Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/196 E. 2021/549 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/196
KARAR NO : 2021/549

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.11.2020
NUMARASI : 2020/333 E.

İTALEP KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 26.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 26.04.2021

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.11.2020 tarih 2020/333 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati hacze itiraz edenler vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı … arasında imzalanan 27.09.2017 ve 25.02.2019 tarihli kredi sözleşmelerine istinaden bu şirkete kredi kullandırdığını, borçlu şirketin tek ortağı olan …’ın da müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, kredi alacağının tahsil edilememesi üzerine çeşitli takipler başlatıldığını, itiraz edilmeksizin kesinleşen takipler neticesinde borçlu şirketin tüm borcu karşılamaya yönelik haczi kabil malı bulunamadığının ortaya çıktığını, kredi borçlusu şirketin …. ile eşi olan davalı …. tarafından kurulduğunu, şirketin tüm bilinen adreslerinde haciz işlemi gerçekleştirilmiş ise de borçlunun adresten taşındığı ve adresinin boş olduğunun tespit edildiğini, davalı …. ‘a ait …. işyerinin 04.02.2019 tarihinde borçlu şirketin ödemelerini aksattığı bir dönemde borçlu şirket ile aynı adreste aynı faaliyet alanında iştigale başladığını, müvekkili tarafından yapılan istihbarat çalışması neticesinde borçlunun faaliyet gösterdiği …. Mah. …. Cad. No: …. …. adresinde menkul haczine gidildiğini, ardeste borçlu …. ‘ın adreste …. ile davalı …. adına işlemleri kendisi tarafından yürüttüğünü, eşi …. ‘ın ….. ‘da çalıştığından gelemeyeceğini ifade ettiğini, haciz mahallinde borçlunun hazır olması ve borçlu firma adına çok sayıda belgenin(siparişle ve tahsilat fişi vs) bulunması sebebiyle adresin borçlu şirket tarafından kullanıldığı tespit edilerek muhafaza işlemine geçildiğini, tüm bu hususlar dahi borçlu şirket ile davalıların aynı adreslerde faaliyet gösterdiğini açıkca ortaya koyduğunu, …. ile borçlu …. ‘nin adres, sabit telefon, cep telefonu ve faks numarası, mail adresi, internet sitesi, pos cihası, kaşe, tahsilat makbuzları ve posta zarfları gibi ticari hayatın devamı için zorunlu olan unsurlarını ortak olarak kullandıklarını, davalı …. ‘nin merkezinin 20.02.2019 tarihinde …. /İzmir’e nakledildiğini, esas faaliyet alanı inşaat işleri olsa da şirketin …. adresinde klima ticareti yaptığını, borçlu …. şirketinin internet sitesi olan …. sayfasında firmanın resmi adını davalı …. olarak belirtiğini, iletişim sekmesinde firma adının …. , Gizlilik ve Güvenlik sekmesinde “Mağazamızda verilen tüm servisler ve tüm markalar …. Mah. …. Cad. No. ….. …. adresinde kayıtlı …. firmamıza aittir ve firmamız tarafından işletilir.” ifadelerine yer verildiğini, müvekkili tarafından …. Mah. ….. Cad. No:…. ….. adresinde davalı ….. şirketinin faaliyet gösterdiğinin tespit edildiğini, haciz mahallinde davalı …. şirketine ait pos cihazının bulunduğunu, davalı ….. şirketi tarafından düzenlenen 07.09.2019 tarihli sipariş fişinin borçlu …. tarafından imzalandığını, davalı ….. şirketi tarafından borçlu ….. adına kart vizit basıldığını, kartvizit ile borçlu şirkete ait adres, sabit ve cep telefonunu numarası, mail ve internet adresinin ortak olduğunu, hazır bulunan borçlu ….. ‘ın söz konusu adreste ….. şirketinin faaliyet gösterdiğini, işlemlerinin bu firmalar adına borçlu tarafından yürütüldüğünü beyan ettiğini, ….. şirketinin merkez adresinde yapılan menkul haczi işlemleri sırasında şirket yetkilisinin bir dönem ….. ‘ın satış işlemlerini gerçekleştirdiğini belirttiğini, borçlu ….. şirketinin 02.09.2019 tarihli satış sözleşmesinden doğan satış bedeli davalı ….. şirketine ait pos cihazından, davalı ….. şirketinin 07.09.2019 tarihli satış sözleşmesinden doğan satış bedelinin borçlunun eşi davalıya ait ….. işyerine ait pos cihazından tahsil edildiğini, davalı ….. şirketinin 02.09.2010 tarihli bir başka satış sözleşmesinde ….. kaşesi basıldığını, borçlu …. tarafından imzalandığını, yine davalı …. şirketinin şubesinde gerçekleştirilen menkul haciz işlemlerinde …. ve davalı …. şirketi ile birlikte borçlu …. tarafından da faaliyet gösterdiğine dair çok sayıda satış sözleşmesi, fatura ve