Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1556 E. 2021/1226 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1556
KARAR NO : 2021/1226

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2021
NUMARASI : 2021/186 D.İş 2021/191 Karar
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 21.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.10.2021

İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.06.2021 tarih 2021/186 D.İş 2021/191 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkili şirketin 20.10.2020 tarihinde kurulduğunu, eşit hisse payına sahip olan dava dışı …, … ve davalı … olmak üzere üç ortağının bulunduğunu, müvekkili şirketin dava dışı … ile 10.12.2020 tarihinde franchise sözleşmesi imzaladığını ve … isimli restoranı işletmekte olduğunu, başka bir ticari faaliyetinin bulunmadığını, Covid-19 salgını kapsamında alınan tedbirler doğrultusunda şirketin cirosunun beklentinin altında kaldığını, aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen ortak …’in müvekkili şirketteki hisselerini hukuken geçerli olmayacak bir biçimde devretme gayreti içerisine girdiğini, 09.06.2021 tarihinde bu ortak ile dava dışı … arasında adi yazılı hisse devir sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmenin noter huzurunda imzalanmadığı için şekil şartının gerçekleşmediğini, ayrıca hisse devrine ilişkin herhangi bir yönetim kurulu kararı alınmadığını ve devrin şirket tarafından onaylanmadığını, sözleşme tarihi itibariyle davalının devir konusu sermaye payını tamamen ödememiş olduğunu, bu nedenlerle sözleşmenin geçersiz olduğunu, hisse devir bedelinin kasten yüksek gösterilerek haksız menfaat elde edilmeye çalışıldığını, hisseleri devraldığı iddia edilen …’ın restorana gönderdiği kişilerin burada huzursuzluk çıkardıklarını iddia ederek, aleyhine ihtiyati tedbir istenen …’in müvekkili şirketteki hisselerini devre ilişkin tasarruflarına teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, tarafların ortak oldukları şirketin anonim şirket olduğu, şirket hisselerinin ortak olmayan üçüncü kişiye devri neticesinde şirketin şahıslardan bağımsız olarak varlığını sürdürebileceği, aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen haricinde kalan ortakların, aleyhine tedbir talep edilenin hisselerini üçüncü bir kişiye devretmeleri durumunda rüçhan hakkına sahip oldukları, şirket yönetim kurulunun hissedarın üçüncü kişiye yaptığı devir işlemini onaylamama imkanının bulunduğu, aleyhine tedbir talep edilenin yapmak istediği devir işleminin Franchising Sözleşmesi imzalanan şirketin onayına sunulup sunulmadığı ve bahsi geçen şirketin hisse devri işlemine onay vermeyeceğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosya muhteviyatında yer almadığı, sair iddiaların ve tarafların haklılık durumlarının esas hakkında yapılacak yargılama sırasında belirlenebileceği, ayrıca ortağın şirket bünyesinde kalmaya zorlanmasının usul ve yasa hükümlerine aykırılık teşkil edeceği, şirket ana sözleşmesinde şirket paylarının sınırlandırıldığına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, tedbir talebinin haklılık ve yaklaşık ispat kuralı gereklerine haiz olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talep eden vekili, dava dışı … ile akdedilmiş olan franchise sözleşmesinde franchise verenin onayı olmaksızın pay devri yapılmasının, franchise veren lehine haklı fesih nedeni olarak belirtildiğini, restoranın asıl kiracısının franchise veren şirket olduğunu, müvekkili şirketin ise alt kiracı olduğunu, franchise veren şirketin müvekkili şirkete 17.06.2021 tarihli ihtarname gönderdiğini, karar tarihi itibariyle ihtarname henüz taraflarına ulaşmadığı için dosyaya sunulamadığını, TTK’nın “Rüçhan Hakkı” başlıklı 461/1 maddesinde “Her pay sahibi, yeni çıkarılan payları, mevcut paylarının sermayeye oranına göre, alma hakkını haizdir.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, sermaye artırımına ilişkin olarak yapılan bu düzenlemenin mevcut duruma uygulanmasının mümkün olmadığını, şirket ana sözleşmesinde paydaşlara tanınmış bir önalım hakkının düzenlenmediğini, bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredileceğini, ancak şirket ortağı tarafından bu bedelin ödenmesi durumunda yönetim kurulunun onayı şartının ortadan kalkacağını, şirketin zarar uğraması tehdidinin devam ettiğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, ihtiyati tedbir talep eden şirket vekili, müvekkili şirketin üç ortağından bir tanesi olan karşı taraf …’in şirketteki hisselerini 09/06/2021 tarihinde adi yazılı hisse devir sözleşmesi ile dava dışı …’a devrettiğini, bu sözleşmenin noter huzurunda imzalanmaması, hisse devrine ilişkin yönetim kurulu kararı alınmaması, devrin şirket tarafından onaylanmaması ve devir konusu sermaye payının tamamen ödenmemiş olması nedenleriyle geçersiz olduğu, hisse devir bedelinin kasten yüksek gösterilerek haksız menfaat elde edilmeye çalışıldığını ileri sürerek, aleyhine ihtiyati tedbir istenen tarafından müvekkili şirketteki hisselerin devrine ilişkin tasarruflara teminatsız ihtiyati tedbir konulması isteminde bulunmuştur. İhtiyati tedbir talep eden şirket hisselerinin senede bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmış ise nama yazılı, bağlı nama yazılı ya da hamiline yazılı hisse senedi olup olmadığı, devrin pay defterine kaydı yapılmadıkça şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceğinden, pay defterine kaydedilip kaydedilmediği, dava konusu payların bedelinin ödenmiş olup olmadığı, şirket esas sözleşmesinde hisse devrine ilişkin kısıtlayıcı bir hükmün bulunup bulunmadığı, aleyhine ihtiyati tedbir edilen ortağın pay devrinin şirket zararına kötü niyetli olup olmadığı hususları yargılamayı gerektirmekte olup, mevcut dosya kapsamına göre yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmakla mahkemece tedbir talebinin reddine dair verilen karar yerinde bulunmuşur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir talep edenden tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir talep edenin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21.10.2021