Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/190 E. 2022/1609 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/190
KARAR NO : 2022/1609

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.12.2020
NUMARASI : 2019/430 Esas 2020/407 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.11.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2020 tarih 2019/430 Esas 2020/407 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, …’un sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın karıştığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacıların oğlu …’in vefat ettiğini, araç sürücüsü …’un kazada vefat etmesi nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, aracın kaza tarihi itibariyle … Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS kapsamında sigortalı olduğunu, davacılar tarafından yapılan başvuru üzerinde davalı sigorta şirketinin baba …’e 30.790,00-TL, anne …’e 54.955,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, zararın tam karşılanmadığını, müteveffanın sahip olduğu özel müzik yeteneği ile aylık en az 10.000-USD gelir elde edebileceği belirterek; belirsiz alacak davası şeklinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ayrı ayrı 2.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş, 22.05.2020 tarihli dilekçesi ile tazminat talebini davacı … için 28.028,55-TL, … için ise 16.075,19-TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP : davalı vekili, … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile teminat altına alındığını, davacılara toplam 85.745,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin haksız olduğunu, zorunlu mali sorumluluk genel şartları kapsamında aktüerya uzmanı tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, davacılara ödeme yapılmakla davalının başkaca sorumluluğunun kalmadığını, kusur oranının tespiti için rapor alınması gerektiğini, müteveffanın gelirinin asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu trafik kazasında yolcu konumunda bulunan davacıya kusur atfedilmediği, hatır taşıması savunmasının itiraz değil defi olduğu, süresinde ileri sürülmediğinden hatır taşıması indirimi yapılmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat tutarının, davacıların destekten yoksun kalma tazminatını karşılamadığı, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin güncellenmesi ile birlikte mahsubuyla davacılar anne … için 28.028,55-TL, baba … için 16.075,19-TL bakiye destek zararının bulunduğu, belirtilerek; davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, babanın destekten çıkmasından sonra payı anneye hatalı aktarıldığını, hak sahibi anne için uygulanan destek oranları toplamı olması gerekenden daha yüksek belirlendiğini, hatır taşıması bulunduğunu, araç sürücünün alkollü olup olmadığına dair araştırma yapılmadığını, müteveffanın araç sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi halinde müterafik kusurun söz konusu olacağını, davacılara yapılan ödemenin yeterli olduğunu, kusur incelemesi yapılmadığı, kusur raporu alınması gerektiğini, ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden faiz yürütülmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davalının istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, ZMMS poliçesi kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı dava … plakalı aracın tek taraflı karıştığı trafik kazası neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan davacının müşterek çocukları… ‘in vefat ettiği, dosya kazandırılan hesap bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olmadığı, asgari ücret üzerinden davacıların toplam 44.103.74-TL destekten yoksun kalma zararının oluştuğu tespit edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve2011/17-142 Esas – 2011/411 Karar, 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 Esas – 2012/92 Karar, 16/1.2013 tarih ve 2012/17-1491 Esas – 2012/411 Karar ve Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 Esas – 2013/7276 Karar sayılı ilamları) Dolayısıyla, davacıların zararından davalı sigorta şirketinin, sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir. Zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti davalı sigorta şirketi üzerinde olup, sigorta şirketinin zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir.
Davacının yolcu konumunda olduğu ve kaza tespit tutanağına göre sigortalı aracın karıştığı tek taraflı kazada hayatını kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde başkaca da etkili bir unsur bulunmadığı dikkate alındığında, İDM tarafından kusur raporu alınmaksızın davalı sigortalı araç sürücüsü tam kusurlu kabul edilmek suretiyle karar verilmiş olmasında bir usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.(Yargıtay 4. HDB’nın 07.03.2022 tarih ve 2021/11301 E. – 2022/4023 K. sayılı ilamı )
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. TBK 51. madde vd gereğince, hâkim, tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Hatır taşıması savunması defi niteliğinde olup, süresinde verilecek cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Süresinde ileri sürülmeyen bu definin istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün değildir. Davalı tarafından cevap dilekçesinde hatır taşıması defi ileri sürülmemesi ve savunmanın genişletilmesine davacı tarafın açık muvafakatinin de bulunmamasına göre, davalı vekilinin hatır taşıması indirimine yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. ( Yargıtay 17. HDB’ nın 21.12.2019 tarih ve 2016/7771 E. 2019/1835 K. sayılı ilamı )
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Davalının ileri sürüdüğü şekilde sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binilmesi halinde müterafik kusurun varılığı söz konusu olabilir ise de soruşturma dosyası kapmasında düzenlenen otopsi raporuna göre müteveffa ve sigorta araç sürücüsünün alkollü olmadığı aksinin de davalı tarafından ispat edilemediği anlaşıldığından belirlenen tazminattan indirim yapılmamasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Tazminat isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda 1931 tarihli PMF cetvellerine göre saptanmakta ise de gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle TRH 2010 yaşam tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi güncel veriler ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam yönteminin kullanılması gerekir. ( Yargıtay 4. HDB’nın 03.01.2022 tarih ve 2021/9412 E – 2022/3622 K., 17. HDB’nin 23.03.2021 tarih 2020/ 6173 E. – 2021/ 3121 K. sayılı ilamları ) Aynı şekilde, yeni genel şartlar zamanında düzenlenen poliçelerde yeni genel şartlardaki hesaplama tekniği uygulanamayacağı için tazminat hesabında eski uygulamalardaki gibi progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi icap etmektedir. (Yargıtay 17. HDB’nin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 E. 20121/1848 K. sayılı ilamı ) Her ne kadar bilirkişi tarafından 1,8 teknik faiz esas alınarak hesaplama yapılmış ise de istinaf edenin sıfatına göre bu husus esasa etkili görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusurun olayın oluş şeklline ve dosya kapsamına uygun olarak tespit edilmesine, pay dağıtımının yerleşik ilke ve esaslara uygun olarak yapılmasına, davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce yapılan ödemelerin zarar ve yararın denkleştirilmesi kuralı gereğince hesap tarihine göre güncellenerek hesaplanan tazminattan indirilmesine, tazminatın poliçe limitini aşmayacak şekilde hüküm altına alınmasına ve hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 3.012,72 TL’den peşin alınan 949,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.063,42 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04.11.2022