tahsilat makbuzu tespit edildiğini, borçlu şirketin en çok satış yaptığı “….com” alışveriş sitesinde şirket unvanı olarak …. , işletme adı olarak ….. bildirildiğini, böylelikle kredi borçlusu ….. hukuki boşluk ve bankadan mal kaçırmak amacıyla faaliyetlerini davalı ….. ve davalı …. üzerinden sürdürdüğünü, bunlarla arasında organik bağ bulunduğunu, muvazaa, namı müstear ve perdenin aralanması söz konusu olduğunu ileri sürerek, davalıların tüm malvarlıklarının ….. ‘ne aidiyetinin tespitine, bu bağlamda muvazza sebebiyle davalılar hakkında cebri icra yapma yetkisi verilmesine, davalıların tespit edilecek diğer mal varlıkları yönünden müzekkeler yazılarak sahiplerinin …. ‘ne ait olduğunun ve buna göre kayıtlarının düzeltilmesinin hüküm altına alınmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 100.00,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle açtığı davada, davalıların tüm malvarlığı üzerine ve şirketin tüm hisseleri ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine 599.947,09 TL alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin kısmen kabulü ile dava değeri olan 100.000,00 TL ile sınırlı olarak davalıların taşınır taşınmaz malvarlığı ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ : İhtiyati hacze itiraz eden davalı ….. vekili, namı müstear, muvazaa, perdenin aralanması iddialarının yargılamayı gerektirdiğini, yaklaşık ispat koşullarının bulunmadığını, müvekkilinin davalı bankaya borcunun söz konusu olmadığını savunarak, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına bu süreçte 100.000,00 TL nakit veya mahkemece muteber bir teminat mektubu karşılığında müvekkili şirket aleyhine verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden davalı …. vekili,müvekkiline ait işyeri ….. Mah. No:…. adresinde kurulu olduğu halde borçlu …. firmasının No:… adresinde faaliyet gösterdiğini, adreslerin aynı olmadığını, müvekkilinin işyerinin paravan bir işyeri olmayıp 2006 yılında faaliyete başladığını, müvekkilinin faaliyetine bir süre ara verdikten sonra tekrar faaliyetine devam ettiğini, haciz tutanağında imzası bulunmayan …. isimli 3. kişinin işleri yürüttüğüne dair beyanlarına tek başına itibar edilemeyeceğini, müvekkili ile …. ‘ın evli olması nedeniyle birbirlerinin işyerine gidip gelebileceklerini, dosyaya sunulan zarf, resmi olmayan müşteri takibi için kullanılan satış sözleşmeleri, makbuzlar ve tabelanın …. ile bir ilgisi olmayıp tamamen ….. ‘a ait kayıt ve evraklardan oluştuğunu, mahkeme gerekçesinde hatalar bulunduğunu, perdenin aralanması teorisinin ancak borçlu şirketin ortakları hakkında uygulanabileceğini, davalıların alacaklıları zarara uğrattıkları hususunda dosya içerisinde bir delil bulunmadığını, ispat koşulu gerçekleşse bile tazminatın ancak şirket lehine hükmedilmesi gerektiğini, davacı bankanın zaten dava dışı borçlu şirketin teminat gösterdiği taşınmazı sattığını, yine 25.630.00 TL ödeme yapıldığını, 112.000.00 TL değerinde aracın halen hacizde ve kapalı olduğu için perdenin aralanmasından söz edilemeyeceğini, muvazaanın ve namı müstearın mevcut olmadığını savunarak ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme neticesinde, borçlu firma ile aynı adreste faaliyet gösterdiklerine dair ticaret sicil kayıtları ve telefon numaraları, ….. ‘ın 13. İcra Müdürlüğünün 2019/ 12552 Esas sayılı dosyasında bulunan haciz tutanağında “…. şirketi adına işlemleri ben yürütüyorum” beyanı, borçlu şirket tarafından düzenlenen bir kısım faturaların ….. – …. firması tarafından tahsil edilmesi, ekli faturalar, dosya içeriğinde mevcut icra dosyaları, haciz tutanakları, kart vizit, kira sözleşmesi, vergi levhası, sipariş fişleri, tahsilat makbuzları ve pos cihazları dikkate alındığında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati hacze itiraz eden davalı ….. vekili, 02.11.2020 tarihli duruşmaya mazeret göndermiş olmalarına rağmen mazeretleri hakkında olumlu, olumsuz bir hüküm kurulmadığını, itirazlarının kabul edilmemesi halinde takdir olunacak nakdi ve muteber bir teminat mektubu karşılığında ihtiyati haciz kararının bu teminat üzerinden vaazına dair talepleri hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini, namı müstear, muvazaa, perdenin aralanması iddialarının yargılamayı gerektirdiğini, yaklaşık ispat koşullarının bulunmadığını, müvekkilinin