Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1639 E. 2022/1610 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1639
KARAR NO : 2022/1610

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.11.2020
NUMARASI : 2019/442 E. 2020/619 K.
DAVANIN KONUSU : Araç Hasar ve Değer Kaybı
KARAR TARİHİ : 04.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.11.2022
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.11.2020 tarih 2019/442 E. 2020/619 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı …. Şti vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 06.10.2018 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait yabancı plakalı araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını, müvekkilinin ikagatgahı olan Almanya’ya dönerek aracını tamir ettirdiğini, araçta 3.941,63 Euro hasar, 400,00 Euro değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek 3.941,63 Euro hasar bedeli, 400,00 Euro değer kaybı olmak üzere 4.341,63 Euro maddi tazminatın sigorta şirketinden poliçe limiti dahilinde diğer davalılardan kusurları oranında her bir davalı için temerrüt tarihinden itibaren Devlet bankalarının Euro vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek değişken faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, 821,22 Euro hasar tespit gideri, 415,00 TL tercüme giderinin yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Şti, vekili, kazaya karışan aracın kaza tarihinden önce müvekkili tarafından diğer davalı …’a satıldığını, faturası kesildiğini, aracın teslim edildiğini, noterdeki satışı birkaç gün sonra yapıldığından aracın tescili kaza tarihinhde müvekkili adına göründüğünü, bu nedenle öncelikle kaza tarihinde geçerli olan sigorta poliçesinin müvekkili aleyhine çıkabilecek zararları karşılaması gerektiğini, davacının arabuluculuk tutanak aslını sunması gerektiğini, İstanbul Anadolu Mahkemelerini yetkili olduğunu, tercüme gideri ve hasar tespit giderinin davacının kendi tercihi nedeniyle yaptığını, davacının asli kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş, davaya cevap vermemiştir.
Davalı …, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sürücünün %100 oranında kusuruyla kazanın meydana geldiği, davacıya ait araçta 3.941,62 Euro hasar, 400,00 Euro tutarında değer kaybı oluştuğu gerekçesiyle 3.941,63 Euro hasar bedeli ile 400 Euro değer kaybı olmak üzere toplam 4.341,63 Euro maddi tazminatın davalılar … ve … Şirketinden kaza tarihi olan 06.10.2018 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt tarihi olan 24.11.2018 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak davalı sigorta şirketinden poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 821,22 Euro hasar tespit gideri (fiili ödeme tarihindeki TCMB satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak) ile 415,00 TL tercüme giderinin yargılama gideri olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı …. Şti vekili, davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı …. Şti vekili, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu yahut Beykoz mahkemeleri olduğunu, davacının Almanya’ya giderken yeni hasarlar almadığının mechul olduğunu, davacının sunduğu fotoğraflara bakıldığında hasarın davacının talep ettiği miktarda olamayacağının anlaşılacağını, davacının kaza anını gösteren fotoğrafları sunması ve kaza anındaki fotoğraflar ve kaza tutanağı ile değer kaybı var ise hesaplaması gerektiğini, araçların duruşu, çarpışma şeklinin davacının kusurlu olduğunu gösterdiğini, davcının taleplerinden olan tercüme gideri ve hasar giderinin kendi tercihi sebebiyle ödendiği giderler olup zorunlu zararlardan olmadığını, davacının sunduğu fotoğraf ve tutanaktan anlaşılan kazada davacının asli kusurlu olup hasarın da iddia edilenin altında meydana geldiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …, fotoğraflardan görüleceği üzere davacının aracında tamponun değişeceği kadar hasar meydana geldiğini, küçük bir hasar olduğunu, Almanya’daki bedelinin daha düşük olması gerektiğini, mahkemenin değişen araç bedellerini araştırmadan karar verdiğini, davacının fatura değil, fiyat teklifine dair belgeler sunduğunu, her iki tarafın da kusurlu olduğunu, kendisinin aracının dönüşe daha erken başladığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, SBM Tramer kayıtlarında müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle değer kaybı talebiyle ilgili olarak tazminat ödemesi yapılmadığını, Sigorta Tahkim Komisyonunu 05.11.2019 tarih 2019/51186E, 2019/90234K sayılı tahkim başvurusunun sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle reddedildiğini, dava açmadan