Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1645 E. 2021/1289 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1645
KARAR NO : 2021/1289

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2021
NUMARASI : 2020/623 Esas 2021/392 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 04.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.11.2021

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.07.2021 tarih 2020/623 Esas 2021/392 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğü ‘nün 2019/12119 Esas, İzmir 23. İcra Müdürlüğü ‘nün 2019/8764 Esas, İzmir 5. İcra Müdürlüğü ‘nün 2020/5185 Esas, İzmir 5. İcra Müdürlüğü ‘nün 2020/5118 Esas, İzmir 21. İcra Müdürlüğü ‘nün 2019/11654 Esas sayılı icra dosyaları üzerinden ilamsız icra takipleri ve İzmir 20. İcra Müdürlüğü ‘nün 2019/9248 Esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkilinin davalı bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını, tüm bu icra dosyalarındaki alacakları kabul etmemekle birlikte ödeme emirlerindeki kalemlerin asıl alacak şeklinde yer alan miktarlarının hangi borçlara ilişkin olduğu ve asıl borçlunun kim olduğu konusunda şüphe bulunması nedeniyle ödeme emirlerinde açıklamasız şekilde yer alan alacak kalemlerinin hukuki dayanağının davalı bankaya somut deliller sunulması şekliyle açıklatılması gerektiğini, müvekkilinin babasının 09.03.2019 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin müteveffanın geride bıraktığı iki yasal mirasçısından biri olup İzmir 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 12.06.2019 tarih, 2019/1039 Esas 2019/1039 Karar sayılı ilamıyla muris babasından intikal eden mirasın müvekkili tarafından kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, bu nedenle müvekkilinin murisin borçlarından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, İzmir 20. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9248 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinin iptali için İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/1052 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davanın derdest olduğunu, İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2019/11654 Esas sayılı dosyasında asıl borçlunun muris olması ve müvekkilinin açtığı mirasın reddi davasının kesinleşmesi nedeniyle bu dosyaya süresi içerisinde itiraz ederek takibin durdurulduğunu, İzmir 5. İcra Müdürlüğü ‘nün 2020/5118 ve 5185, İzmir 13. İcra Müdürlüğü ‘nün 2019/12119, İzmir 23. İcra Müdürlüğü ‘nün 2019/8764 Esas sayılı icra takiplerinin de herhangi bir dayanağı olmayan takipler olması sebebiyle icra dosyalarına haklı olarak itiraz edildiğini, sunmuş oldukları ödeme dekontları ile müvekkili tarafından davalı bankaya ödemelerde bulunulduğunu, borçlu olmadığı hususunun ispatlandığını, İzmir 13. İcra Müdürlüğü ‘nün 2019/119 Esas sayılı dosyasındaki rapor nedeniyle kıymet takdirine itiraz davası açıldığını ve derdest olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, belirtilen icra dosyaları ile ilgili şimdilik 100,00 TL yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli takipler nedeniyle takiplere dayanak alacağın % 20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Eksik harcın tamamlanmaması sebebiyle dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmediğinden, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemece düzenlenen 18.12.2020 tarihli tensip tutanağının 2. bendi ile dava dilekçesinde belirtilen icra dosyalarının takip çıkış miktarları üzerinden yatırılması gerekli 27.746,12 TL eksik harcı depo etmek üzere davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde davanın HK 30 ve HMK 150. Madde gereğince takip edilmemiş sayılacağı hususunun ihtaren tebliğine dair ara karar verildiği, tensip tutanağının davacı vekiline 25.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 06.01.2021 tarihli adli yardım talebinin reddine ilişkin mahkemece verilen 11.01.2021 tarihli karara yapılan itirazın İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/50 d.iş sayılı 18.02.2021 tarihli kararı ile reddine karar verildiği, itirazın reddine dair kararın davacı vekiline 03.