davalı bankaya borcunun söz konusu olmadığını, mahkemece yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiği belirtmiş ise de dava dışı …… adlı şahsın kendisince baştırmış olduğu kartvizit ve beyanlardan yola çıkarak kanaat edildiğini, müvekkili firmanın yetkilisi …..’nun böyle bir beyanın söz konusu olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden davalı ….. vekili, müvekkiline ait işyeri …. Mah. No:…. adresinde kurulu olduğu halde borçlu ….. firmasının No:…. adresinde faaliyet gösterdiğini, adreslerin aynı olmadığını, müvekkilinin işyerinin paravan bir işyeri olmayıp 2006 yılında faaliyete başladığını, müvekkilinin faaliyetine bir süre ara verdikten sonra tekrar faaliyetine devam ettiğini, haciz tutanağında imzası bulunmayan …. isimli 3. kişinin işleri kendisinin yürüttüğüne dair beyanlarına tek başına itibar edilemeyeceğini, müvekkili ile … ‘ın evli olması nedeniyle birbirlerinin işyerine gidip gelebileceklerini, dosyaya sunulan zarf, resmi olmayan müşteri takibi için kullanılan satış sözleşmeleri, makbuzlar ve tabelanın ….. ile bir ilgisi olmayıp tamamen …. ‘a ait kayıt ve evraklardan oluştuğunu, mahkeme gerekçesinde hatalar bulunduğunu, perdenin aralanması teorisinin ancak borçlu şirketin ortakları hakkında uygulanabileceğini, davalıların alacaklıları zarara uğrattıkları hususunda dosya içerisinde bir delil bulunmadığını, ispat koşulu gerçekleşse bile tazminatın ancak şirket lehine hükmedilmesi gerektiğini, davacı bankanın zaten dava dışı borçlu şirketin teminat gösterdiği taşınmazı sattığını, yine 25.630.00 TL ödeme yapıldığını, 112.000.00 TL değerinde aracın halen hacizde ve kapalı olduğu için perdenin aralanmasından söz edilemeyeceğini, muvazaanın ve namı müstearın mevcut olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep ihtiyati haciz istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince itirazın reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir.
Somut olayda, davacı vekili dava dışı borçlu şirkete kullandırılan kredi borcunun tahsil edilemediğini, davalılar ile borçlu şirket arasında organik ilişki bulunduğunu ileri sürerek muvazaa, namı müstear ve perdenin aralanması ilkeleri doğrultusunda açtığı tazminat davasında ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilmesi için tam ispat gerekmeyip yaklaşık ispat yeterli olmakla dava dilekçesinde bildirilen delillerle şimdilik yaklaşık ispat koşulu yerine getirildiğinden ihtiyati hacze itirazın reddi doğru bulunmuştur.
Her ne kadar ihtiyati hacze itiraz eden davalı …. şirketi vekili, ihtiyati hacze itiraz duruşmasına gönderdikleri mazeret dilekçesinin dikkate alınmadan karar verildiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de İİK’nın 265/3. maddesi uyarınca tarafların davet edilmesi yeterli olup işin mahiyeti gereği acil işlerden olması nedeniyle yokluğunda karar verilmesi mümkün bulunduğundan mazeret talebi değerlendirilmeksizin gıyapta karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden davalı …. vekili ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde itirazın kabul edilmemesi halinde 100.000,00 TL teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması talebinde bulunmuş olup anılan talep İİK’nın 263. maddesi kapsamında kalmakla mahkemece değerlendirilmemesi doğru değil ise de İİK 263. maddesi kapsamındaki talepler HMK’nın 341. maddesi uyarınca istinafı kabil olmayıp İİK’da da bu yönde açık bir düzenleme bulunmadığından istinafen incelenmesi mümkün değildir. Davalı şirket vekilinin talebi üzerine mahkemece bu konuda her zaman değerlendirme yapılması mümkün olduğundan bu durum kararın kaldırılmasını gerektirmemektedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İhtiyati hacze itiraz eden davalı ….. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati hacze itiraz eden davalı …. yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 43,30 TL’nin ihtiyati hacze itiraz eden davalı …. ‘dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İhtiyati hacze itiraz eden davalı ….. yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 43,30 TL’nin ihtiyati hacze itiraz eden davalı ….’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati hacze itiraz eden davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 26.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.