önce KTK’nın 97. maddesi uyarınca dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, genel şartlar gereğince müvekkili şirketin yalnızca eşdeğer bedelleri ile anlaşmalı servislerde uygulanacak tedarik onarım ve işçilik bedelleri ile sorumlu olması sebebiyle zararın tespitinde bu hussun göz önünde bulundurulması gerektiğini, genel şartların B2 maddesi gereğince tanınan indirim hakkının ve müvekkili şirketin yedek parça tedarik ve işçilik bedellerinin yüksek oluşundan ve orijinal parça kullanımından kaynaklanacak bakiye bedelden sorumluluğu bulunmadığını, değer kaybı hesabı için poliçe genel şartlarındaki hesaplama yönteminin kullanılmasının icap ettiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, araç hasar ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigortacının bir acentesinden daha yetkili organı olan Bölge Müdürlüğünün bulunduğu İzmir’de dava açılmış olup yetki ilk itirazlarının reddi yerindedir. Nitekim dava konusu uyuşmazlıkların temyiz incelemesini yapan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir. Her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E, 2018/463 K sayılı kararı bunun aksine ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları sadece ilgili dosya yönünden bağlayıcı olup anılan karar tarihinden sonra bile Yargıtay 17. Hukuk Dairesince( 26.04.2018 tarih 2017/1317 E, 2018/4550 K) Hukuk Genel Kurulu kararının aksine eski yerleşmiş içtihatlarına uygun şekilde kararlar verildiği anlaşılmakla Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararına itibar edilmemiştir.
KTK’nın 97. maddesi uyarınca davadan önce davalı sigorta şirketine başvurulduğu için dava şartı bulunmaktadır..
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda sürücüler tarafından imzalı kaza tespit tutanağına göre davalı sürücünün sola dönüş kuralına uygun olarak dönüş yapması gerekirken dar açıyla döndüğü için sol arka çamurluk kısımlarıyla kurallara uygun olarak ilerlemekte olan davacıya ait araca sol arka tampon kısmından çarptığı, bu şekilde % 100 oranında kusurlu olduğu, hasar ile kazanın uyumlu bulunduğu, aracın fotoğrafları ve kazanın oluş şekli karşılaştırıldığında Almanya’dan alınan ekspertiz raporundaki yedek parçaların kazanın meydana gelmesinde hasar gören parçalar ile uyumlu olduğu, yedek parça ve işçilik fiyatlarının Almanya şartlarına uygun bulunduğu, buna göre toplam hasar miktarı 3941,62 Euro olduğu, Almanya’da aracın ikinci el rayiç değerinin 43.275,00 Euro iken kazadan sonra aracın 2. el piyasa değerinin 41.875,00 Euro olmakla değr kaybının 400 Euro olduğu, Almanya’dan alınan ekspertiz faturası incelendiğinde ekspertiz ücretinin o ülke ekonomik ve sosyal koşullarına göre makul bulunduğu rapor edilmiş, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmuştur. Bilirkişi raporundaki kusur durumu sürücüler tarafından imzalı maddi hasarlı kaza tespit tutanağı ve araç fotoğrafları esas alınarak tespit edilmiş olup kusur tespiti dosya kapsamına uygun görülmüştür. Bilirkişi raporunda araç fotoğrafları incelenerek hasar kalemleri tek tek belirlenerek ve Almanya’dan alınan ekspertiz raporu irdelenerek sonuca ulaşılmış olmakla gerçek zarar kriterine göre yapılan hasar tespiti makul bulunmuştur. Yine ekspertiz ve tercüme giderinin de yargılama gideri olarak hüküm altına alınması doğrudur.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03.12.2020 tarih 2019/6271E -2020/8104K). Buna göre poliçe genel şartlarındaki değer kaybı hesap yöntemi uygulanmaksızın aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı tazminatı hesaplanması doğrudur.
Davalı sigorta vekili bilirkişi raporuna itirazlarında davacının başvurusu üzerine Sigorta Tahkim Komisyonunca ret kararı verildiğini belirtmiş, UYAP ortamında karar suretini sunmuş ise de kararın dava dışı …’ye ait başka bir kazayla ilgili olduğu anlaşılmış olmakla bu yöndeki istinaf itirazı da haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının sunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …. Şti vekili, davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı …. Şti yönünden istinaf karar harcı olan 2.704,78 TL’den peşin alınan 676,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.028,58 TL’nin davalı …. Şti alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş yönünden istinaf karar harcı olan 2.704,78 TL’den peşin alınan 735,49 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.969,29 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 2.704,78 TL’den peşin alınan 735,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.969,28 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04.11.2022