Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1520 E. 2021/1279 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1520
KARAR NO : 2021/1279

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021
NUMARASI : 2020/481 Esas 2021/41 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.11.2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.01.2021 tarih 2020/481 Esas 2021/41 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, sigorta aracılık hizmetleri gören müvekkil şirketin, 24.12.2004 – 10.08.2017 tarihleri arasında davalı yanın sigorta acenteliği faaliyetini yürüttüğünü, davalı şirketini gerekçe göstermeksizin ve basiretli bir tacir gibi davranmaksızın 11.08.2017 tarihinde “Azilname ve Fesih İhbarnamesi” ile müvekkilli ile arasındaki acentelik sözleşmesini feshettiğini, işbu haksız ve gerekçesiz fesih nedeniyle müvekkili lehine portföy tazminatı ile müspet zarar tazminatı doğduğunu, ancak, davalı tarafça müvekkiline hiçbir tazminat ödenmediğini, 5684 sayılı Sigorta Kanunu’nun 23/16. maddesi uyarınca, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin faaliyeti sonucu önemli menfaatler elde ediyorsa ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesinin sigorta şirketinden tazminat talep edebileceğinin düzenlendiğini, müvekkiline ödenmesi gereken ancak ödenmeyen tazminatlar için davalı tarafa 25.09.2019 tarihinde başvurulduğunu, davalının “… Şirketimiz tarafından, münfesih acentenin fesih işleminden sonra portföyünden hak ve menfaat elde edilmesine yönelik herhangi bir işlem yapılmamıştır.” bildirerek, taleplerin reddedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, Sigortacılık Kanunu’ nun 23/15. maddesi gereğince 1.000,00 TL tazminat ile 23/16. gereğince 1.000,00 TL portföy tazminatının haksız fesih tarihi olan 11.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili şirket adresinin “… Cad. No:… … …, İstanbul” olması ve taraflar arasındaki Acentelik Sözleşmesinin Anlaşmazlıkların Çözümü Başlıklı 19. maddesinde “işbu sözleşmeden çıkacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili” kılınması, özel yetki kuralı nedeniyle, mahkemenin yetkili olmadığını ileri sürerek, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiş, isas yönden davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre ; 02/02/2015 tarihli acentelik sözleşmesinin 27. maddesi ile yetki sözleşmesi yapıldığı, İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili kılındığı, genel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam ettiğine dair bir kayıt bulunmadığı, HMK’ nın 17/ 2.madesindeki “Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. düzenlemesine göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, davanın, sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabileceği, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olduğu, tarafların, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırdıkları, yetki sözleşmesine göre , yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının süresinde yapmış olduğu yetki ilk itirazının kabulü ile Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Karara karşı ,davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davada birden fazla mahkeme yetkili olduğunu, davalının bölge müdürlüğünün İzmir’de olması nedeniyle davanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, davalının bölge müdürlüğünün İzmir’de olması ve yetki sözleşmesinin genel işlem şartı hükmünde olması nedeniyle davanın yargılamasında İzmir Mahkemesinin yetkili olduğunu, ileri sürmektedir.
GEREKÇE : Dava , sigorta acentelik sözleşmesinin feshinden ve 5684 sayılı Sigorta Kanunu’nundan kaynaklanan tazminatın tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesindeKİ ; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesine göre tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında düzenlenecek yetki sözleşmesi ile münhasıran yetkili yeri belirleyebilecek olup, aksi kararlaştırılmadıkça, dava yalnız yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemesinde açılır ve taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini isterlerse, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, taraflara arasında varlığı ihtilafsız Acentelik Sözleşmesinin 27.maddesinde ” sözleşmeden çıkacak ihtilaflarda İstanbul Merkez ( Çağlayan ) Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir ” düzenlenmiş olmakla, tacir olan taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi ile İstanbul Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Bu durumda, düzenlenen yetki sözleşmesinde, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesi istenilmediğinden, yetki sözleşmesinde gösterilen İstanbul Mahkemeleri münhasır yetkili mahkeme olup, ilk derece mahkemesince, süresi içerisinde yapılan yetki itirazının kabulüne karar verilmesi doğru olmakla, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir. İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04.11.2021