Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1643 E. 2021/1321 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1643
KARAR NO : 2021/1321

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 117.08.2021
NUMARASI : 2021/455 E. 2021/816 K.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 10.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.11.2021

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.08.2021 tarih 2021/455 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkilin davalı … A.Ş.’ nin ortağı ve eski yöneticisi olduğunu, , İzmir 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/ 3664 D.İş sayılı kararıyla, davalı …’nin şirkete kayyım olarak tayin edildiğini, müveklinin masumiyetinin tespit edilerek malarırırn iade edileceğini, henüz kesinleşmiş bir karar bulunmadığını, ancak …’nin şirkete ait 48 taşınmazı satışa çıkardığına ilişkin ilan yayınlandığını, Hukuk Devleti ilkesi gereği satışların durdurulması gerektiğini, suç duyurusunda bulunulduğunu, taşınmazların satışa çıkarılmasının şirketin iyi yönetilmediğini gösterdiğini, yanlı ve şeffaf olmayan yöntemlerle taşınmazların elden çıkarılacağını, müvekkilinin mallarının müsadere edilmediğini,… ‘nin yönetim kayyımı olarak atandığını, taşınmazları satışa çıkaramayacağını, ayrıca TTK.’ nın 418 . maddesine göre toplantı yapılarak karar alınmadığını ileri sürerek, TTK.’nın 410.maddesi gereğince genel kurul toplantısı yapılmasına , satış kararının usul ve kanuna aykırılığının tespitine, ihale evraklarının incelenmesine karar verilmesini istediği davada, 6100 sayılı HMK. nın 389 maddesi gereğince, … .AŞ’nin ve mülkiyetinde bulunan 48 adet taşınmazın yapılacak satışlarının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, davalı şirkete ait taşınmazların satışının 30/12/2020 tarihinde yapılmasına karar verildiği, ticari ve iktisadi bütünlük satış ilanı başlıklı ilan örneğinde ,…’nin …Şirketi’ne Sulh Ceza Mahkemesi kararı ile kayyım atandığı, … kararı ile şirketin ticari ve iktisadi bütünlüğünün oluşturulmasına ve satışına karar verildiği, bahse konu bütünlüğün 6758 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 19 ve 20.maddeleri ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134.maddesi ve … tarafından ticari ve iktisadi bütünlük oluşturan mahcuzların satışına ilişkin yönetmelik kapsamında kapalı zarf ve açık artırma usullerinin birlikte uygulanması suretiyle cebri icra yoluyla haciz, rehin gibi yasal takyidatlardan ari olarak ihale şartnamesinde belirtilen kayıp ve şartlarla satışa çıkarıldığı, satışın kapsamını şartname ekinde detay bilgileri belirtilen şirkete ait 48 adet taşınmaz ile bu taşınmazlar üzerinde bulunan ilanda belirtilen yapı ve binalar ve tesisler ile makina, ekipman, demirbaşlar ve taşıtlar ile sözleşmelerin oluşturduğunun açıklandığınını görüldüğü, avacının davalı şirketin halen ortağı olduğu, davacı hakkında ve davalı şirketin bir bölüm ortakları hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/29862 soruşturma nolu dosyasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçu kapsamında yürütülen soruşturma nedeniyle İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2016/3664 Değişik İş sayılı ve 29/06/2016 tarihli kararı ile davacının ortağı ve yetkilisi olduğu ve aralarında davalı şirketin de bulunduğu birçok şirkete CMK’nun 133 (1) maddesi uyarınca yönetim kayyımı atanmasına karar verildiği, davacı hakkında düzenlenen iddianame ile 5237 sayılı TCK’nun 314(2), 3713 sayılı TMK’nun 5(1), TCK’nun 54, 55, 58(9) ve 53(1) maddelerinin uygulanması istemi ile kamu davası açıldığı, … hakkında İzmir 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/193 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine karar verildikten sonra oluşturulan ek kararlarla adı geçen ortağın payı yönünden Sulh Ceza Hakimliği’nce atanan yönetim kayyımının denetim kayyımı olarak kararın kesinleşmesine kadar görevinin devamına karar verildiği, dava dışı ortaklar yönünden yapılan soruşturmanın derdest olduğu, Sulh Ceza Hakimliği’nin kayyım atama kararı üzerine … tarafından davalı