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, kararın tebliğ tarihinden itibaren de 2 haftalık kesin süre içinde davacı tarafça 18.12.2020 tarihli tensip tutanağının ikinci bendi gereğince yatırılması gerekli eksik harç depo edilmediğinden dava dosyasının H.K’nun 30. ve HMK’nun 150. madde gereğince 26/03/2021 tarihinde işlemden kaldırılmasına dair ara karar verildiği, davacı vekilinin 29.04.2021 tarihli dilekçesi ile davanın kaldığı yerden devam etmek üzere harçsız olarak yenilenmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece 30.04.2021 tarihli ara karar ile davacı tarafça 18.12.2020 tarihli tensip tutanağının 2. bendi gereğince yatırılması gerekli eksik harç depo edildiğinde yenileme tensip tutanağı düzenlenerek taraflara tebliğine, davacı tarafın harçsız yenileme talebinin reddine dair ara karar verildiği, davacı tarafça dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği 26.03.2021 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde eksik harcın tamamlanmadığı gerekçesiyle Harçlar Kanunu 30. ve HMK 150. Madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin söz konusu icra dosyalarına ilişkin davalı tarafa borçlu olmadığı miktarın ancak bilirkişi incelemesi neticesinde net bir şekilde ortaya çıkacağını, mahkemenin dosyanın esasına girmeden tüm takiplerin açılış miktarları üzerinden harç belirleyerek müvekkiline bu harcı ödeme yükümlülüğü getirmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu durumun yüksek miktarlı icra takipleri başlatılması halinde hak arama hürriyetinin ihlali anlamına geldiğini, dosyanın esasına girilip incelenmesi halinde müvekkilinin yapmış olduğu ödemeler ile birlikte davalı tarafın başlatmış olduğu takiplerde belirtilen miktarda borcun olmadığının anlaşılacağını, müvekkilinin hiçbir mal varlığı ve gelirinin bulunmaması sebepleriyle adli yardım talep edildiğini, gerekçesiz ve hukuka aykırı olarak adli yardım talebinin reddedildiğini, müvekkili hakkında birçok icra takibi başlatıldığını, alacağı karşılamaya yeterli mal varlığı bulunmadığını, üzerine kayıtlı herhangi bir taşınmaz ya da taşınır olmadığının açıkça ortada olduğunu, bu nedenle adli yardım talebinin reddine ilişkin verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar verilmesi için gerekli şartlar oluşmadan ve izlenmesi gereken yol usulüne uygun şekilde izlenmeden bu şekilde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir. Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir. Harcın eksik yatırılması halinde yapılacak işlemler ve izlenecek yol ile harcın yatırılmaması ve yaptırımı aynı kanunun 27 ve 32.maddelerinde belirtilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27.maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış ve 30.maddede de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, HMK.150/5.maddesinde gösterilen süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır. Bu hükümlerle eksik harcın tamamlatılmasına ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir. Eksik harcın alınmasında bu hükümlere uyulması gerekir.
Eldeki davada, dava dilekçesinde belirtilen icra takiplerine konu miktarlarda davacının borçlu olmadığı ileri sürülüp belirtilen icra dosyaları yönünden davacının borçlu olmadığının tespitini istendiğine göre mahkemece dava dilekçesinde belirtilen icra dosyalarının takip çıkış miktarları üzerinden yatırılması gerekli eksik harcı depo etmek üzere davacılar vekiline süre ve imkan tanınarak 18.12.2020 tarihli tensip tutanağının 2. bendi ile dava dilekçesinde belirtilen icra dosyalarının takip çıkış miktarları üzerinden yatırılması gerekli 27.746,12 TL eksik harcı depo etmek üzere davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde davanın HK 30 ve HMK 150. Madde gereğince takip edilmemiş sayılacağı hususunun ihtaren tebliğine dair ara karar verildiği, tensip tutanağının davacı vekiline 25.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 06.01.2021 tarihli adli yardım talebinin 11.01.2021 tarihli ara kararla reddine karar verildiği, adli yardım talebinin reddine ilişkin karara itiraz edilmesi üzerine itirazın İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/50 d.iş sayılı 18.02.2021 tarihli kararı ile reddine karar verildiği, itirazın reddine dair kararın davacı vekiline 03.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, kararın tebliğ tarihinden itibaren de 2 haftalık kesin süre içinde davacı tarafça eksik harç depo edilmediğinden dava dosyasının H.K’nun 30. ve HMK’nun 150. madde gereğince 26.03.2021 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 29.04.2021 tarihli dilekçesi ile davanın kaldığı yerden devam etmek üzere harçsız olarak yenilenmesini talep ettiği, mahkemece 30.04.2021 tarihli ara karar ile davacı tarafça eksik harç depo edildiğinde yenileme tensip tutanağı düzenlenerek taraflara tebliğine, davacı tarafın harçsız yenileme talebinin reddine dair ara karar verildiği, dosyanın işlemden kaldırıldığı 26.03.2021 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde eksik harcın tamamlanmadığı, adli yardım talebinin reddine ilişkin kararın itiraza tabi olup itiraz mahkemesince itirazın da reddine karar verildiği, Harçlar Kanununun 30. Maddesinde belirtilen prosedürün doğru şekilde yerine getirildiği anlaşılmakla; mahkemece Harçlar Kanunu 30. ve HMK 150. Madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04.11.2021