Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1424 E. 2021/1497 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1424
KARAR NO : 2021/1497

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04.02.2021
NUMARASI : 2019/306 E. 2021/84 K.
DAVANIN KONUSU : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 07.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.12.2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.02.2021 tarih 2019/306 E. 2021/84 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, 22.10.2015 tarihinde davalıların sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın karşıdan karşıya geçen müvekkilleri …’in eşi, diğer müvekkillerinin babası olan …’e çarpması nedeniyle …’in ölümüne sebebiyet verdiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını, davalı sigorta şirketinin müvekkili …’e yaptığı 25.378,53 TL ödemenin gerçek zararı karşılamadığını, ödenmesi gereken tazminat ile ödenen arasında fahiş fark bulunduğunu, müvekkillerinin manevi zarara da uğradığını ileri sürerek, müvekkili … için 2.000,00 TL, diğer müvekkilleri için 1.000,00’er TL destek tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan, her bir müvekkili için 25.000,00’er TL manevi tazminatın davalı sürücüden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, müvekkili tarafından davacı …’e yapılan ödemeyle müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müteveffanın çocuklarının destek yaşının üzerinde olduğunu, fahiş tazminat talebinde bulunulduğunu, manevi teminatının kasko poliçesinde yer aldığını, davanın sigorta şirketine ihbar edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün % 75, müteveffanın % 25 oranında kusurlu olduğu, bilirkişi raporunda geride kalan eş … için 87.240,00 TL destek zararı hesaplandığı, kusura göre davacının 21.810,00 TL alacağı bulunmakta ise de 27.680,00 TL’lik davadan önce yapılan güncellenmiş ödemenin mahsubu halinde davacının tazminat alacağı kalmadığı, diğer davacıların destekten kurtulmuş oldukları, davacıların manevi zarara uğradıkları gerekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile eş … için 4.000,00 TL, diğer davacılar için 2.000,00’er TL manevi tazminatın davalı …’tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI ÖZETİ : Dairemizce poliçe tanzim tarihi olan 16.09.2015 tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(Trafik Sigortası) Genel Şartları yürürlükte olduğu için yeni genel şartlara göre destek tazminatı hesaplanması icap ettiği gerekçesiyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca karar kaldırılmıştır.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI SONRASINDA İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, istinaf kararından sonra Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih 2019/40E 2020/40K sayılı kararıyla 6704 sayılı yasanın 3. maddesiyle değiştirilen 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin iptaline karar verilmiş ve karar RG yayınlanmış olmakla, kararın gerekçesi gözetilerek zarar hesabının Yargıtay tarafından benimsenen PMF yaşam tablosuna göre ve % 10 artırım ve %10 iskonto yöntemi uygulanarak rapor alındığı, bu raporda eş …’in destekten yoksun kalma tazminatı alacağının 128.637,96 TL olduğu, müteveffanın % 75′ lik kusurunun düşülmesi halinde destekten yoksun kalma tazminatı alacağının 32.159,49 TL tespit edildiği, davalı sigorta tarafından yapılan güncellenmiş ödemenin mahsubu ile 36.253,23 TL’nin mahsubu halinde davacının alacağı kalmadığı gerekçesiyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatını reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı … için 12.000,00 TL, davacı …, …, … ve … için ayrı ayrı 7.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …”tan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili ve katılma yoluyla davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından eş …’e çok az destek tazminatı ödendiğini, müteveffanın asgari ücret seviyesinde geliri olduğu düşünülerek hesaplama yapıldığını, yargılama sırasında tanıklarla açıkladıkları üzere murisin emekli olmasının yanı sıra ek iş olarak ilgilendiği zeytinlikten ayda 2.000,00TL’ye tekabül edecek biçimde hatırı sayılır bir gelir elde ettiğini, desteğin ölüm anındaki net geliri üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, diğer müvekkillerinin yaşlarının büyük olduğu için destek tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığını, her baba çocuklarının evli veya çocuklu olmasına bakmadan destek olduğunu, destek tazminatı hesabında Anayasa Mahkemesinin 2019/40E, 2020/40 K sayılı kararı esas alınarak yeniden değerlendirme yapılmasının isabetli olacağını, Yargıtay 17. H.D 14.01.2021 tarih 2020/2559E, 2021/34K sayılı ilamı ile görüş değiştirerek TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve progresif rant metodunda göre hesaplama yapılması gerektiğini belirttiğini, az miktarda manevi tazminata hükmedildiğini, maddi tazminat talepleri reddi nedeniyle davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Katılma yoluyla davlı … vekili, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu, davacıların manevi tazminat talepleri kısmen kabul edilerek her bir davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiğini, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, destek tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle destek tazminatı isteminin reddine manevi tazminatı isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Desteğin ve hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, destek tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı aynı Dairece kabul edilmektedir. Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacılar ile desteğin muhtemel bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 01.03.2021 tarih 2019/6425 E, 2021/2044 K sayılı kararı).
Somut olayda, davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araçla gerçekleşen kazada müvekkillerinin desteğinin öldüğünü ileri sürerek destek tazminatı ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalıya ait zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi 16.09.2015 tarihinde düzenlenmiş olup poliçe tanzim tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(Trafik Sigortası) Genel Şartları yürürlüktedir. Dairemizin kaldırma kararında poliçe tanzim tarihinde yeni genel şartlar yürürlükte olmasına rağmen PMF Yaşam Tablosuna göre hesaplama yapılmasının doğru olmadığı, yeni genel şartlara göre destek tazminatının hesaplanması gerektiği belirtilmiş, mahkemece kaldırma kararından sonra yeniden bilirkişi raporu alınmıştır. Ancak bilirkişi ek raporunda Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40E 22020/40K sayılı KTK’daki bazı maddelerin iptaline dair kararı gözetilerek yeni genel şartlara göre değil PMF Yaşam Tablosuna göre destek tazminatı hesaplanmış, mahkemece bu rapora itibar edilerek davacı eşin güncellenmiş ödemenin mahsubu ile bakiye alacağı kalmadığı gerekçesiyle davacı eş yönünden destek tazminatı talebi reddedilmiştir. Oysa ki yukarıda açıklandığı üzere Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası yeni genel şartlara göre hesaplama yapılamayacak ise de Yargıtay 17. H.D içtihat değişikliğine gidilmesiyle artık PMF Yaşam Tablosuna göre değil TRH 2010 Yaşam Tablosu ile birlikte progresif rant metoduna göre destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir. Yargıtay 17. H.D, Dairemizin kaldırma kararından sonra içtihat değişikliğine gittiği için mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda progresif rant metodunun uygulanması doğru ise de TRH 2010 Yaşam Tablosu yerine PMF Yaşam Tablosunun uygulanması doğru olmamıştır. Böylelikle mahkemece alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmayıp yeniden rapor alınması icap etmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili olarak usulünce düzenlenmiş aktüerya raporu alınmadan karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, maddi zarar belirlendikten sonra manevi tazminatın da mahkemece yeniden değerlendirilmesi mümkün bulunduğundan Dairemizce verilen kaldırma kararının sebep ve şekli de gözetilerek davacı vekilinin sair, davalı … vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.02.2021 tarih 2019/306 Esas 2021/84 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair, davalı …’in manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07.12.2021