şirketin yönetim kurulu oluşturularak üyeliklerine atamalar yapılmak suretiyle kayyım atama kararının yerine getirildiği, davalı şirketin atamalardan sonra kayyım heyeti tarafından yönetildiği, dava dilekçesinde davalı şirketin … tarafından devralınmadığı, şirketin tamamının ve 48 adet taşınmazın satış kararının alındığı, genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun iddia edildiği ve kayyımların şirketi kötü yönettiği, basiretsiz bir tacir gibi davrandıkları, şirketi zarara uğratıp ihale kararının bu durumu perdelemeye yönelik olduğu suçlamalarında bulunulmuş ise de delil listesine ekli sunulan ihale ilanında ticari ve iktisadi bütünlük satış kararının ilanda belirtilen yasal düzenlemeler gereği … tarafından alındığı, ilanda şirkete ait Tire İlçesindeki yalnız dokuz adet taşınmazın satışının yapılacağının bildirildiği, … tarafından atanan yönetici kayyımların görevlerini kötüye kullandıklarına ve şirketi zarara uğrattıklarına ilişkin iddiaların görevli mahkemede dava konusu yapılabileceği, bu davadaki talebin satış kararının iptali ile genel kurul toplantısı ve alınan satış kararlarının yok hükmünde olduğu tespiti istemine yönelik olduğu, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin dokuzuncu maddesinde “FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilerin yüzde elliden daha az ortaklık payı olduğu şirketlerde, bu payların yönetimi ve temsili amacıyla 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca yetkili hakim veya mahkeme tarafından … kayyım olarak atanır.” hükmü nedeniyle hakkında mahkumiyet hükmü kurulan …. dışındaki soruşturma yürütülen ve iddianame ile dava açılan ortakların paylarına bağlı olarak davalı şirketin yönetiminin kayyım olarak atanan … tarafından yönetim kayyımlığı sıfatıyla sürdürüldüğü, …’nin yönetim kayyımlığı sıfatının kaldırıldığına dair davacı tarafça bir iddiada bulunulmadığı gibi bu nitelikte bir belgenin dosyaya sunulmadığı, 674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasında; “…nun kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkileri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın ve …nun ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabilir.” ve onuncu fıkrasında; “…’nun ilişkili olduğu Bakan, bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen … Başkanı’na veya …na devredebilir.” düzenlemelerine yer verilmiş olup, yönetim kayyımı …’nin ilanda da belirtilen diğer yasal düzenlemelerle birlikte açıklanan hüküm gereği genel kurul sıfatıyla satış kararı aldığı ve alınan genel kurul kararı hakkında 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, bir başka deyişle kararın Asliye Ticaret Mahkemelerinde iptalinin veya yok hükmünde olduğunun tespitinin talep edilemeyeceği, buna bağlı olarak TTK’nun 449.maddesindeki prosedürün uygulanarak kararın yürütmesinin geri bırakılması konusunda bir karar verilmesinin mümkün bulunmadığı gibi , aksi düşünülse dahi TMK’nun 389 ve TTK’nun 449.maddeleri hükümleri çerçevesinde davacı tarafın alınan kararın usul ve yasa ile şirketin mevcut durumuna ve şirket menfaatine aykırı olduğuna dair mahkemede kanaat oluşturacak nitelikte delil ve belge örnekleri sunulmadığı gerekçesiyle, tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak bildirdikleri yasal düzenlemelere aykırı olarak ve genel kurul kararı alınmadan, şirket ve mülkiyet hakkı devam eden şirket ortaklarının zararına neden olacak şekilde Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İstanbul 20.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/628 E. 2020/658 K. Sayılı dosyasında talep hakkında yapılan değerlendirme sonucunda davalı şirket yönünden davalı şirketin genel kurulun toplanması istemine ilişkin davada, davalı … A.