Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/160 E. 2023/1396 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/160
KARAR NO : 2023/1396

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.10.2020
NUMARASI : 2019/231 Esas 2020/590 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 11.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.10.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.10.2020 gün ve 2019/231 Esas 2020/590 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacı şirkete kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın davalı idareye ait yağmur gideri kapaklarının üzerinden geçtiği esnada kapağın yerinden çıktığı ve bu nedenle sigortalı aracın kaza yaptığını, tutulan tutanağa göre davalı idarenin asli kusurlu olduğunu, sigorta eksperi tarafından yapılan incelemede hasar nedeni ile 32.190,00 TL’nin 18.05.2017 tarihinde tazmin edildiğini, sigortalı …e 74.000,00 ödemede bulunulduğunu, 31.080,00 TL sovtaj ödemesi alındığını, bakiye 42.920,00 TL nin %75 kusur oranına göre 32.190,00 TL rücuan tazminat alacağının 18.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş olmakla yapılan açık yargılama sonunda;
CEVAP : Davalı vekili, hasarın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığını, olaydan mesul olmadıklarını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … İli, … İlçesi, … Sokak üzerinde seyir halinde iken …. numaralı aydınlatma direğine 6 metre mesafede bulunan …’ya ait yağmur gideri kapakların üzerinden geçtiği esnada, üzerinden geçtiği kapağın çıkması ile sol tekerleğin çukura girip çıkması sonucu aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının ön kısımları ile yolun sağında park halinde bulunan … plaka sayılı aracın sol arka kısımlarına çarptığı, çarpmanın etkisi ile ön kısımlarından takla atıp tepe üstü duruşa geçmesi şeklinde meydana geldiği, … Büyükşehir Belediyesi … Genel Müdürlüğü’nün 2918 sayılı K.T.K.’nun 10. Maddesini ihlal ettiğinden “%75 oranında tam ve asli kusurlu ” olduğu, davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün ise “%25 oranında tali kusurlu olduğu” olduğunun belirlendiği, işbu kaza nedeniyle dava konusu … plaka sayılı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 13.915,45.-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 74.000,00.-TL ve sovtaj (hurda) değerinin 31.080,00.-TL olduğu, buna göre hasar bedeli, araç rayicinin %50’sini aştığından aracın tamirinin ekonomik olmadığı ve aracın ağır hasarlı olduğu ve pert – total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu, buna göre gerçek hasar bedelinin 42.920,00 TL olduğunun tespit edildiği, dava dışı …. Şti. adına kayıtlı … plakalı aracın, davacı … AŞ tarafından 14340423 nolu Kasko Sigorta Poliçesi ile 06.10.2016-2017 tarihleri arasındaki dönem için teminat altına alınmış olduğu, … Sigorta AŞ tarafından, sigortalısı olan … plakalı araçta meydana gelen zararın 18.05.2017 tarihinde 73.269,26 ödedikleri ve 12.06.2017 31.080,00 TL sı sovtaj bedeli olarak alındığı, dolayısı ile zarar sorumlusu olan sigortalısının haklarına halef olarak …’ya rücuan müracaat edebileceği, buna göre sigorta şirketi tarafından aracın sovtajı satılmakla bakiye kalan 73.269,26–31.080,00 TL = 42.920,00 TL sı zararının kaldığı, davalı idarenin zararın oluşumunda %75 kusuruna isabet eden 32.190,00 TL’ sını ilk ödeme tarihi olan 18.05.2017 tarihinden itibaren faizi ile talep edebileceği tespit edilmekle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, yerel mahkeme tarafından olaya ilişkin bilirkişi raporu aldırıldığını, bu rapora davalının itiraz ettiğini, %75 oranında kusurun nereden kaynaklandığının yeterince açıklanmadığını, bilirkişilerin mesleki konumları dikkate alındığında böyle bir kusur dağılımı yapmakta yeteri olmadıklarını, bu tespitin kabulünün mümkün olmadığını, kusur oranlarının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını gerektiğini, yerel mahkeme tarafından bu talebin kabul olmaması halinde en azından trafik bilirkişisinden kusur oranlarının tespitinin talep edilmesini, ayrıca itirazları doğrultusunda hasar bedelinin tespiti yönünden mevcut bilirkişilerden ek rapor alınması talepleri konusunda hiçbir karar verilmeden yargılamanın sonlandırıldığını, kazanın meydana geldiği adreste mevcut yağmursuyu ızgaralarında sorun olduğu veya yerinden çıktığı ile ilgili davalı idareye şikayet ve başvuru olmadığını, davalının bu kazanın gerçekleşmesinde ve oluşan hasarda herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, meydana geldiği iddia edilen hasarın, davalı idarenin eylemi veya hizmetinden kaynaklandığı hususunda herhangi bir illiyet bağının olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 16.12.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin kasko sigortacısı olan davacı tarafça sigortalısının ödenmesinden mütevellit ödenen tutarın davalıdan rücuen tazmini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Yerel Mahkemece taraf delillerinin toplanılmasından sonra dosyanın üçlü bilirkişi heyetine tevdii edildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim kılınan 14.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda, meydana gelen kazada davalı kurumun % 75 oranında tam ve asli, davacı araç sürücüsünün ise % 25 oranında tali kusurlu olduğu, … plaka sayılı araçta, yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 13.915,45 TL KDV dahil hasar meydana geldiği, aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 74.000,00 TL ve sovtaj değerinin 31.080,00 TL olduğu, gerçek hasar tutarının 42.920,00 TL olduğu, dava dışı şirket ile davacı sigorta arasında Kasko Sigorta Poliçesi dahilinde teminat altına alındığı, kasko sigortacısı … Sigorta A.Ş tarafından hasarın 18.05.2017 tarihinde 73.269,26 TL ve 12.06.2017 31.080,00 TL olarak ödediği rapor edilmiş, Mahkemece işbu raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüyle 32.190,00 TL’nin 18.05.2017 tarihinden itibarin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı verilmesine karar verilmiştir.
