Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/157 E. 2021/789 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/157
KARAR NO : 2021/789
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.11.2017
NUMARASI : 2017/994 E. 2017/1163 K.
DAVANIN KONUSU : Yargılamanın İadesi
KARAR TARİHİ : 28.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.06.2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.11.2017 tarih 2017/994 E. 2017/1163 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi yargılamanın iadesini isteyen davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili, mahkemenin 2008/288 E 2011/31 K. Sayılı dosyasında davacı kooperatif tarafından kooperatif üyesi olan davalı müvekkilinin aidatlarını ödemediğinden 2 haklı ihtarın tebliğ edildiğini, ardından kooperatifçe kendisi hakkında üyelikten çıkarma kararı alındığını, ihraç kararını kesinleştiğini belirterek davalı müvekkili adına kayıtlı 14 parsel nolu arsanın tapu kaydının iptali ile kooperatif adına tescilinin talep edildiğini, mahkemece müvekkilinin haberi olmadan Yasaya ve usule aykırı karar verildiğini, müvekkilinin 1989 yılından beri Almanya’da ikamet ettiğini, bu durumun Türkiye’deki nüfus kaydında da sabit olduğunu, davacı kooperatifin dava dilekçesini müvekkilinin adresi … sokak No:… … … adresini yazdığını ancak müvekkilinin bu adreste hiç bir zaman ikamet etmediğini, kooperatife ve hiç bir kuruma bu adresi beyan etmediğini, bu adresin dava konusu taşınmazın kendisine satan kooperatif üyesi …’a ait adres olduğunu, müvekkilinin bu taşınmazı 16.01.1998 yılında Münich Konsolosluğundan düzenleme şeklinde amcası adına verdiği vekaletname ile satın aldığını, bu vekaletnamede davalı müvekkilinin Almanya’daki adresinin açıça yer aldığını, tapudaki dosyada da vekaletnamenin ve adresin bulunduğunu, müvekkilinin davacı kooperatifin üyesi olmadığını, kooperatifin müvekkilini üye gibi göstererek işlem yapıp ihraç kararı almasının bu kararı dayanak göstererek tapu iptal- tescil davası açmasının kötü niyetli ve hileli eylemler olduğunu, kooperatif yönetim kurulu adına o dönemin başkanı tarafından üye …’e gönderilen yazıda tapunun …’a devir yaptığının anlaşıldığının belirtildiğini, kooperatifin bu durumdan haberdar olduğunu, tapudaki mevcut müvekkilinin adresine de vakıf olduğunu, tapu iptal tescil dosyasından müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, yargılamanın iadesi sebebi oluşturduğunu, tapudan müvekkilinin Almanya’daki adresi sorulmadan ve müvekkilinin yurt dışındaki adresinin basit bir araştırmayla dahi tespit edilebileceğini buna rağmen zabıta araştırması usulüne uygun şekilde yapılmadan tapu iptal tescil dosyasında yapılan tüm tebligatların ve karar tebliğinin ilan yoluyla yapılmasının usule aykırı olduğunu, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, hileli ve suç teşkil eden eylemlerle müvekkilinin tapusunun iptal edilmesinin yargılamanın iadesi sebebi olduğunu, müvekkilinin emlak vergisini ödemek üzere belediyeye gittiğinde 16.08.2017 tarihinde bu durumu öğrendiğini, talebin süresinde yapıldığını, gayrimenkulün şu andaki değerinin 150.000,00 TL ila 200.000,00 TL civarında olduğunu ileri sürerek, yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/288 E 2011/31 K. Sayılı ilamının iptaline, davanın reddi ile eski hale iadesine, tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davacı kooperatif vekili, tapu iptali tescil dosyasında tüm tebligatların Tebligat Kanuna, Noterlik Kanununa ve Kooperatifler Kanuna göre usulüne uygun yapıldığını, o tarihte nüfusa dayalı adres kayıt sistemi ve mernis olmaması nedeniyle müvekkili kooperatifin davalının yurt dışında yaşadığını bilecek konumda olmadığını, gazete ilanının usulüne uygun yapıldığını, aidatlarını ödemeyen kişinin tapu sahibi olamayacağını, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını savunarak yargılamanın iadesi talebinin usulden ve esastan reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın, kooperatif üyeliğinden kaynaklı, yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyeleri aleyhine açılmış tapu iptali ve tescil davasında yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin olduğu, yargılamanın yenilenmesi talebine konu mahkemenin 2008/288 esas sayılı dava dosyasında, davacı kooperatif vekilinin, yargılamanın iadesi talebinde bulunan … ile diğer davalılar hakkında tapu iptali ve tescil davası açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verildiği verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı, taraflara usulüne uygun tebligat yapılmamış olmasının yargılamanın iadesi sebebi olarak belirtilmediği, iş bu sebebe dayalı olarak tarafların öğrenme tarihleri itibarı ile HMK’ da düzenlenen süreler içerisinde kanun yollarına müracaat hakları bulunduğu, iş bu hakların kullanılmadan salt usülsüz tebligata dayalı olarak yargılamanın iadesi talebinde bulunulamayacağından, davalının yargılamanın iadesi talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili, yargılamanın iadesi koşullarının bulunduğunu, müvekkilinin 1989 yılından beri Almanya’da ikamet ettiğini, Almanya’daki adreslerinin nüfus kaydında da mevcut olduğunu, talep