Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/197 E. 2021/721 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/197
KARAR NO : 2021/721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.12.2020
NUMARASI : 2020/686 Esas
İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 16.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.06.2021
İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.12.2020 tarih 2020/686 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen (davacı) vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye ….. tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkilinin davalı …….’nin ortağı ve eski yöneticisi olup İzmir Sulh Ceza Mahkemesinin 29.09.2016 tarih 2016/3664D.İş sayılı kararıyla davalı …..’nin şirkete kayyım olarak tayin edildiğini, kayyımın basiretli tacir olarak davranması gerektiğini, davalı …..’nin davalı şirkete ait 48 adet taşınmazı satışa çıkarmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı ….. yönetimi ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, savcılığın MASAK’a zimmet araştırması nedeniyle yazı yazdığını, buna rağmen davalı …..’nin satış ihale ilanı yaptığını, ihaleye çıkartılan binlerce dönüm tarım arazisinin satılmasının şirket bütünlüğünün tamamen yitirmesi sonucunu doğuracağını, kayyımın idare kayyımı vasfı taşıdığını, taşınmaz satış kararı alamayacağını, davalı şirketin davalı ….. tarafından devralınan şirket olmadığını, ayrıca taşınmazların 6.610.000,00 TL olarak çok düşük miktarda ihaleye çıkarıldığını, oysa ki değerinin 55.398.588,00 TL olduğunu, şirketin tamamının 31.000.000,00 TL’ ye satılmasının kabul edilemeyeceğini, genel kurulun mahkeme izniyle toplanması gerektiğini, şirketin ve taşınmazların 3. kişiye ya da kurumlara satılması halinde telavfisi imkansız zararlar doğacağını ileri sürerek, genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, şirketin menfaatleri doğrultusunda genel kurulun toplanmasına, şirketin satış kararının iptaline dair açtığı davada dava dilekçesiyle şirketin ve 48 adet taşınmaz satışının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ….. vekili, 668 sayılı KHK’nın 38. maddesi uyarınca olağanüstü hal süresince yayımlanan KHK’lar kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, davacının ….. şirketine ait 48 adet taşınmazın satışı kararının iptali ve satışın durdurulması talebiyle açtığı İstanbul 20. ATM’nin 2020/268E sayılı dosyasında davalı şirkete ait taşınmazların satışına ilişkin kararların idari işlem olması nedeniyle yargı yolu caiz olmadığından davanın reddine karar verildiğini, derdestliğin söz konusu olduğunu, şirket faaliyetlerinin devamı için ek kaynak ihtiyacı bulunduğunu, şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesi için satışın zorunluluk arz ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacı ortak hakkında ve dava dışı bir bölüm ortaklar yönünden soruşturma dosyasında Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile yönetim kayyımı atanmasına karar verildiği ve bu kararın halen geçerliliğini koruduğu, 674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 19. maddesinin dokuzuncu ve onuncu fıkrası gereğince genel kurul kararı hakkında 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, bir başka deyişle kararın Asliye Ticaret Mahkemelerinde iptalinin veya yok hükmünde olduğunun tespitinin talep edilemeyeceği, buna bağlı olarak TTK’nun 449. maddesindeki prosedürün uygulanarak kararın yürütmesinin geri bırakılması konusunda bir karar verilmesinin mümkün bulunmadığı gibi aksi düşünülse dahi TMK’nun 389 ve TTK’nun 449. maddeleri hükümleri çerçevesinde davacı tarafın alınan kararın usul ve yasa ile şirketin mevcut durumuna ve şirket menfaatine aykırı olduğuna dair kanaat oluşturacak nitelikte delil ve belge örnekleri sunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili,….. tarafından atanan kayyum heyeti yalnızca şirketin olağan yönetim iş ve işlemlerini yapmakla yükümlü olup aslen şirketi aldığı anki ticari durum ve itibarı ile korumak yükümlülüğü altında olduğunu, müvekkilinin mal varlığının müsadere edilmediğini, CMK’nun 133. maddesi kapsamında tedbir olarak şirket yönetimine kayyım tayin edildiğini, mülkiyet hakkının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Prokol ve Anayasamızın 35. maddesi ile mutlak koruma altında olduğunu, şirketin malvarlığının suç icrası ile elde ettiğine dair delilin söz konusu ollmadığı, şirketin taşınmazlarının satışının geri dönüşü imkansız zararlara neden olacağını, ihtiyati tedbir kararı yargılamanın esasını etkileyecek nitelikte olmayan bir hukuki kuruma olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasına, şirkete ait taşınmazların 26.01.2021 tarihinde yapılacak satışının tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
TTK’nın 449/1. maddesinde “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda CMK’nın 133 maddesi uyarınca ceza mahkemesince şirkete kayyım atanmasına istinaden davacı ortak tarafından kayyım olarak atanan ….. ve şirket aleyhine genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve şirkete ait malların satışının durdurulması istemli açılan davada satışın ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması talebinde bulunulmuştur. İstinaf aşamasından sonra mahkemece davalı ….. hakkında açılan davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine, davalı şirket hakkındaki davanın da derdestlik nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. İhtiyati tedbir talebinin reddi kararının karar tarihi itibariyle dosyadaki delillere göre HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulu yerine getirilmediği için ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen (davacı) tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16.06.2021