Ş’nin faaliyet merkezinin ve iş yeri adresinin Torbalı/İZMİR olması nedeniyle yetkili mahkemenin HMK 14/2 maddeleri gereğince İzmir Ticaret Mahkemeleri olduğu ve madde hükmünde belirtilen yetkili mahkeme düzenlemesinin kesin yetki olup, kamu düzenine ilişkin olmakla davaya bakmakla yetkili mahkemenin şirketin merkezi bulunduğu yer mahkemesi olan İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu ,davalı şirketin yönetiminin devredildiği … aleyhine açılan davalı şirkete ait 48 adet taşınmazın satışı kararının iptali ve tedbiren durdurulması talebi yönünden ise davalı …’nin kamu kurumu olması, davalı şirkete ait taşınmazların satışına ilişkin kararın idari işlem niteliğinde olması nedeniyle bu talep yönünden inceleme yapma yetki ve görevinin İdare Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle, davalı şirket aleyhine açılan davanın HMK 114/1-ç maddesi gereğince mahkemenin yetkisiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, davalı … aleyhine açılan davnın HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olması dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verildiği, davacı vekilinin sitinaf başvurusunu inceleyen İstanbul 43.Hukuk Dairesi ‘nin 07/06/2021 tarih ve 2021/136 E.- 2021/706 K.sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, gönderme dilekçesi ile kesinleşen yetkisizlik kararı uyarınca, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesiyle, gönderilen dosyanın mahkeme esasına kaydedildiği görülmektedir.
Somut olayda, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından, CMK’nın 133 maddesi uyarınca, ceza mahkemesince davalı şirkete kayyım olarak atanan …’nin, denetim kayyımı olduğu, davacının şirket ortaklarından olduğu, şirket ortakların hisseleri oranında haklarının devam ettiği, kayyımın basiretli tacir olarak davranması gerektiği, ,…. A.Ş.’ nin faaliyeti kapsamında atanan kayyımların şirketin yönetim kurulunu oluşturup şirketi zarara uğrattıkları, 30.12.2020 tahinde alınan genel kurul kararı gereği şirkete ait taşınmazların satışına karar verilmesinin yasal hükümlere aykırı olduğu, taşınmazların satışının şirketi zarara uğratacağı, ilan edilen satış bedellerinin gerçek değerinin çok altına ilan edildiği, TTK ‘nın 418.maddesi uyarınca şirkete ait taşınmazların satışı için genel kurulu karar gerektiği, genel kurul kararı alınmadan satış ilanı yapıldığı iddiasıyla ,satış kararı ile ilanlarının yasal düzenlemelere aykırı olduğunun iddia edildiği davada, 30.12,2020 tarihinde yapılacak davalı şirkete ait taşınmazların satışının tedbiren durdurulmasının istendiği anlaşılmaktadır.
Tedbir talebine satışın yapılacağı tarihten sonra, dava dosyasının ilk derece mahkemesine tevzi edildiği, kararın verildiği ve dosyanın Dairemiz’ e geldiği tarih itibarıyla, tedbir talebine konu satışı tarihinin sona erdiği görülmekle, Uyap üzerinden yapılan incelemede , karar verildikten sonra … tarafından mahkemeye verilen cevap yazısında, 30.12.2020 tarihinde yapılan açık artırmada hazırlanan satış şartnamesinin uygun koşullar oluşmadığından satışların düştüğünün ve 48 adet taşınmazın mülkiyetinin şirket tarafından muhafaza edildiğinin bildirildiği tespit edilmiştir. İstinaf konu tedbir talebi, bu sebeple konusuz kalmıştır.
İstinaf giderlerinin haklılık oranına göre değerlendirilmesi gerekmektedir. HMK 389/1 maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Geçici hukuki korumalar; ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, tutuklama, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile sağlanabilir. İhtiyati tedbir, ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır. Dava açılması,mutlak tedbir kararı verilmesini gerektirmez. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir kararının kabul edilebilmesi bakımından HMK’nın 390/3. maddesi hükmünde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin varlığıyeterlidir. olacağı öngörülmüş olup, yasa gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda, hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini gözardı edemez. Somut olayda, şirket yönünden İhtiyati tedbir talebinin reddi kararının verildiği tarih itibariyle dosyadaki delillere göre HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulu yerine getirilmediği için ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir talep edenden tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir talep edenin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10.11.2021