Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/130 E. 2023/1379 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/130
KARAR NO : 2023/1379

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.11.2020
NUMARASI : 2020/123 D.İş 2020/123 Karar
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 05.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 05.10.2023

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.11.2020 tarih 2020/123 D.İş 2020/123 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen … vekili, ihtiyati haciz isteyen bankanın, dava dışı … Şti.’ne kullandırdığı kredide aleyhlerine ihtiyati haciz talep edilen … ve …’un müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, dava dışı … ve …’ün 1/2 hisseyle maliki bulundukları gayrimenkulleri banka lehine ipotek etmek suretiyle ipotek meblağı kadar sorumluluk üstlendiklerini, … isimli şahsın ipotekli gayrimenkulü satın almak suretiyle sorumluluk altına girdiğini,İİK m.45’e göre, alacaklının asıl borçluya başvurmadan önce, asıl borç için verilmiş rehinleri değerlendirmek zorunda olduğunu, doğrudan kendisine başvuran alacaklıya karşı asıl borçlunun, öncelikle mevcut rehinlerin değerlendirmesi gerektiğini, müvekkilinin, icra takibi başlatan bankaya, eksik kalan borcu ödeyip ipoteklerin fekkinin kendisine verilmesini istediği halde, bankanın hukuka aykırı olarak bu talebi kabul etmediğini, kefil olarak kendi payına düşen borcu ödeyen müvekkilinin alacaklı Bankaya halef olacağını, dolayısıyla üçüncü kişi tarafından kredinin teminatı olarak verilen rehinlerin de müvekkili kefile geçeceğini ileri sürerek, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
CEVAP :İhtiyati haciz isteyen banka vekili, müvekkili bankanın alacağını almadan ipoteği devretme veya alacağı temlik etme zorunluluğu bulunmadığını, Kredi genel sözleşmesinin tarihinin 21.11.2011, ipotek tesis tarihinin ise 06.07.2012 ve 12.07.2012 ve 26.07.2007 olduğunu, 2007 tarihli ipotek, 140.000 TL bedelle kurulmuş olup, asıl borcu kapsamadığını, TBK m. 596/f. II hükmü uyarınca kural olarak, kefalet sözleşmesi kurulmadan önce ya da en geç sözleşmenin kurulduğu anda üçüncü kişi tarafından verilen rehin hakları kefile geçmekte iken, sözleşmenin kurulmasından sonra verilen rehin haklarının kefile geçmediğini, itiraz konusu kefalet sözleşmesinin rehnin varlığına güvenilerek yapılmadığını, dolayısıyla, kefilin iş bu dosya borcu için halef olamayacağını belirterek itirazın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayda İzmir 19 İcra Müdürlüğünün 2020/2716 sayılı dosyasında ödeme emrinin itiraz eden tarafa 17/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ancak ödeme emrinde ihtiyati haciz kararın belirtilmediği nazara alındığında itirazın süresinde olduğu; ihtiyati haciz talebinin karşı taraf ihtiyati haciz talep eden banka ile … Şti arasında düzenlenen kredi sözleşmesi ve ihtarnameye dayalı olarak … ve … aleyhine talep edildiği, itiraz eden taraf …’un sözleşmede müteselsil kefil olduğu, ihtiyati haciz talep eden banka tarafından hesabın kat edilerek asıl borçlu … Şti’nin de içinde bulunduğu taraflara hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği, kredi borcunun teminatı olarak alınan ipoteklerin asıl borçlunun borcunu teminat altına almak üzere verildiği, kefillerin kefalet borcunu teminen verilen ipotek bulunmadığı ve itiraz eden tarafın diğer itirazlarının ise İİK 265. Maddesinde yazılı itiraz sebepleri kapsamında olmadığı sonucuna ulaşılarak itiraz eden tarafın itirazlarının TBK 586 ve İİK 265 madde kapsamına göre reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati hacze itiraz eden vekili, İİK m.45’e göre, alacaklı asıl borçluya başvurmadan önce, asıl borç için verilmiş rehinleri değerlendirmek zorunda olduğunu, doğrudan kendisine başvuran alacaklıya karşı asıl borçlunun, öncelikle mevcut rehinlerin değerlendirmesi savunmasını yapabileceğini, müvekkilinin, icra takibi başlatan bankaya, eksik kalan borcu ödeyip ipoteklerin fekkinin kendisine verilmesini (ipoteğin devri için gerekli işlemleri yapmasını) istediği halde, bankanın hukuka aykırı olarak bu talebi kabul etmediğini, kefil olarak kendi payına düşen borcu ödeyen müvekkilinin alacaklı Bankaya halef olacağını, dolayısıyla üçüncü kişi tarafından kredinin teminatı olarak verilen rehinlerin de müvekkili kefile geçeceğinin hükme bağlandığını, bu durumun da bankanın amacının alacağını elde etmek değil, müvekkilini mağdur etmek olduğunu gösterdiğini, TBK m.593/I’e göre; “Borçlunun iflası sebebiyle olsa bile, borç muaccel olduğu takdirde kefil, alacaklıdan yapacağı ödemeyi kabul etmesini her zaman isteyebilir. Bir borca birden çok kişinin kefil olması durumunda alacaklı, kefillerden biri tarafından yapılacak kısmi ödemeyi, bunu öneren kefile düşen paydan az olmamak koşuluyla kabul etmek zorunda olduğunu, buna göre müvekkilinin ödeme teklifini reddeden bankanın kötü niyetli olduğu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2020/2716 Sayılı dosyasında, … Bankası T.A.O. vekili tarafından, aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulan … ve … aleyhine 20.02.2020 tarihinde toplam 854.749,93 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takibin dayanağının ihtiyati haciz talep eden bankanın, asıl borçlu … Şti.’ne kullandırdığı kredi sözleşmesi olduğu, aleyhlerine ihtiyati haciz talep edilen … ve …’un ise sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu oldukları, … ve …’ün 1/2 hisseyle maliki bulundukları gayrimenkuller üzerine ipotek tesis edildiği, banka tarafından hesabın kat edilerek borcun ödenmesinin kredi lehdarı borçlu şirket dahil tüm sorumlulardan istenmesine rağmen bir ödeme yapılmadığı, ihtiyati haciz isteminin müşterek borçlu ve müteselsil kefillere yönelik bulunduğu hususları uyuşmazlık konusu olmadığının sabit olduğu, çekişmenin, müşterek borçlu ve müteselsil kefiller bakımından ihtiyati haczin koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında olup, İİK’nun 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, ancak, rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklının kalan alacağının iflas veya haciz yoluyla takip edebileceği, aynı Yasa’nın 257. maddesi uyarınca da, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için diğer koşulların yanında alacağın rehinle temin edilmemiş olmasının zorunlu olduğu, ayrıca, TBK’nun 586/1. maddesine göre kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını üstlenmiş ise alacaklının asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden evvel kefil aleyhinde takip yapabileceği, bu durum karşısında mahkemece tapudan getirtilen ipotek akit tablosunda ipoteğin aleyhine haciz istenen kefillerin kefalet borcu için değil, asıl borçlunun borcu için verildiğinin tespit edilmesi karşısında, bu durumun TBK’nun 586/1. maddesi gereğince kefile başvuruyu engellemeyeceği nazara alınarak ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiştir. (aynı yönde Yargıtay 11. HD’sinin2015/9618 E-2015/9909 K sayılı kararı)
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati hacze itiraz eden (borçlu) yönünden istinaf karar harcı olan 444,60 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 390,20 TL’nin ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.