Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1926 E. 2021/1569 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1926
KARAR NO : 2021/1569

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01.11.2021
NUMARASI : 2020/42 Esas
TALEBİN KONUSU :İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 21.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.12.2021

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 01.11.2021 tarih 2020/42 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davalı-birleşen 2021/139 E sayılı dosyada davacı … AŞ. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen asıl davada davalı/birleşen dosyada davacı vekili, birleşen davada, davalı adına tescilli 2016/06127 sayılı “Av tüfeği” başlıklı tasarımının yenilik unsuru taşımadığını, kötüniyetli tescil edildiğini ileri sürerek tasarımın hükümsüzlüğü istemiyle açtığı davada dava dilekçesiyle davalının tasarımdan kaynaklı haklarının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 2020/42 E sayılı asıl davada alınan bilirkişi raporları ve deliller dikkate alındığında SMK’nın 159. maddesinde aranan yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbirin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :İhtiyati tedbir isteyen birleşen davada davacı vekili, birleşen dava dilekçesinde açıklandığı üzere hükümsüz kılınması gereken ve kötü niyetli bir başvuru sonucu gerçekleşen tasarım tescili müvekkiline karşı yaptırım aracı olarak kullanıldığını, müvekkilinin iş çevresi ve ticari işlemleri bakımından ciddi zarara uğradığını, mahkemenini asıl dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna ve delillere işaret etmesinin doğru olmadığını, asıl davanın tasarıma tecavüzü ilişkin olduğunu, birleşen davada ise tasarımın hükümsüzlüğü istendiği ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar birleşen davada henüz tüm deliller sunulmadan karar verildiğini istinaf nedini olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Talep ihtiyati tedbiri istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesinde “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.(2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalıdır: a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması. c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi. (3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta, birleşen davada davacı/asıl davada davalı vekili, tasarımın hükümsüzlüğü istemiyle açtığı birleşen davada tasarım hakkı sahibi olan davalının tasarımdan doğan haklarını kullanmaması yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Henüz dilekçeler aşamasındaki davada yaklaşık ispat koşulu bulunmadığı gibi davanın sonunda elde edilebilecek bir durumun tedbir yoluyla hüküm altına alınamayacağı için ihtiyati tedbir talebinin rededilmesine dair kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen birleşen davada davacı/ asıl davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen birleşen davada davacı/ asıl davada davalı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen birleşen davada davacı/ asıl davada davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen birleşen davada davacı/ asıl davada davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21.12.2021