Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1872 E. 2021/1462 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/1872
KARAR NO : 2021/1462

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2021
NUMARASI : 2020/440 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 02.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.12.2021

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.10.2021 tarih 2020/440 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati haciz isteyen (alacaklı) vekili, davalının keşidecisi olduğu 31.12.2019 tarihli 200.000,00 TL, 30.11.2019 keşide tarihli 150.000,00 TL meblağlı çeklerin ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, çek bedellerinin tahsili için başlatılan takibe davalının imzaya ve borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalı şirket yetkisili hakkında savcılığa yaptıkları şikayet üzerine verdiği ifadede çeklerdeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali, bu mümkün olmazsa sebepsiz zenginleşme nedeniyle çek bedelinin tahsili istemiyle açtığı davada, dava dilekçesiyle davalı şirket adına kayıtlı vasıta ve taşınmazlardan borca yeter miktarı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, alacağın varlığı, miktarı ile talebin haklılığı hususlarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI: Dairemizin 2021/83 E. 2021/316 K. sayılı ilamı ile; ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin, müvekkilinin ciro yoluyla çek hamili olduğunu ileri sürerek, iki adet çeke dayalı olarak keşideci şirket (davalı) hakkında ihtiyati haciz talep ettiği, çekteki imzaya itiraz, davanın esasını ilgilendiriyor ise de, İİK’nın 257/1. maddesi gözetildiğinde ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığı gibi ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında da kabul edilmediği, bu nedenle, mahkemenin alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığı, ne var ki gerek fiziki gerek Uyap’taki belgeler arasında çekin arka yüzünün fotokopisi bulunmadığı için ihtiyati haciz isteyenin yetkili hamil olup olmadığının anlaşılamadığı, mahkemece çekin arka yüzü incelenerek ihtiyati haciz isteyenin yetkili hamil olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece 25.03.2021 tarihli ara karar ile, davacı vekili tarafından dava konusu edilen davalı şirketin keşidecisi olduğu 31/12/2019 keşide tarihli 1685179 seri numaralı 200.000,00 TL bedelli ve 30/11/2019 keşide tarihli 1685178 seri numaralı 150.000,00 TL bedelli çeklerin arka yüzlerini gösterir suretlerinin 24/03/2021 tarihinde ibraz edildiği, ihtiyati haciz isteyenin talebinin kanuna uygun görüldüğü, borcun vadesinin geçtiği ve rehinle temin edilemediği gerekçesiyle, İİK’nun 257. maddesi uyarınca borçlunun karar başlığındaki adresinde ve alacaklı tarafça gösterilen adreslerindeki menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının 350.000,00 TL borca yeter miktarının yasal sınırlamalar göz önünde tutularak ihtiyaten haczine, karşı tarafın ve 3. şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak % 20 oranında takdir olunan (70.000,00 TL) nakit veya müddetsiz bir banka teminat mektubunun ibrazında kararın yerine getirilmesi için bir örneğinin İcra Müdürlüğü’ne tevdii edilmek üzere talep eden tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili, talep edilen ihtiyati haczin kambiyo senetlerine ilişkin ihtiyati haciz olmadığını, dairemizce istinaf incelmesi sırasında hatalı değerlendirme yapıldığını, dava konusu çek sanki kambiyo senedi vasfı taşıyormuş gibi değerlendirme yapıldığını, çeklerin arka yüzlerinde bankanın karşılıksız kaşesi bulunmadığını, normal şartlar altında kambiyo senedi vasfı taşıyan belgeye dayanılarak açılan takiplerde zaten itirazın mahkemeye yapıldığını ve borçlu tarafından gerekli görülmesi halinde menfi tespit davası açıldığını, ancak dava konusu olayın itirazın iptali davası olduğunu, söz konusu ihtiyati haczin davanın esasına ilişkin olduğunu, davacının öncelikle 7 örnek olarak İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6417 E. sayılı dosyasında takip başlattığını, bu takibin durduğunu, duran dosyaya ihtiyati haciz kararı sunularak haciz yapılmasının mümkün olmadığını, durmakta olan icra dosyasına ihtiyati haciz kararı sunularak dosya borcunun tamamının icra müdürlüğüne yatırıldığını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, icra dosyasına yatırılan paranın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6417 E. sayılı dosyası ile mahkeme dosyası birlikte değerlendirildiğinde, verilen ihtiyati haciz kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili, davacı ile müvekkili şirket arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, çekin kambiyo vasfı taşımadığını, yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığını, ihtiyati haciz kararının davanın esası hakkında verilmiş bir karar niteliğinde olduğunu, davanın taraflar arasındaki olan temel ilişkiye dayandırılmadığını, sadece sebepsiz zenginleşmeye dayanarak alacağın tahsilinin istendiğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu gösteren delil sunulmadığını, ticari ilişkinin bulunmaması nedeniyle çekin tek başına borcun kanıtı olmadığını, ticari ilişki olmadan alınan çekin kambiyo senedi vasfını dahi yitirdiğini, davacının çek sebebiyle alacaklı olduğunu kanıtlaması gerektiğini, davacının iddiasını sebepsiz zenginleşmeye dayandırmaması nedeniyle vadesi gelmiş alacaktan bahsedilmeyeceğini, çeklerin arka yüzlerinde bankanın karşılıksız kaşesinin bulunmadığını, kambiyo senedi vasfı taşıyan belgeye dayanılarak açılan takiplerde itirazın mahkemeye yapıldığını, borçlu tarafından gerekli görülmesi halinde menfi tespit davası açıldığını, ancak davanın itirazın iptali talebi olduğunu, söz konusu ihtiyati haczin davanın esasına ilişkin olduğunu, davacının öncelikle 7 örnek olarak İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6417 E. sayılı dosyasında takip başlattığını, bu takibin durduğunu, duran dosyaya ihtiyati haciz kararı sunularak haciz yapılmasının mümkün olmadığını belirterek ihtiyati hacze itirazın reddine dair ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibine itirazın iptali, mümkün olmaması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çek bedelinin davalıdan tahsili, davalı şirket adına kayıtlı vasıta ve taşınmazlar üzerine borca yeter miktarda ihtiyati haciz konulması istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. İİK’nın 45. maddesi yollamasıyla aynı yasanın 167. maddesi uyarınca alacağın ipotekle teminat altına alınması, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmasına engel teşkil etmez.
Somut olayda ihtiyati haciz isteyen davacı vekili, müvekkilinin ciro yoluyla çek hamili olduğunu ileri sürerek, iki adet çeke dayalı olarak keşideci davalı şirket hakkında ihtiyati haciz talep etmiştir. Çekteki imzaya itiraz, davanın esasını ilgilendiriyor ise de, İİK’nın 257/1. maddesi gözetildiğinde ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığı gibi ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında da kabul edilmemektedir. Bu nedenle, mahkemenin alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği yönündeki gerekçesi yerinde değildir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz isteminin reddine dair ara kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizce dava konusu çekler temin edilip arka yüzleri incelenerek ihtiyati haciz isteyenin yetkili hamil olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, söz konusu ara kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekilince Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda takibe konu çeklerin fotokopileri dosyaya sunulmuş olup, çeklerin arka yüzlerinin incelenmesinde her iki çekin de davalı (lehtar) şirket tarafından davacıya ciro edildiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup itiraz eden davalı borçlunun istinaf itirazları yerinde değildir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati hacze itiraz eden davalı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati hacze itiraz eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati hacze itiraz eden davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.12.2021