Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1552 E. 2021/1339 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1552
KARAR NO : 2021/1339

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2021
NUMARASI : 2021/44 Esas 2021/474 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.11.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.06.2021 gün ve 2021/44 Esas 2021/474 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç ile davalıya ait araç arasında 23.11.2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında davalıya ait araç için 14.434,01.TL hasar bedelinin servis firmasına ödendiğini, ancak Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/146 Değişik İş Sayılı dosyasında alınan 09.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle ödenen tazminatın haklı bir nedene dayanmadığından davalıya ait aracın hasar bedeli olarak ödenen bu bedelin iadesi gerektiğini, haksız olarak ödenen bedelin iadesi için davalı hakkında İzmir 21. İcra Müdürlüğü ‘nün 2020/3531 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davaya konu trafik kazasının Karşıyaka ilçesinde Yenigirne semtinde meydana geldiğini, HMK.nun 6. Maddesi gereğince genel yetkili mahkemenin davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, HMK.nun 16. Maddesi gereğince haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği ya da zararın meydana geldiği ya da gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu, davada Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle yetkisizlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davaya konu trafik kazası sonucunda alınan 13.12.2018 tarihli ilk bilirkişi raporunda sürücülerin ikisinin de % 50 kusurlu olduğu yönünde rapor düzenlendiğini, bu rapora göre tespit edilen hasar bedelinin yetkili servis firmasına 14.434,01 TL olarak ödendiğini, davacı şirket tarafından Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/146 Değişik İş sayılı dosyasında düzenlenen tespit bilirkişi raporunda ise sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edildiğini, her iki bilirkişi raporu arasında çelişki olduğunu, bilirkişi raporları arasında çelişki mevcut iken karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme yaptırabileceğini, davalının hasarı ödenen aracın sahibi olduğunu, ancak servis plakasını dava dışı şirkete 23.08.2018 tarihinde bir yıllık kiraya verdiğini, 22.01.2019 tarihinde de aracın satışının yapıldığını, kaza tarihinde işletme hakkının müvekkilinde olmaması nedeniyle davanın kiracı şirkete ihbarını istediklerini savunarak davanın reddini ve % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6.maddesindeki düzenlemeye göre genel yetkili mahkemenin, davanın açıldığı tarihte davalı gerçek veya tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesi olduğu, somut olayda davalının yerleşim yeri adresinin Karşıyaka mahkemelerinin yetki alanında olduğu, davaya konu trafik kazasının Karşıyaka mahkemelerinin yetki alanı içinde meydana geldiği, mahkemenin davaya bakma yetkisinin bulunmadığı, davaya bakma yetkisinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davaya konu icra takibinde davalının yetkiye itiraz etmediğini, davalı borçlu icra takibinde yetkiye itiraz etmediğinden icra müdürlüğünün yetkisinin kesinleştiğini, bu nedenle icra takibinin açıldığı yer mahkemesinin yetkili hale gelmiş olacağını, KTK.nın 110. Md gereğince motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez ya da şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceğini, sigorta sözleşmesini yapan acente İzmir’de bulunduğundan İzmir mahkemelerinin de yetkili olacağını, mahkemece HMK.nun 17. Md gereğince karar verilmiş olsa da HMK 17. Md sinin yetki sözleşmesini düzenlediğini, somut olayda her iki taraf tacir olmayıp yetkili kılınan bir mahkemenin de bulunmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Eldeki davada, davacı vekili, müvekkili şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç ile davalıya ait araç arasında meydana gelen kaza sonrasında davalıya ait araç için 14.434,01 TL hasar bedelinin ödendiğini, ancak sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle davalıya ait aracın hasar bedeli olarak ödenen bu bedelin iadesi için davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalının yerleşim yeri ve kaza mahali Karşıyaka’da, davacı sigorta şirketinin genel merkezi İstanbul’da olup, davacı şirketin İzmir ilinde Ege Bölge Müdürlüğü de bulunmaktadır. Davaya konu trafik sigorta sözleşmesini yapan acente de Alsancak İzmir adresinde bulunmaktadır. Davacı vekilinin davayı trafik sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu ve sigortacının bir acentesinden daha yetkili organı olan Bölge Müdürlüğünün bulunduğu İzmir’de açtığı gözetilerek yetki ilk itirazlarının reddi ile davanın esasına girip ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi yerinde değildir. Nitekim dava konusu uyuşmazlıkların temyiz incelemesini yapan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir. Her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E, 2018/463 K sayılı kararı bunun aksine ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları sadece ilgili dosya yönünden bağlayıcı olup anılan karar tarihinden sonra bile Yargıtay 17. Hukuk Dairesince( 26.04.2018 tarih 2017/1317 E, 2018/4550 K) Hukuk Genel Kurulu kararının aksine eski yerleşmiş içtihatlarına uygun şekilde kararlar verildiği anlaşılmakla Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararına itibar edilmemiştir. Kaldı ki; davaya konu trafik sigorta sözleşmesini yapan acentenin Alsancak İzmir adresinde bulunması nedeniyle de İzmir Mahkemesi zaten davaya bakmaya yetkilidir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince yetkili olmasına rağmen yetkisizlik kararı verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davaca vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.06.2021 tarih 2021/44 Esas 2021/474 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.11.2021