Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/180 E. 2021/541 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/180
KARAR NO : 2021/541
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.12.2020
NUMARASI : 2019/113 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 26.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.04.2021
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 11.12.2020 tarih 2019/113 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye ….. tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkilinin 32 ve 43 sınıflarda tescilli …… markasının ve 29-30-35 ve 43 sınıflarda tescilli …… …… markasının sahibi olduğunu, markaların üstün ve öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu, davalının 32 ve 43 sınıflara tekabül edecek şekilde …… ibareli markaların birebir aynısını aynı sektörde haksız ve hukuka aykırı bir şekilde markasal olarak kullandığını, haricen yapılan araştırmalarda da …… ibaresini internet alan adı olarak da kullandığının tespit edildiğini, ayrıca davalının ….. internet alan adını da kullandığını, bu markanın aynısı ve ayırt edilemeyecek derecede benzeri ile faaliyet gösterdiğini, davalının kullanımlarının 6769 sayılı kanunun 29.maddesine göre marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, aynı zamanda TTK’nın haksız rekabet hükümlerine de aykırılık teşkil ettiğini, davalının müvekkiline ait …… ibaresini tek başına asli karakter olarak işletmesinin bir çok yerinde kullandığını bu nedenle dava dilekçesi tebliğ edilmeden HMK 403.maddesi gereğincede davalıya ait iş yerinde delil tespiti talep ettiklerini ileri sürerek, davacının marka hakkına tecavüz ettiğini ve bu eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davalıya ait internet alan adının iptaline, tecavüz oluşturan ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde el konulmasına, marka hakkına tecavüz içeren tabela, büroşür, afiş, katalog, menü, ambalaj, ıslak mendil, peçete vb. ürünleri Türkiye sınırları içerisinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil bulundukları her yerde gerektiğinde sökülerek tedbiren el konulmasına ve bunların saklanmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, 16.12.2020 tarihinde yapılan duruşmada taraf vekillerinin yüzüne karşı, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davalı işyerinde bulunan ürün ve tabelalarının davacı markasına tecavüz oluşturduğu iddiası hususunda yaklaşık ispat olgusunun oluştuğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile; davalı işyerinde davacının markasına tecavüz oluşturan “……” ibaresini içeren tabela, broşür, afiş, katalog, menü, ambalaj, ıslan mendil, peçete vb. ürünlere elkonulmasına, sair tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne dair verilen kararın kanuna aykırı olduğunu, HMK 389.maddesi gereğince davacıya ait korunmaya değer bir hakkın varlığından söz edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın …… markasının 29.05.2001 tarihinde başvuru yapılarak 2003 tarihinde tescil edildiğini, müvekkilinin “……..” markasının 09.09.2013 tarihinde başvuru yapılarak 30.09.2014 tarihinde tescil edildiğini, davacının …… …… markasını ise 14.07.2016 tarihinde başvuru yaparak 12.03.2018 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin markasının …… …… markasından önce tescil ettirildiğini, marka hakkına tecavüzün yalnızca tecavüz iddiasının olduğu zaman diliminde tescilli markalar için geçerli olabileceğini, bu nedenle davacının …… …… markasından doğan haklarına dayanmasının usul ve yasalara aykırı olduğu, davacının iddia ettiği şekilde davalının marka hakkına herhangi bir tecavüzünün olmadığını, davacının markası ile müvekkilinin markasının birbiri ile aynı ve benzer olmadığını, markalar arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, ortalama tüketici esas alındığında ayırt edilemeyecek şekilde benzerlik bulunmadığını, davacının Adana ili ile sınırlı hizmet verdiğini, müvekkilinin ise İzmir ilinde hizmet verdiğini, her iki marka sahibinin isim yaptığı bölgelerin uzak olması nedeniyle de markaların karıştırılma ihtimalinin olmadığını, gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında renk, biçim, sitil, ebat açısından birbirinden son derece farklı olan iki markanın içerisinde geçen benzer ifade ve kelimelerin ayırt edilemeyecek kadar benzer kavramını karşılamadığını, bu nedenlerle mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının yasalara aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüş ve kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ilk derece mahkemesince davalı işyerinde davacının markasına tecavüz oluşturan “……” ibaresini içeren tabela, broşür, afiş, katalog, menü, ambalaj, ıslak mendil, peçete vb. ürünlere elkonulmasına ilişkin taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir kararının istinafı suretiyle kaldırılması istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati Tedbir Talebi ve İhtiyati Tedbirin Niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, madde metninde; açıkça davalının kullanımının ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etme koşulu aranmış olmakla, geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir koşullarını genel olarak düzenleyen HMK’nın 389 vd. maddelerinde kabul edilen yaklaşık ispat ölçütünün (HMK’nın 390/3. m.) üzerinde, daha güçlü bir ispat şartı getirilmiştir. Buna göre, talep edenlerin tedbir taleplerinin kabulü için karşı tarafın kullanımlarının tedbir talep edenin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil ettiğinin ispatı gerekli olup, bu hususun da ancak yargılama sırasında gerekli deliller toplanarak, toplanan delillere göre ürünler üzerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu anlaşılabileceği, bu aşamada mahkemece davalının iş yerinde yapılan tespit ve tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna ihtiyati tedbir isteminin kabulü için SMK’nın 159. maddesinde yer verilen sınai mülkiyet haklarına özgü ispat koşulunun ve yasal şartların oluştuğu görülmekle, mahkemece tedbir isteminin kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.26.04.2021