TTK’nın 1472. maddesinde “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davanın dayanağının dava dışı … Şti ile dava sigorta arasında tanzim edilen 06.10.2016 – 06.10.2017 dönemine ilişkin “Genişletilmiş Kasko Sigorta Paket Poliçesi” dayalı olarak sigortalıya ödenin bedelin rücuen tazmini olup, öncelikle İDM’nin karar gerekçesinde yazmış olduğu … Sigorta A.Ş’nin taraflarla ilgisi dosya kapsamından anlaşılamamış olup, kararın gerekçesinde belirtilen bu şirketin talep edilen tazminatla illiyeti açıklanmalıdır.
Mahkemece bilirkişi incelemesine başvurulduğunda; raporun, olayın özelliklerine ve uyuşmazlığın çeşidine göre yapılması gerekli olan inceleme ve değerlendirmeleri içermesi, raporda hâkimin uyuşmazlığı çözmesi için gerekli olan tüm özel ve teknik bilgilere ve açıklamalara usulünce yer vermesi, tarafların iddia, savunma ve itirazlarını gerekçeleriyle ve olayın teknik özellikleriyle tartışması, bu tartışmanın da denetime elverişli olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunun teknik özellikleri taşımaması, denetime elverişli olmaması, mevcut bilirkişi raporları ile çelişki oluşturması ya da verilen bilgilere göre somut olayın özellikleri ve var olan teknik verilere göre kendi içinde çelişki oluşturur tarzda olması hâlinde söz konusu rapor hükme esas alınamayacaktır. Hâkim bu durumda, davayı aydınlatma yükümlülüğünün de bir gereği olarak, eksiklik veya belirsizliğin ya da çelişkilerin giderilmesi ve gerçeğin ortaya çıkarılması için bilirkişiden ek rapor almalı ya da yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmalıdır. Somut olayda alınan 14.02.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun taraflara tebliği çıkartılarak 01.03.2020 tarihinde davalı tarafa usulüne uygun tebliğinin yapılmasından sonra süresi içerisinde davalı vekilince bilirkişi raporuna itirazlarını içerir dilekçe sunularak, kusur oranları yönünden ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınması, bu talep kabul görmediği takdirde itirazlar doğrultusunda mevcut bilirkişilerden ek rapor alınması talep edilmiş olmasına karşın, davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi yönünden ek rapor alınmaksızın ve davalı tarafın yeniden rapor alınmasına yönelik talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeksizin hükmün açıklanması yerinde olmamıştır. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin bu nedenle kabulü gerekmiştir.
Öte yandan Mahkemece hükme esas alınan 14.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda; … plaka sayılı araçta meydana gelen hasarlar yönünden denetime elverişli, tüm yedek parça ve işçilik tutarlarını kalemleriyle gösterir rapor düzenlenmemesi usulüne uygun bulunmamış, ayrıca raporda araçtaki yedek parça – işçilik toplam giderinin KDV dahil 13.915,45 TL olarak hesaplandığı belirtilmesine karşın, aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değer 74.000,00 TL olmasına rağmen, araç pert – total kabul edilerek sovtaj bedeli belirlenmesi çelişki arz etmektedir. Esasen bilirkişi raporunun açıklama kısmında ise, yedek parça ve işçilik kalemleri açıklanmaksızın eksper raporuna atıfta bulunularak rayice uygun olduğundan 42.920,00 TL (KDV hariç) hasar meydana geldiği belirlenerek, birbirinden farklı hasar tutarlarına yer verildiği görülmektedir. Davaya konu kaza nedeniyle oluşan hasar ile onarım bedelleri tespit edilerek, aracın piyasa rayiç değerine göre, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, pert total işlemi yapılması gerekiyor ise sovtaj değeri hususlarını içerir usul ve yasaya uygun rapor alınmadan, çelişkiler giderilmeden karar verilmesi hukuka uygun bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerindedir.
Bu nedenle Mahkemece yapılacak iş, öncelikle denetime elverişli, hasarlanan aracın tüm yedek parça ve işçilik tutarlarını kalemleriyle gösterir hasar bedelinin usulüne uygun olarak tespit edilmesinden sonra araç yönünden pert – total , sovtaj bedelinin de değerlendirilmesi suretiyle, bilirkişi raporuna itirazları da karşılar şekilde bilirkişi heyetinden öncelikle ek rapor aldırılması, alınacak ek rapora itirazda bulunulması halinde bu hususun Mahkemece değerlendirilmesinden sonra karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.10.2020 tarih 2019/231 Esas 2020/590 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11.10.2023