Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1717 E. 2021/1409 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1717
KARAR NO : 2021/1409

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.07.2021
NUMARASI : 2021/399 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 25.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.11.2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.07.2021 tarih 2021/399 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ….Ltd Şti, …Ltd Şti, ….Ltd Şti ve ….Ltd Şti. isimli şirketlerin ortağı ve temsilcisi olduğu dönemde bu şirketlerin ticari işleri için davalı bankadan krediler kullandığını ve İzmir İli Konak İlçesi …. Mahallesi …. ada …. ve …. parsel, İzmir İli Karşıyaka İlçesi …. Mahallesi …. ada …. parsel …. ve …. nolu bağımsız bölümler üzerinde 2003-2008 yılları arasında davalı banka lehine ipotekler tesis edildiğini, dava açıldığı tarih itibariyle ipotek bedelinin toplam 20.090.114,00 TL olduğunu, müvekkilinin şirketlerdeki sermaye paylarını 13/04/2015 tarihinde dava dışı …. ve ….’a devrettiğini, şirketlerle herhangi bir bağlantısının kalmadığını, devirlerin 14/04/2015 tarihinde Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil edildiğini, 22/04/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, müvekkilinin pay devirlerini davalı bankaya 15/04/2015 tarihli ihtarname ile bildirdiğini, ….Ltd Şti’yi devralanların 04/09/2015 tarihinde şirketi ….A.Ş.’ye devrederek birleştirilmesine karar verdiklerini, birleşmenin Fethiye Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 11.09.2015 tarihinde tescil edilmesiyle …. Alabalık firmasının tüzel kişiliğinin hukuken sona erdiğini, ….A.Ş. ile davalı banka arasında 22/09/2015 tarihinde 4.000.000,00 Euro ve 10.000.000,00 TL bedelli olmak üzere iki adet genel kredi sözleşmesi imzalandığını, tüzel kişiliği sona erdirilmiş olmasına rağmen ….Ltd Şti’nin bu sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, davalı bankanın kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle müvekkiline ihtarname gönderdiğini ve borcun ödenmesi, aksi halde daha önce başka kredilerin teminatı olarak tesis edilen ipoteklerin paraya çevrileceğini ihtar ettiğini, müvekkilinin bu ihtarnameye itiraz ettiğini, davalı banka tarafından İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8483 E. sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibu başlatıldığını, takibin iptali için İcra Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını, ancak bu sırada icra müdürlüğünce 06/11/2019 tarihinde Mersinli Mahallesi …. ada …. parsel sayılı taşınmazın satılarak paraya çevrilmesine karar verildiğini, icra hukuk mahkemesince şikayetin reddine karar verildiğini, müvekkiline ait taşınmazın 30/12/2019 tarihinde satıldığını, ihalenin feshi için açtıkları davanın derdest olduğunu, müvekkili hakkında başlatılan icra takibinde kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil/borçlu sıfatıyla yer alan …. A.Ş.’nin yer almadığını, bu şirket aleyhine ancak üç yıl sonra Fethiye İcra Müdürlüğü’nün 2021/2100 E. sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, TMK’nın 873/3. maddesine göre aynı alacak için birden fazla ipotek tesis edilmesi halinde tüm ipoteklerin birlikte paraya çevrilmesinin istenilmesi gerektiğini, TBK’nun genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin ihlal edildiğini iddia ederek, İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8483 E. sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili hakkında devam eden icra takibinin müvekkili yönünden tedbiren durdurulmasına, ….Ltd Şti’nin borcu için müvekkilinin maliki bulunduğu taşınmazların üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteklerin kaldırılmasına, müvekkilinin İzmir 6 İcra Müdürlüğü’nün 2018/8483 E. sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, icra takibinin müvekkili yönünden iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 12.07.2021 tarihli ara karar ile, İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8483 Esas sayılı dosyasının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibu olduğu, borçlulara örnek 6 nolu icra emrinin gönderildiği, talebe konu icra takibinin niteliği göz önüne alındığında İİK’nın 149. ve 33. maddeleri kapsamında takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, davacının ihtiyati tedbir talebinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, eldeki davanın sadece menfi tespit isteminden ibaret olmadığını, icra takibinin durdurulması talebinin genel hükümler dairesinde değerlendirilmesi gerektiğini, takibin devam etmesi ve taşınmazların paraya çevrilmesi neticesinde, ihaleye iştirak eden iyiniyetli üçüncü kişilerin bu iyi niyetlerinin korunacağını, fakat müvekkili hakkında telafisi mümkün olmayan hak kayıplarının ortaya çıkacağını belirterek, kararın kaldırılmasına ve İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8483 E. sayılı icra takibinin müvekkili yönünden tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, genel kredi sözleşmesi nedeniyle ipotek verilen taşınmazın paraya çevrilmesi hakkındaki icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, takibin iptali, davacıya ait taşınmazlar üzerinde davalı banka lehine tesis edilen ipoteklerin kaldırılması, taşınmazların icra yolu ile satışının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir istemlerine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İİK’nın 72/3. maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu geçikmeden doğan zarraları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin ortağı ve temsilcisi olduğu dava dışı ….Ltd Şti’nin davalı bankadan kullandığı krediler nedeniyle davalı banka lehine ipotekler tesis edildiğini, müvekkilinin şirketteki payını devrettiğini, şirketi devralan kişilerin bu şirketi ….A.Ş.’ye devrederek birleştirilmesine karar verdiklerini, birleşmenin Ticaret Sicil Müdürlüğüne 11.09.2015 tarihinde tescil edilmesinden sonra 22.09.2015 tarihinde ….A.Ş. ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, tüzel kişiliği sona erdirilmiş olmasına rağmen ….Ltd Şti’nin bu sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını iddia ederek, icra takibinin müvekkili yönünden tedbiren durdurulmasına, ipoteklerin kaldırılmasına, müvekkilinin takip dosyası nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, icra takibinin müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İİK’nın 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi icra takibinin durdurulmasına yönelik olmakla, mahkemece verilen kararın mevcut delil durumu itibariyle isabetli olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir talep eden davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir talep eden davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25.11.2021