Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1833 E. 2023/863 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1833
KARAR NO : 2023/863

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29.09.2021
NUMARASI : 2020/746 E. – 2021/521 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 05.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.06.2023

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2021 tarih 2020/746 E. – 2021/521 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacılar vekili, müvekkili …’ın eşi, diğer müvekkilleri …, … ve …’ın babaları olan …’ın 09.04.2020 tarihinde Yunanistan’da uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybettiğini, murisin davalı sigorta şirketi nezdinde bireysel kişisel güvence sigortasının bulunduğunu, poliçede yer alan vefat teminatı bedeli olan 400.000,00 TL’nin yasal sürede ödenmesinin 02.09.2020 tarihinde davalı şirketten talep edildiğini, ancak davalı şirket tarafından Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları 5/c maddesinde yer alan “Cürüm ve cinayet işlemek ve bunlara teşebbüs etmek” maddesine dayanılarak ödeme yapılmadığını, sigortalı müteveffanın cinayet kurbanı olarak hayatını kaybettiğini, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, davalı şirket aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün 2020/8898 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçede azami teminat limitlerinin vefat için 400.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, Ferdi Kaza Sigorta Genel Şartları’nda “Cürüm ve cinayet işlemek veya bunlara teşebbüs” durumunun sigorta teminatı dışında bırakıldığını, kazanın oluş şekli uyarınca söz konusu olayın poliçe teminatı kapsamında değerlendirilemeyeceğini, poliçede Kişisel Sorumluluk Teminat Harici Haller başlığı altında Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında kalan hasarların teminat harici olduğunun belirtildiğini, davaya konu hasarın Yunanistan sınırları içerisinde gerçekleştiğini, ölümün 09.04.2020 tarihinde gerçekleştiğini, ancak talebin 02.09.2020 tarihli dilekçe ile müvekkili şirkete bildirildiğini, ihbar yükümlülüğü süresine uyulmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sigorta uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 01.07.2021 tarihli raporda özetle; davacıların davalı sigorta şirketinden teminat örtüsü altında kalan vefat (ölüm) teminatı 400.000,00 TL’yi talep edebilecekleri, dava tarihi itibariyle kanuni faiz oranları 01/01/2020-31/12/2020 dönemi için %9 olarak belirtildiğinden 10.454,79 TL faiz talep edebilecekleri yönünde görüş bildirildiği; müteveffa …’ın tır şoförü olarak çalışmakta iken teslimat için gittiği Yunanistan/Atina’da 09.04.2020 tarihinde uyumakta olduğu tır içerisinde uğradığı saldırı sonucunda cinayet nedeniyle öldüğü, müteveffa …’ın davalı şirket tarafından 18.11.2019-18.11.2020 tarihinde bitmek üzere düzenlenen Bireysel Güvence Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı ve 400.000 TL vefat teminatı verildiği, …’ın Yunanistan/Atina’da uğradığı saldırı sonucu ani ve harici bir hadisenin tesiri ile iradesi dışında vefat ettiği ve bu olayın sigorta teminatı kapsamı (ölüm) içinde kaldığı, poliçe kapsamına göre müteveffanın vefat ettiği Yunanistan’ın istisna ülkeler kapsamında bulunmadığından sigorta teminatı kapsamında kaldığı, davacıların iki yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davalı sigorta şirketine başvurdukları, davacıların davalı sigorta şirketinden 400.000,00 TL vefat (ölüm) teminatını talep edebilecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne, İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün 2020/8898 Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak likit olarak belirlendiğinden asıl alacak olan 400.000,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili, Ferdi Kaza Sigorta Genel Şartları’nda “Cürüm ve cinayet işlemek veya bunlara teşebbüs” durumunun sigorta teminatı dışında bırakıldığını, kazanın oluş şekli uyarınca söz konusu olayın poliçe teminatı kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığını, ilaveten poliçede ”Kişisel Sorumluluk Teminat Harici Haller” başlığı altında Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında kalan hasarların teminat harici olduğunun belirtildiğini, davaya konu hasarın Yunanistan sınırları içerisinde gerçekleştiğini, ancak mahkeme ve bilirkişi tarafından itirazlarının dikkate alınmadığını, sigorta ettirenin hasarı en kısa süre içerisinde bildirmeyerek ihbar yükümlülüğüne aykırı davrandığını, TTK madde 1446 uyarınca “Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, davaya konu hasarın ölüm raporundan anlaşılacağı üzere 09.04.2020 tarihinde gerçekleştiğini, müvekkili şirketten hasara yönelik talebin 02.09.2020 tarihli dilekçe ile yapıldığını, ihbar yükümlülüğü süresine uyulmadığını, bu nedenle davacının tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, bir an için davacının tazminat talep hakkının bulunduğu düşünülse dahi, örneğin faizin artması gibi mevcut durumun ağırlaşmasına sebebiyet verildiğinden tazminattan indirim yapılması gerektiğini, her tür faiz talebinin ve icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacılar aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, bireysel-kişisel güvence sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacıların mirasbırakanı …’ın, davalı sigorta şirketi tarafından 18.11.2019 tarihinde tanzim edilen, 18.11.2019 başlangıç, 18.11.2020 bitiş tarihli bireysel güvence sigorta poliçesi ile sigortalandığı, poliçede vefat teminatının 400.000,00 TL olarak belirlendiği; poliçe özel şartları bölümünde “İş bu poliçe Ferdi Kaza Poliçe Özel Şartları’nda belirtilen istisna ülkeler hariç olmak üzere tüm dünyada geçerlidir.” şeklinde düzenleme bulunduğu, “Kişisel Sorumluluk Teminat Harici Haller” başlıklı bölümünün 6 nolu bendinde “T.C. sınırları dışında vuku bulan hasarlar” şeklinde hüküm bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davada, davalı sigorta şirketi nezdinde bireysel kişisel güvence sigortası ile sigortalı muris …’ın, tır şoförü olarak çalışmakta iken, 09.04.2020 tarihinde teslimat için gittiği Yunanistan’ın başkenti Atina’da uğradığı saldırı sonucunda vefat etmesi nedeniyle poliçede yer alan vefat teminatının davalıdan tahsili talep edilmiştir.
Sigorta poliçesi, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; poliçede yer alan, kişisel sorumluluk teminat harici haller arasında sayılan T.C. sınırları dışında vuku bulan hasarların teminat harici olduğuna dair hükmün sigortalının üçüncü şahıslara, ihmal veya tedbirsiz davranışlar sonucu verebileceği maddi ve bedeni zararları güvence altına aldığı, muris …’ın üçüncü şahıslara zarar vermediği, aksine üçüncü şahısların muris …’a zarar verdiği, somut olayın bu madde kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davacıların Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları 13/A. Maddesinde belirtilen beş günlük ihbar süresine uymadıkları, ancak TTK’nın 1446/2. maddesinde, rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılmasının, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidileceğinin düzenlenmiş olması karşısında, poliçede ödenecek tazminat tutarının maktu olması nedeniyle tazminatta herhangi bir artışa neden olacak bir durum bulunmadığı, davacıların TTK’nın 1420/1 maddesi uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davalı sigorta şirketine başvurduğu, bu nedenle davacıların davalı şirketinden teminat örtüsü altında kalan vefat teminatını talep etmesinin mümkün olduğu, öte yandan poliçede vefat teminatının açıkça düzenlenmiş olması nedeniyle alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 27.600,98 TL’den peşin alınan 8.259,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 19.341,68 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.