Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1309 E. 2021/1223 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1309
KARAR NO : 2021/1223

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2021
NUMARASI : 2020/572 Esas 2021/415 Karar
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 21.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.10.2021
İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.04.2021 tarih 2020/572 Esas 2021/415 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, müvekkili …’un hisseleri kendisine ait olan diğer davacı şirketin borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiğini, alacaklılardan tehditler aldığını, can güvenliği endişesi ile 11.07.2019 tarihinde yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını, şirkette 12.07.2020 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında şirkete ait 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait tüm ticari defterler, faturalar, vergiye esas belgeler ve sair her türlü belge ve evrakların çalındığını ya da yok edildiğini, Buca ilçe Jandarma Komutanlığınca tutanak düzenlendiğini, İzmir 41. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/410 E. sayılı dosyada kamu davasının açıldığını, bu süreçte yurt dışında olan ve ticari işletmede bulunan tüm ticari defter ve belgelerinin muhasebecisinde kaldığını düşünen müvekkili …’un şirketin eski çalışanlarını 25.09.2020 tarihinde aradığını ve defterlerin iş yerine gelen üçüncü kişiler tarafından zorla alındığını bu tarihte öğrendiğini iddia ederek, müvekkili şirketin 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait tüm ticari defter, fatura ve sair belgelerin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ticari defterlerin çalındığı iddia edilen tarihin 12/07/2019, dava tarihinin ise 01/10/2020 olduğu, iki tarih arasında 1 yıldan fazla zamanı geçtiği, davacı şirket yetkilisi …’un şirket defterlerinin çalındığını iddia ettiği tarihte yurtdışında olduğu, ancak 8 gün sonra 20/07/2019 tarihinde yurda dönüş yaptığı, davacı şirketin defterlerinin kaybolduğuna dair olayın oluş şekli dikkate alındığında davacının defterlerin kaybolduğundan haberdar olmadığına dair iddiasının kabul edilemeyeceği, davacı şirket yönünden TTK’da öngörülen 15 günlük hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu, vergi incelemesinde şirketin ve şirket yetkilisinin vergi dairesine karşı yasal sorumluluktan kaçmak amacı ile işbu davanın açıldığı; davacı … yönünden ise, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına ilişkin dava açma hak ve yetkisinin şirket tüzel kişiliğinde olduğu, davacı …’un husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesine dair 15 günlük dava açma süresinin, defter ve belgelerin zayi olduğu tarihten değil, tacirin ziyaı öğrendiği tarihten itibaren başladığını, müvekkilinin 12.07.2019 tarihinde can güvenliği endişesiyle yurtdışına çıktığını, müvekkilinin tüm ticari defter, fatura, vergiye esas belge ve sair her evrakın muhasebecisinde kaldığını düşündüğünü, vergi denetimine giren müvekkilinin defter ve belgelerinin akıbetini araştırmaya başladığını, 25.09.2020 tarihinde şirketin eski çalışanlarını arayıp defterleri ve diğer belgelerin akıbetini sorduğunu, defterlerin akıbetini bu tarihte öğrendiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; davacı şirketin hırsızlık nedeniyle zayi olan ticari defter ve belgeleri hakkında zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle, hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğraması halinde, tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş olup, maddede belirtilen 15 günlük süre hak düşürücü nitelikte olmakla, başlangıcı zıyaının öğrenildiği tarihtir.
Somut olayda, davacılar vekili, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin ticari işletmede saklanmakta iken, 12.07.2019 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında çalındığını ya da yok edildiğini, müvekkili …’un bu tarihte alacaklılarından aldığı tehditlerden kaynaklanan can güvenliği endişesiyle yurtdışında olduğunu, tüm ticari defter ve belgelerinin muhasebecisinde kaldığını düşünen müvekkilinin vergi incelemesi nedeniyle defter ve belgelerinin akibetini araştırmaya başladığını, 25.09.2020 tarihinde defter ve belgelerinin iş yerine gelen üçüncü kişiler tarafından zorla alındığını öğrendiğini belirterek zayi belgesi verilmesini talep etmiş ise de; ticari işletmede meydana gelen hırsızlık olayının ardından 20.07.2019 tarihinde Türkiye’ye dönen davacı …’un basiretli bir tacir olarak ticari defter ve belgerin en geç bu tarihte zayi olduğunun öğrendiğinin kabulü gerekmektedir. Bu nedenle zıyanın öğrenildiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açılması gerektiği, davacı şirket temsilcisinin zıyanın 25.09.2020 tarihinde öğrenildiğine ilişkin iddia ve istinaf itirazlarına bu sebeple itibar edilemeyeceği, davanın açıldığı 01.10.2020 tarihinde TTK’nın 82/7. maddesinde düzenlenen hak düşürücü nitelikteki 15 günlük sürenin geçtiği anlaşılmakla, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21.10.2021