dilekçesine ekledikleri adres bilgileri raporunda da Almanya’daki adresin kayıtlı olduğunu, müvekkilinin kooperatifin dava dilekçesinde gösterdiği … İzmir adresinde hiç bir zaman ikamet etmediğini, bu adresin taşınmazı satın aldığı kooperatif üyesine ait olduğunu, 16.01.1998 yılında taşınmazı satın alması için amcasına gönderdiği konsolosluktan düzenlettiği vekaletnamede Almanya’daki adresinin açıkça yer aldığını, tapu da gayrimenkul dosyasında da bulunduğunu, müvekkilinin kooperatifin üyesi olmadığını, hiç bir zaman ortaklık başvurusunun bulunmadığını, zımni kabul anlamına gelecek ödeme yapma, toplantılara katılması gibi durumların söz konusu olmadığını, kooperatifin müvekkilini kooperatif üyesiymiş gibi gösterip işlem yaparak ihraç kararı alması ve bu kararı dayanak göstererek tapu iptal ve tescil davası açmasını kötü niyetli hileli suç oluşturan mahkemeyi de yanıltan yargılamanın iadesi sebebi oluşturan hileli eylemler olduğunu, o dönemin yönetim kurulu başkanı tarafından gönderilen yazı da tapunun müvekkiline devredildiğini, kooperatifin bildiğinin belli olduğunu, dosyada tebligata ve esasa ilişkin hileli işlemler olduğunu, taşınmazı satın aldığı kooperatif üyesine ait adres olduğunu bildiği halde kooperatifin dava dilekçesinde müvekkilinin adresini bu adres olarak göstererek bu adrese tebligat çıkartmasının açıkça hileli olduğunu, zabıta araştırmasının da eksik yapıldığını, tapudaki vekaletnamede müvekkilinin Almanya adresinin belli olduğunu, tapudan sorulması halinde bu adresin mahkemeye bildirileceğini, dosyada yapılan tüm ilanen tebligatların usule aykırı olduğunu, Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin mülkiyet ve hukuki bili,nilirlik ilkesine aykırı şekilde tapu iptal tescil talebini kabul etmesinin yargılamanın iadesi sebebi olduğunu, tapuda infaz edilen kararın maddi sonuç doğurduğunu, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmasının da yargılamanın iadesi sebebi olduğunu, davanın yetkili temsilci- vekil ya da asil nezdinde görülmeden usulsüz olarak yokluğunda görülüp sonuçlandırılmasının da ayrı bir yargılamanın iadesi sebebi olduğunu, kararın daha önce kesinleştirilmiş ve tapuda infaz edilmiş olduğundan temyiz süresinin dolduğunu, kooperatifin dosyaya sunduğu üyelik kayıtlarının gerçeğe aykırı olduğunu, mevcut bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, sahte belgenin de yargılamanın iadesi sebebi olduğunu, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını tespit eden bilirkişi raporlarına rağmen kararın maddi hata teşkil ettiğini, müvekkilinin mağdur olduğunu, hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, usulsüz tebligat nedeniyle yargılamanın iadesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Talep, tapu iptal tescil istemli davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, yargılama sırasında davalıya yapılan tebligatların usulsüz olması nedenine dayalı kararın kaldırılması istemine ilişkin yargılamanın iadesi talebidir. Mahkemece, taraflara usulüne uygun tebligat yapılmamış olmasının yargılamanın iadesi sebebi olarak belirtilmediği, iş bu sebebe dayalı olarak tarafların öğrenme tarihleri itibarı ile HMK’ da düzenlenen süreler içerisinde kanun yollarına müracaat hakları bulunduğu, iş bu hakların kullanılmadan salt usulsüz tebligata dayalı olarak yargılamanın iadesi talebinde bulunulamayacağından davalının yargılamanın iadesi talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili tarafından ibraz edilen adres bilgisi raporu ve taşınmaz alımına ilişkin vekaletname örneğinden tapu iptal tescil dosyasının yargılaması sırasında davalı …’ın Almanya ülkesinde ikamet ettiği ve adresinin belli olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen yargılamanın iadesi yolu ile kaldırılması talep edilen karar, davalıya 05.05.2011 tarihinde ilanen tebliğ edilmiş ve karar davalı hakkında 06.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Tapu iptal tescil dosyasında dava konusu taşınmazın dosyasının ilgili tapu sicil müdürlüğünden getirtilmesi ve ya taşınmazın satışına dayanak vekaletnamenin getirtilmesi halinde dahi davalının Almanya ülkesindeki adresi tespit edilebilecekken mahkemece davalının adresi ilgili kurumlardan yeterince araştırılmaksızın kararın ilanen tebliğ edilmesi Tebligat Kanunu’nun ilanen tebliğe ilişkin hükümlerine aykırı olup karar davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden yargılamanın iadesi talebi ile kaldırılması talep edilen karar usulsüz tebligat nedeniyle kesinleşmemiştir. Yargılamanın iadesi yoluna gidilebilmesi için yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması talep edilen kararın yasal olarak kesinleşmesi gerekir. Kesinleşme şerhi verilerek kararın şeklen kesinleştirilmiş olması kararın yasal olarak kesinleştiği anlamına gelmez. Bu nedenlerle usulsüz tebliği nedeniyle yasal olarak kesinleşmeyen karara karşı yapılan yargılamanın iadesi talebinin usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Yargılamanın iadesini talep eden davalı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yargılamanın iadesini talep eden davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28.06.2021