Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1614 E. 2021/1332 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1614
KARAR NO : 2021/1332

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2021
NUMARASI : 2021/227 Esas 2021/413 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 11.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.11.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.06.2021 tarih 2021/227 Esas 2021/413 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkili tarafından açılan İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2018/82 E. sayılı dosyasında hizmet tespiti davasının davalılarından … Şti.’nin tasfiye edilmiş olduğunu, mahkemece ihya davası açmak üzere taraflarına süre verildiğini, davalılar … ve …’in tasfiye memurları olduğunu belirterek, dava dışı … Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı …, ihyası talep edilen şirkette tasfiye memurluğunun Aralık 2005 tarihinde başladığını, tasfiyenin tamamlanmasıyla görevinin 26.02.2008 tarihinde sona erdiğini, şirketle ilgili yetkisinin bulunmadığını, davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde şirketin tasfiyeye girmemiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … temsilcisi, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sonuçlandırılmasından tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, yasal hasım olan ve davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkili kurum aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, İzmir 14.İş Mahkemesi’nin 2018/82 E. sayılı dosyasında davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine hizmet tespiti davası açıldığı, ihyası istenen şirketin taraf olduğu bu davada temsilinin zorunlu olduğu, ihyasının ve tasfiye memuru atanmasının gerektiği, diğer davalı tasfiye memuru …’in yargılama sırasında vefat etmesi ve miras yoluyla intikal eden bir durumun söz konusu olmaması nedeniyle bu davalının karar başlığında gösterilmediği belirtilerek, davanın kabulü ile … Şti.’nin İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2018/82 E. sayılı davasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına, ek tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına, harç ve yargılama giderinin davalı tasfiye memurundan alınmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı …, TTK’nın geçici 7/15. maddesi ile ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin veya kooperatifin ihyasını isteyebileceklerinin düzenlendiğini, bu 5 yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğunu, şirketin terkin edildiği 26.02.2008 tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, ihyası istenen şirketin tasfiye ve sicilden terkin işlemlerinin usul ve kanuna uygun yapıldığını, tüm ilanların usulüne uygun yapıldığını, davacının iddia ettiği şekilde ihyası istenen şirkette çalışmadığını, davacı adına kurua verilmiş işleri giriş bildirgesinin bulunmadığını, davacının çalıştığını iddia ettiği yıllarda şirket ortağı veya yetkilisi olmadığını, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, ortaklar kurulu kararı ile tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirketin TTK’nın 547. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile … Şti.’nin İzmir 14. İş Mahkemesinin 2018/82 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olarak ihyasına tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 547/1. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı vekili, tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan hizmet tespiti istemli İzmir 14. İş Mahkemesinin 2018/82 Esas sayılı davasında taraf teşkilinin sağlanması amacıyla bu davayla sınırlı olarak ihya kararı verilmesini istemiştir. Davacı, açılan davayla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da mevcuttur. TTK 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. Davacının açtığı hizmet tespiti davasının süresinde açılıp açılmadığı da ihya davasında değerlendirilecek bir husus değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve hizmet tespiti davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması gerekmez. TTK’nın 547/2. maddesinde “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmüne yer verilmiş olup, ek tasfiyeye ilişkin prosedür emredici ve kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece şirket hakkındaki derdest dava ile sınırlı olarak ihya ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tasfiye memuru atanmasına dair verilen karar yerindedir.
Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksik bırakılmasından ve gereği gibi yapılmamasından davalı tasfiye memurunun sorumlu olması ve 6100 sayılı HMK’ nın 326. maddesinde yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlemesi nedeniyle mahkemece davalı tasfiye memuru aleyhine harç, yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı tasfiye memuru …’ın istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’ın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı …’ın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11.11.2021