Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/155 E. 2023/1408 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/155
KARAR NO : 2023/1408

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2020
NUMARASI : 2017/981 Esas 2020/298 Karar

DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ : 12.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 12.10.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.07.2020 tarih 2017/981 Esas 2020/298 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı … Şti’nin tek yetkilisinin 2016 yılına kadar dava dışı … olduğunu, müvekkili ile … arasında düzenlenen 18.07.2016 tarihli pay devri sözleşmesi kapsamında müvekkilinin şirket hisselerinin %50’si oranındaki 200 adet payı 200.000,00 TL bedelle devraldığını, sözleşmede … ‘in devir bedelini aldığının yazılı olduğunu, sözleşmenin İzmir 21. Noterliği’nce onaylandığını, şirket genel kurulunun 18.07.2016 tarihinde aldığı 2016/1 sıra numaralı genel kurul kararı ile şirketin iki ortaklı olarak devamına, müvekkili ile … ‘in aksi karar alınana kadar süresiz şirket müdürü seçilmesine, tek imzanın bulunduğu eski imza sirkülerinin iptaline ve ortakların şirketi müştereken imzaları ile temsil etmelerine karar verildiğini, bu genel kurul karar toplantı tutanağının da İzmir 21. Noterliği’nin 23775 yevmiye numarası ile onaylandığını, davalı şirketin yetkilisinin tüm hukuki işlemlerde müştereken imza gerektiğini bilmesine rağmen haksız ve kötü niyetli olarak daha önce iptal edilmiş imza sirkülerine dayanarak … İzmir adresindeki … adlı işletmeyi 80.000,00 TL bedelle davalı … Şti’ne devrettiğini, bu devrin Bornova 4. Noterliği’nce 30.09.2016 tarihinde onaylandığını, bu sözleşmenin butlanla sakat olduğunu, ortakların iradesine uygun olmadığını, müşterek imza bulunmadığını ve kanuni şekle uygun olmadığını iddia ederek geçmişe etkili olarak geçersizliğine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Şti. vekili, limited şirketlerin pay devrinde, pay devir sözleşmesinin ve kararın ticaret sicil müdürlüğünde tescili ve gazetede ilanının gerekli olduğunu, davacı ve diğer davalı … Şti arasında gerçekleştirilen İzmir 21. Noterliğinin 18.07.2016 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesinin Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve gazetede ilan edilmediğini, ilgili pay devir sözleşmesinin iyi niyetli 3. kişi durumunda olan müvekkili şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, imza yetkisinin belirlenmesine ilişkin kararın TTK madde 375 hükmü doğrultusunda yönetim kurulu tarafından alınmaması sebebiyle hukuken geçersiz olduğunu, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’nın limited şirketlerde esas sermaye payının geçişi hallerini düzenleyen tescil başlıklı 598. maddesinde; “(1) Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret sicile başvurulur. (2) Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması halinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir. (3) Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur.” şeklinde düzenleme bulunduğu, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 04.07.2018 tarihli yazısı ekinde bulunan CD’de yapılan incelemeye göre 18.07.2016 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesi ile 30.09.2017 tarihli işletmenin devri sözleşmelerinin ticaret sicile tescil edilmediği, davacı ile davalı … Şti. yetkilisi … arasında akdedilen 18.07.2016 tarihli Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesi hükümlerine göre pay devralan davacının devir sözleşmesini şirkete ibraz ederek genel kurulun onayını alacağını, onaydan sonra Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve ilgili diğer kurumlarda kayıt ve tescil ettirmeyi sağlayacağını kabul ve beyan ettiği, ancak davacı tarafça Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil işleminin yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, 18.07.2016 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesinin geçerli olduğunu, burada tescilin geçerlilik şartı olmadığını, TTK’nın 598. maddesinde esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulacağı, başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortağın, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabileceği hususlarının düzenlendiğini, bu maddede tescilin esas sermaye payının geçişi için zorunlu olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığını, maddenin 3. fıkrasında sicil kaydına güvenen iyi niyetli kişinin güveni korunur denilerek, tescil işleminin aslen bildirici olduğunun ifade edildiğini, sadece ticaret sicil müdürlüğünde tescil yapılmadığından bahisle bu sözleşmeyi yok saymanın mümkün olmadığını, geçersizliğinin tespitini talep ettikleri