiplerinin bulunduğunu ileri sürerek, kapatma kararının iptali ile, … ‘ nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, ihyası istenilen şirketin en son genel kurulunun 02.03.2011 tarihinde tescil edildiğini, bu tarihten sonra herhangi bir genel kurul tescili yapılmadığını, 6102 sayılı TTK nun geçici 7. maddesi uyarınca, münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ gereği 14.05.2013 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğu, bu hususun 21.05.2013 tarih ve 8324 sayılı ticaret sicil gazetesinde yayımlandığını, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 26.09.2013 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini, bu hususunda da ticaret sicil gazetesinde yayımlandığını, yapılan kayıt silme işleminin tamamen kanun hükmünün uygulanması olduğunu, …. ün davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olup davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre ; İzmir 13.İcra Müdürlüğünün 2019/16165 E., İzmir 9.İcra Müdürlüğünün 2012/1921 E. ve İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/367 E. 2019/949 K.sayılı dosyaları ile davacı tarafından tespit edilemeyen başka takip ve dava dosyalarında ihyası istenilen … ‘nin borçlu ve davalı konumunda bulunduğu, taraf olduğu dosyalarda şirketin temsilinin zorunlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, …’nin ihyasına, şirket müdürü …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, re’sen kapatmaya ilişkin …. ğü kararının TTK’nın ilgili Geçici 7. maddesi’ne dayandırıldığını, ancak kararın Geçici 7 /2 maddesi kapsamında tesisinin hukuken mümkün olmadığını, şirketin tarafı bulunduğu süregelen davalar olduğundan, re’sen kapatma kararının geçersiz olduğu göz önünde bulundurularak, kararın geçersizliğinin tespiti ile belirtilen nedenlerle re’sen kapatma işleminin iptaline karar verilmesi gerektiğini, … ‘nin yargılaması süren dava dosyaları ve takibi devam eden alacaklı ve borçlu bulunduğu icra takiplerinin mevcut olduğunu, Yargıtay içtihatları, ilgili kanun ve uygulama da göz önünde bulundurulduğunda halen yargılamanın tarafı bulunan şirkete ilişkin tasfiye sürecine karar verilmesi ve tasfiye memuru atanmasının da hatalı olduğunu, mahkemece şirketin tasfiye haline alınarak tesciline karar verilmesi şeklinde hüküm kurulmasının; kanuna, Yargıtay’ın Geçici 7. maddenin uygulamasına ilişkin içtihatlarına ve usule aykırı olduğunu, davalı … yalnızca yasal hasım olmayıp ayrıca hatalı işlemin tesisi yönünden eksik inceleme ile karar vermiş olması sebebi ile kusur sahibi olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, re’sen kapatma kararının geçersizliğinin tespiti ile re’sen kapatma işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen yapılan terkin işleminin iptali ve ihya kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 11. fıkrası gereğince şirketin ticaret sicilinden resen kaydının silinmesi için …. nün evvela geçici 7. maddenin 4/a ve 4/b fıkralarında gösterilen hususları yerine getirmesi gereklidir. …. yasada gösterilen bu usule uymadan şirketin kaydını sicilden terkin ettiği takdirde ticaret sicilinden silinme işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verilebilir ( Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 15/06/2020 tarih 2020/1592 E.- 2020/2881 K. Sayılı içtihatı )
Somut olayda, …. ‘nden mahkemenin müzekkere yazısına istinaden gönderilen belgeler ile davalı … nün cevap layihasının ekinde, resen terkin işlemlerinin yasaya uygun yapıldığına ilişkin iddialarının ispatı için sunulan belgelerin incelenmesinde, sadece Ticaret Sicil Gazetesi ilanının bulunduğu, TTK’nın geçici 7 / 4.a maddesi uyarınca ,resen terkin işlemi yapılan şirketin temsil ve ilzam ile yetkilendirilmiş yöneticilerine ihtar gönderilmediği görülmektedir. Bu durumda, …. yasada gösterilen bu usule uymadan şirketin kaydını sicilden terkin ettiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesince, şirketin ihyası ile yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ihya edilen şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf itirazları bu sebeplerle, yerindedir. Kabule göre yapılan değerlendirmede ise, ihyası istenen şirketin davacı ve davalı olduğu davalar devam ederken, davalı tarafça resen terkin işleminin yapılmış olması nedeniyle, iş bu davanın açılmak zorunda kalınmasına ve 6100 sayılı HMK’ nın 326. maddesindeki, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlemesine göre, ilk derece mahkemesince davalı aleyhine vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmemesi de doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçe ışığında, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile terkin işleminin iptaline, davalı tarafça TTK hükümlerine aykırı olarak terkin işlemi yapılması soncu dava açılmasına sebebiyet verilmiş olduğundan, davanın yargılama giderleri ile vekalet ücretindenden sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2021 tarih 2021/321 E. 2021/541 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜNE,
…’nün, … hakkındaki 26.09.2013 tarihli terkin işleminin iptali ile şirketin İHYASINA ve …’ne TESCİLİNE,
Tescil kararı ve işlemlerinin ilanına,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcından başlangıçta peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 26,30 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 119,75 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 236,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Sarfedilmemiş gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 75,50 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 237,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19.01.2022