sözleşmenin tarafları olan davalıların iyi niyetli olmadıklarını, davalı … Şti’nin davalı … Şti’nin yetkilisi olan dava dışı … ‘e işletme devir ücreti olarak toplam 800.000,00 TL ödediğini, oysa devir sözleşmesinde belirtilen tutarın 80.000,00 TL olduğunu, devirde yetkisiz olan ve kötü niyeti sebebiyle müvekkilinin zararını karşılamak zorunda kalacak olan davalı şirket yetkilisi … ‘in ileride müvekkiline ödeyeceği bedelin 800.000,00 TL üzerinden değil de 80.000,00 TL üzerinden hesaplanmasını sağlamak için böyle bir yol izlediklerini, ortada korunacak bir iyi niyetin bulunmadığını, davalı … Şti’nin davaya konu … işletmesinin bulunduğu binanın da sahibi olduğunu, aralarında yıllarca süren bir kira ilişkisi olduğunu, davalı … Şti yetkililerinin pay devrinden haberinin olmadığını savunulamayacağını, devredilen işletmenin şirketin tek mal varlığı olduğunu, devrin yapılmasının ortaklar genel kurulunun kararına bağlı olduğunu, bilirkişi raporlarında bu hususun dikkate alınmadığını, mahkemece bu hususta ek rapor alınması taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davalılar arasında yapılan ticari işletmenin devri sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davacı ile davalı … Şti. yetkilisi … in arasında 18.07.2016 tarihinde İzmir 21. Noterliği’nin 23776 yevmiye sayılı limited şirket pay devri sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmede davalı … Şti. yetkilisi … ‘in davalı … Şti.’deki 200 adet payını davacıya 200,000,00 TL bedel karşılığında devrettiği, davalı … Şti.’nin davacı ve dava dışı … ‘den oluşan genel kurulunun 18.07.2016 tarihli kararıyla, devir ve temlik neticesinde şirketin iki ortaklı olarak devamına ve daha önce şirket ortağı olan … ile şirkete dışarıdan gelen davacının süresiz şirket müdürü olarak seçilmelerine, eski imza sirkülerinin iptaline ve şirketi her türlü işlemde şirket unvanı adı altında imza edecekleri her türlü akit ve taahhütlerde müştereken imzaları ile şirketi temsil etmelerine karar verildiği, genel karar kurul toplantı tutanağının noter tarafından onaylandığı anlaşılmıştır.
Davalılar arasında noterde düzenlenen 30.09.2017 tarihli işletme devri sözleşmesiyle, davalı … Şti. yetkilisi …, … adlı işletmeyi ve bu işletmeye ait işletme hakkının tamamı ile içinde bulunan bilimum menkul, demirbaşların tamamını, işyeri açma ve çalışma ruhsatını, hafta tatili çalışma ruhsatını, 80.000,00 TL bedel karşılığında diğer davalı … Şti.’ne devretmiştir. Bilirkişi tarafından davalı şirketlere ait İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarının incelenmesinde dava konusu 18.07.2016 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesi ile 30.09.2016 tarihli işletmenin devri sözleşmesinin Ticaret Siciline tescil edilmediği tespit edilmiştir.
Limited şirketlerde pay devri usulü, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 595. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan hüküm “(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur” şeklindedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere limited şirketlerde esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onanması ile ortaklar genel kurulunun devre onay vermesi şart olup devir bu onayla geçerli olur. Dolayısıyla şirket ortaklığının devri için tescil ve ilan zorunlu mahiyette olmayıp yalnızca açıklayıcı niteliktedir. Aynı kanunun 598. Maddesinde “(1) Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur. (2) Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir. (3) Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Maddenin 3. fıkrasında pay devrine ilişkin tescil işleminin iyi niyetli kişilerin güvenini korumaya yönelik olduğu vurgulanmış ve tescile kurucu bir nitelik yüklenmemiştir.
Davacı ile dava dışı … arasında düzenlenen limited şirket pay devri sözleşmesinin usulüne uygun şekilde noterde düzenlendiği ve davalı … Şti. Genel kurulu tarafından onaylandığı, böylelikle davacının davalı … Şti’nde pay sahibi haline geldiği hususu sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketler arasındaki ticari işletme devrinin, davacı ortağın rızası olmaksızın yapılması nedeniyle geçersiz olup olmadığı noktasındadır. Limited şirkette pay devri için ticaret siciline tescil ve ilanın kurucu mahiyette olmayıp yalnızca açıklayıcı nitelikte olmasına, davacı tarafından davalı … Şti.’nin ticari işletmenin devri sözleşmesini yaparken davacının pay devraldığını bildiği ve kötü niyetli olduğu hususunu kanıtlayamamasına göre ilk derece mahkemesince TMK’nın 598/3. Maddesi kapsamında davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü KÜ M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 215,45‬ TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12.10.2023